folder Tahribat.com Forumları
linefolder Genel
linefolder Şifreci Mühendisler Öldürüldü Mü?



Şifreci Mühendisler Öldürüldü Mü?

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ShockMan
    ShockMan's avatar
    Kayıt Tarihi: 29/Eylül/2004
    Erkek
    cold-m4 bunu yazdı:
    -----------------------------

    cold-m4 bunu yazdı:
    -----------------------------
    öldürüldükleri 300 metreden belli oluo zaten :S ama bu saatten sora araştırsan ne yazar.. diğer dahileri korumaya özen göstermeli..
    -----------------------------

    aq ii ki bişey dedik :/ 


    -----------------------------
    Evet Demeseydin belki Cia Sırf sana misilleme olsun diye bu uçaktakilere kıymayabilirdi, sussakmı acaba. :(

    Net ortamı, tek tük de olsa iyi dostluklar sağlamışsa bile, vefasızlığı ile ünlüdür..!
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ibosoft
    ibosoft's avatar
    Banlanmış Üye
    Kayıt Tarihi: 24/Ağustos/2005
    Erkek
    her şüpheli ölüm arkasında soru işaretleri bırakıyor. Ama bunu planlayanlar mutlaka bu olayı unutturacak başka olaylarda yapar. Belkide bu olay başka bi olayı unutturmak için yapılmıştır. Yada yeni nesil profesörlere gözdağı vermek için yada yada yada paranoyaklaşmak güzelde nereye kadar

    dizi dizi incisin danalıkta birincisin
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    mayla
    mayla's avatar
    Kayıt Tarihi: 21/Mayıs/2007
    Erkek

    Nükleer Fizikçilerin İşlerine Baktıkça Korkunç Şüphe Büyüyor: UÇAK DÜŞÜRÜLDÜ MÜ?

     

    ‘1 Ton Toryum= 1 MİLYON VARİL PETROL’… Bu eşitliğin kazada ölen profesörlerle ilgisi şu: PROF. DR. ARIK, TÜRKİYE’NİN DE TORYUM KULLANMASINI İSTİYORDU. Yani Türkiye’nin sahip olduğu toryumun toplam değeri yaklaşık 70 trilyon 400 milyar dolar. Bu rakam ise Türkiye’nin iç ve dış borçlarının toplamı olan yaklaşık 200 milyar doları 350 kez ödeyebiliyor. 57 kişinin öldüğü kazada hayatını kaybedenler arasında bulunan 6 bilimadamının Türkiye’nin nükleer araştırmalarında çok önemli role sahip oldukları ortaya çıktı.

    nukleer_fizikciler.jpg

     

    Düşen uçağın yolcuları arasında Isparta’da düzenlenen bilimsel bir toplantıya katılmak için İstanbul’dan gelen Boğaziçi Üniversitesi Nükleer Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Engin Arık, Boğaziçi Üniversitesi Araştırma görevlisi Berkol Doğan, Lisansüstü öğrencisi Engin Abat, Doğuş Üniversitesi Fen Bilimleri Bölümü Başkanı Prof.Dr. Şenel Boyda, Doç.Dr. İskender Hikmet ve Araştırma görevlisi Mustafa Fidan da bulunuyordu. Isparta’ya gelen bilim adamlarının, Eğirdir ilçesinde gerçekleştirilecek ‘Türk Hızlandırıcı Merkezinin Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarının Kurulması’ başlıklı DPT projesinin IV. Çalışma toplantısına katılmak için yola çıktıkları öğrenildi.

    Korkunç kazada hayatını kaybedenlerin arasında bulunan 6 bilimadamının Türkiye’nin nükleer araştırmalarında çok önemli role sahip oldukları ortaya çıktı. Kazanın Nükleer enerji konusunun hararetli bir şekilde tartışıldığı ve Türkiye’nin nükleer güç kullanımına ilk adımlarını attığı günlere denk gelmesi soru işaretlerini artırdı. Vefat eden yolcular arasında Boğaziçi Üniversitesinden Prof. Dr. Engin Arık, Araştırma Görevlisi Özgen Berkol Doğan, Yüksek Lisans Öğrencisi Engin Abat ile Doğuş Üniversitesinden Prof. Dr. Şenel Fatma Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve Araştırma Görevlisi Mustafa Fidan da bulunuyor.

    Bu sabah Süleyman Demirel Üniversitesinin davetlisi olarak, konferans vermek üzere Isparta’ya giden bilim adamlarının mesai arkadaşlarından gelen açıklamalar da bu şüpheleri doğrular nitelikte. Bakın yakın arkadaşları esrarengiz kazada hayatını kaybeden arkadaşlarını nasıl anlatıyor?

    ENGİN ARIK “CERN” ADLI MERKEZDE YÜRÜTÜLEN “ATLAS DENEYİ”NDE ÇALIŞIYORDU

    Isparta’nın Keçiborlu ilçesi yakınlarında düşen Atlasjet uçağında ölen yolcular arasında bulunan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Arık’ın, İsviçre’nin Cenevre kenti yakınlarında kurulu, “European Organization for Nuclear Research (CERN)”deki “Atlas Deneyi”nde çalıştığı öğrenildi.

    Avrupa ülkelerinin ortak girişimleri ile kurulan bir nükleer araştırma merkezi olan CERN’de yürütülen “Atlas” deneyine Ankara ve Boğaziçi üniversiteleri “Gözlemci” statüde katılıyor.

    Boğaziçi Üniversitesi Grubunun başında ise Isparta Süleyman Demirel Üniversitesinde düzenlenen çalıştaya katılmak üzere Isparta’ya giderken uçağın düşmesi sonucu hayatını kaybeden yolculardan Prof. Dr. Engin Arık bulunuyor. Arık başkanlığındaki grup, aynı zamanda “Karanlık madde” arayan “CAST deneyi”nde de çalışıyor.

    Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü yetkilileri, “Atlaj Deneyi”nin, yüksek enerji fiziği ile ilgili deneysel bir çalışma olduğunu, “Atlas”ın da bir “detektör” adı olduğunu bildirdi.

    İşte Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Arık’ın katıldığı konferanslarda Nükleer Enerji Santralleri hakkında aktardığı kritik ve önemli bilgiler.

    TORYUM MADENİ VE GERÇEĞİ

    Nükleer Enerji Santralleri’nde uranyum yerine kullanılabilecek olan toryumun 21. yüzyılın en stratejik maddesi olacağını ve Türkiye’nin dünya toryum rezervlerinde 2. sırada bulunduğunu belirten Prof. Dr. Arık, “Japonya, elinde hiç toryum bulunmamasına rağmen, toryumla çalışacak nükleer enerji santrallerine yönelik çalışma yapan üç ülkeden biri. Türkiye’de ise bu alandaki bilimsel araştırmalar desteklenmiyor.”

    1 TON TORYUM = 1 MİLYON VARİL PETROL

    “Eğer toryum kullanıma sokulabilirse Türkiye elektrik üretmek için petrol ya da doğalgaz satın almak zorunda kalmayacak. Isınma ihtiyacımız için yer altındaki yaklaşık 900 bin tonluk toryum ile ürettiğimiz elektriği kullanabiliriz.”

    “Bugün dünyada savaşlara neden olan petrolün 1 milyon variliyle elde edilebilen enerji, sadece 1 ton toryum kullanılarak üretilebilecek.”

    DÜNYADAKİ TORYUM REZERVLERİ

    ÜLKE ADI - KESİN MİKTAR - TAHMİNİ MİKTAR - TOPLAM (Bin Ton)

    Brezilya - 606 - 700 - 1306

    Türkiye - 380 - 500 - 880

    ABD 137 - 295 - 432

    Hindistan 319 - 319

    DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ’NDEN 3 ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ÇOK ÖNEMLİ İŞLER YAPIYORLARDI

    Prof. Dr. Şener Fatma Boydağ ve Araştırma Görevlisi Mustafa Fidan’ın, Doğuş Üniversitesi’nde görev yaptıkları öğrenildi.

    Prof Dr., Mithat Uysal, “3 öğretim görevlimiz, proje için Isparta’ya gidiyorlardı. Uçağın düştüğünü öğrendik, çok üzüldük. Çok önemli işler yapan önemli bilim adamlarıydı.” diye konuştu.

    Öte yandan, hayatını kaybeden Doğuş Üniversitesi öğretim görevlilerinin Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ile birlikte teknoloji projesini gerçekleştirmek üzere 10 ayrı üniversiteden öğretim görevlileriyle birlikte Isparta’ya gittikleri öğrenildi. Ayrıca, yine Doğuş Üniversitesi’nden Doç. Dr. Serkan Ali Çetin’in de aynı bineceği, ancak daha sonra vazgeçtiği öğrenildi. Bu arada, üniversitede yas ilan edilerek üniversitenin bayrağı yarıya indirildi.

    Doğuş Üniversitesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ahmet Ceranoğlu, Atlasjet uçağının Isparta’nın Keçiborlu ilçesi yakınlarında düşmesi sonucu hayatını kaybeden üniversitenin 3 öğretim üyesinin, Türk Hızlandırıcı Merkezinin Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarı Projesi’nin önde gelenleri olduğunu bildirdi.

    Üniversitede basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Doç. Dr. Ceranoğlu, Ankara Gölbaşı’nda kurulacak Hızlandırıcı Teknoloji Merkezi için Türkiye’de 10 üniversitede çalışan akademisyenlerce ‘Türk Hızlandırıcı Merkezinin Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarı’ projesi çalışması başlatıldığını söyledi.

    Projenin yüksek teknolojiye yön veren bir çalışma olduğunu kaydeden Ceranoğlu, ‘Arkadaşlarımız Türk Hızlandırıcı Merkezinin Teknik Tasarımı ve Test Laboratuvarı Projesinin önde gelenleriydi’ dedi.

    Bu sabah başlayacak toplantının 6 ayda bir 10 üniversiteden birinde yapıldığını hatırlatan Doç. Dr. Ceranoğlu, çalışmaların değerlendirilmesiyle ilgili bu toplantının, Süleyman Demirel Üniversitesinin talebiyle Isparta’ya alındığını kaydetti.

    Doç. Dr. Ahmet Ceranoğlu, ‘Kaderin cilvesi. Son 2-3 ay içinde toplantının yapılacağı üniversitenin değişikliği konusunda talep geldi. Süleyman Demirel Üniversitesi daha istekli ve hazırlıklı gibi görünüyordu. Bu değişiklik yapıldı. Çalışmalar arkadaşlarımızın ölümüyle yavaşlamış veya bitmiş değildir. Bu olay bu çalışmaları hızlandırıcı bir güç olacaktır’ diye konuştu.

    Çeşitli kaynaklardan alınıp derlenmiştir.

    Makale Adresi: http://www.eno7.org/haberler/nukleer-fizikcilerin-islerine-baktikca-korkunc-suphe-buyuyor-ucak-dusuruldu-mu.pl

     

     

     ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

     

     

    Aselsan Mühendisleri Beyinlerine Gönderilen Radyo Dalgalarıyla İntihara Zorlandı

    ABD’nin Türkiye’ye vermediği F-16′ların gizli yazılımları üzerinde çalışan ve peşpeşe intihar eden 3 Türk mühendisin ölümüyle iligili şok bir iddia ortaya atıldı. İddiaya göre, mühendisler beyinlerine gönderilen radyo dalgalarıyla intihara zorlandı. F 16′ların ABD tarafından Türkiye’ye verilmeyen gizli yazılımları üzerinde çalışan 3 Türk mühendisin intihar etmeyip suikaste kurban gittiği iddiaları güçleniyor. Yeni istihbarat teknolojisi ve kozmik savaş üzerine pek çok askeri ve sivil stratejik kuruluşta brifingler veren kozmik bilim uzmanı Prof. Dr. Ahmet Maranki, ASELSAN’da çalışan 3 mühendisin peşpeşe kuşkulu bir biçimde intihar etmesiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. En çarpıcı örnekte Apaçi helikopterlerinin Irak’taki 400 bin devrim muhafızının beyinlerine radyo dalgaları ile müdahale ederek inlerinden çıkarıp evlerine göndermesidir. Sonradan akılları başlarına geldi.

    muhendisradyodalgasi.jpg

     

    Maranki, ASELSAN’da ABD’nin Türkiye’ye vermek istemediği gizli yazılımlar üzerine çalışan üç mühendisin ölümüyle ilgili, “Bu kişilerin beyinlerine tıpkı biorezinans gibi belirli radyo dalga boyları gönderilerek intihar dürtüsü oluşturulmuş olabilir” dedi.

    548168.jpg
    Prof. Dr. Ahmet Maranki

    SİVRİSİNEK ÖRNEĞİ

    Maranki, evlerde kullanılan elektrikli sivrisinek kovucuların “sineklerin direkt beyinlerinde hasara yol açtığını, anında hiperaktif duruma geçip kaos yaşadıklarını” hatırlatarak, “Şu an tıpta değişik radyo boylarında elektronik dalgalar hastaya uygulanıyor; bu sayede damar açılıyor, beyin tümörü yok ediliyor, düşünce yönlendiriliyor, şuurun açılması ve belirli tepkiler vermesi sağlanıyor vs. O halde bunun tersi neden olmasın?” diye konuştu. Maranki bu dalgaların cep telefonundan, bilgisayardan ve günlük kullanımlı belirli elektronik cihazlardan kişi veya kişilere gönderilebileceğini kaydetti. Maranki, “Belli dalga boyları ihtiva eden frekans içerikli kodlamalarla insanın bedenine ve bilhassa düşüncesine, yani beyine uygulanarak, şuurda bulandırma, kontrol ve yönlendirme yapılmaktadır. Bunun örnekleri dünyada ve Türkiye’de pek çoktur; ama ne yazık ki devletin araştırma, emniyet ve istihbarat birimleri bu bigilerden yoksundur ve gerekli inceleme yapılamamaktadır” dedi.

    ABD VE RUSYA’DA VAR

    ABD ve Rusya’da 15 yıl görev yaptığını hatırlatan Maranki, “Görüp öğrendiklerimizle radyo dalgalarıyla, ses dalgalarıyla, görüntü dalgalarıyla beyin kontrolü ve zihin yönlendirmenin mümkün olduğu görülmüş ve uygulamalarının nasıl yapıldığı tespit edilmiştir. Irak’ta ki 400 bin Saddamın ordusunun ne olduğu bilinmemektedir. Pentagon Bosna ve Bağdat’ta bazı yeni teknolojilerin kullanıldığını açıklamaktan çekinmemiştir” diye konuştu. Beyine verilen belirli radyo dalgaları sayesinde kişinin adım adım intihar dürtüsünün kontrolüne girdiğini öne süren Maranki, Türkiye’de de bu tür müdahalelerin yapıldığını kaydetti. Maranki bunlara örnek olarak halen hapiste bulunan Salih Mirzabeyoğlu ile Mehmet Ali Ağca’yı gösteriyor.

    Başbilen’in ailesi intihara inanmadı

    İlk “intihar” olayı 7 Ağustos 2006′da gerçekleşmiş, 16 Ocak 2007 ve 26 Ocak 2007′de ise yine ASELSAN’da görevli iki mühendis daha “intihar” etmişti. Üç mühendis de ODTÜ mezunu ve ASELSAN’da ABD’nin Türkiye’ye vermediği ve şifrelerinin de çözülmesini istemediği yazılımlar üzerinde çalışıyorlardı. Başbilen’in ailesi intihara inanmayıp, çocuklarının bir cinayete kurban gittiğini öne sürerek, adli makamlara itirazda bulundu. Giz perdesinde son sözü İstanbul Adli Tıp Kurumu söyleyecek. Başbilen’in bilgisayar kayıtları, telefon kayıtları ve üzerinde çalıştığı konular da rapor kapsamına alınabilecek. Diğer iki mühendis Evrim Yançeken (26) ve Halim Ünsem Ünal’ın (31) da ölüm biçimleri de intihar olarak nitelendirilmişti.

    KOZMİK BİLİMCİ PROF. DR. MARANKİ ÇARPICI KONUŞTU:

    Kozmik Bilimci Prof. Dr. Maranki çarpıcı konuştu: “Nikahsız birine dokununca etrafımızdaki enerji halkaları (aura) kararıyor…Türkiye’de açılan her kuyuda petrol var..”

    Kozmik bilim, bio enerji, sağlıklı yaşam gibi konular üzerinde uluslararası alanda çalışmalar yapan Azerbaycan Kozmik Araştırmalar Enstitüsü’nden Kozmik Bilim Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Maranki, hayatın sırları, sağlıklı yaşam ve dünyada gizli kalmış çalışmalarla ilgili ilginç iddialarda bulundu. Maranki, Türkiye’de açılan kuyuların hepsinde petrol olduğunu ifade etti.

    Samsun’da İlkadım Belediyesi tarafından verilen “Kozmik Bilim ve Kozmik Bilinç” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Ahmet Maranki, kozmik bilimin akıl sahiplerine, yani aklını kullananlara ve düşünenlere hitap ettiğini, kozmik bilincin ise kainat kitabını ilim ve fen noktasında okumak olduğunu söyledi. Konferansında izleyenleri şaşırtan ve ilgisini çeken konulara değinen Ahmet Maranki, dünyanın büyük bir patlamayla oluştuğunu ve bu patlamayla devamlı bir enerjinin yayılıp genişlediğini, genişlemeyle birlikte ise yeni bir enerji ortaya çıktığını dile getirerek, “Kainatın bu hareketlilikle beslenmesi kozmik bilime göre bu enerjiyle bağlantılıdır. Bu gördüğümüz genişleme ve yayılan enerji bütün kozmosu etkilediği gibi dünyamızı da etkiliyor. Yaratıcı diyor ki; “’Sizin göremediğiniz ama her zaman bedeninizde ve çevrenizde enerji ve canlılar var. Bizim görünmez vazifeli yaratıklarımız var’ diyor. Bu çok önemli. O canlılar bizim etrafımızdaki enerjidir. Bu enerji topraklanmadığı takdirde birçok hastalıklar bizi beklemektedir. Etrafımızda oluşan enerjiler canlıdır ve yaratıktır. Dinin emri de bunu gösteriyor. Bu çok önemlidir” dedi.

    İlk defa dünyada bir elin yaydığı enerjileri tespit ettiklerini, vazifeli yaratıkların şu anda boyutta, her şeyin etrafında olduğunu, bilimsel olarak yüz milyon katrilyon canlılı 10 üzeri 16 milyon kalındığında etrafı koruyan canlılar bulunduğunu, bunların bilimsel olarak görüntülendiğini, enerji diye bilinen bu canlılardan koruma alanı oluştuğunu kaydeden Maranki, “Düşüncelerimize göre, etrafımızdaki enerji şekil değiştirmektedir. Kötü bakarsanız enerji alanınız kötü olur. Bunları iyi düşünün, etrafımızdaki canlılar tüm yaptıklarımızı kontrol merkezine iletiyor. Orada bir eksi veya artı veriliyor. Mesela 100 eksiniz olduğunda bir yere çarpabilir, bin tane olduğu zaman başka bir şey olabilir” uyarısında bulundu.

    “RENKLERİN HEPSİNİN TEDAVİ EDİCİ ÖZELLİĞİ VAR”

    Dünyadaki 124 bin hayvanın ve bitkinin hepsinin rengarenk olmasının tesadüf olamayacağına da dikkat çeken Maranki, bunların eşref-i mahlukat olan insanlar için yaratıldığını vurgulayarak, “Bilimsel olarak bazen kabul edilmese de, ‘biz topraktan yaratılmışız’ diyoruz. Toprağız. Toprak ve suyun çekilmiş fotoğraflarına bakıldığında bunların hiç birinin tesadüf olamayacağı görülecektir. Demek ki; gören onun ötesinde bir güç. Biz yaratıcının boyasıyla boyanıyoruz. Mor, lacivert, mavi, yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı. Bu renklerden istifade edin. Renklerin hepsinin tedavi edici özelliği vardır. Osmanlı döneminde renk, ses, müzik odaları vardı. Biz bunları unuttuk. Bütün noktalar bedenimizde var. 8 ayrı noktada renkler var. Tesadüf müdür? Hepsi canlı hepsi enerji saçıyor. Ama bizim insanlarımız televoleler, maçlarla uğraşıyor. Konuşanlar günah keçisi kabul ediliyor ama bunlar gerçektir. Kainatın kitabını okuyarak, sağlımızı korumaya devam edebiliriz. Tabii ki tıp da olacak” diye konuştu.

    “NİKAHLI EŞE DOKUNUNCA RENKLER NORMAL”

    İnsanların etrafındaki canlıların (enerjinin) düşüncelere göre değiştiğini, bunun hızının ise ışık hızını aştığını dile getiren Maranki, bunların hepsinin belgeli olduğunu vurguladı. Krilyan tekniğiyle ilginç bir deney yapıldığına işaret eden Maranki, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Nikahlı ve nikahsız yaşadığız dokunmayla gelişen olaylara bakalım. Erkek nikahlı eşine dokunduğu zaman renkler normal seyrediyor. Ama kendisine yabancı bir kadına dokununca kapkara oluyor. Yaratıcının emirleri dışında olduğu kareler kapkara. İlk defa bunlar bilimsel olarak kanıtlandı. Düşünceye göre çevremizdeki renklerde değişmeler oluyor. Sağ elle aldığımız elmanın rengi bile değişik. Bunun gibi örnekler çok. Gıda konusuna bakıldığında meyveler enerjilerini dışa doğru veriyor. Sağlığımız için de gıdaları zamanında yemeliyiz. Enerji durumları değişik olur. Mantarın müthiş bir enerjisi vardır.

    Ağaçların etrafındaki zehir şifadır, yılan zehri şifadır. Ama bizim enerjimiz ona yetmediği için zehir etkisi yapıyor. Şimdi bunlar silah sanayiinde kullanılmaktadır. Hücrenizi çalıştırın, havuçta da yoğun bir enerji vardır. Sabahları bir elma, havuç, kırmızı pancar suyu içine bir kaşık bal koyup için. Hayatınızda çok şey değişecek. Bir elmanın çekirdeğinde bir elma ağacı varsa, onun çekirdeğini atmak akıl işi değildir. Bu enerji çeşitleri krilyan tekniğiyle tespit edilmiştir.”

    “DÜNYANIN BELLİ MERKEZLERİ VAR, HEPİMİZ İZLENİYORUZ”

    Dünyanın belli merkezleri bulunduğunu örneğin “ABD’nin Nevada 51. bölge denilen merkezinden radyo dalgalarıyla Güney Kore’deki bir çocuğun gözündeki iltihabın yok edildiğini gözleriyle gördüğünü ifade eden Maranki, “Bu radyo dalgaları bize göre, etrafımızdaki yla yapılabiliyor. Faydalı veya zararlı hale getirilebir. En çarpıcı örnekte Apaçi helikopterlerinin Irak’taki 400 bin devrim muhafızını inlerinden çıkarıp evlerine göndermesidir. Sonradan akılları başlarına geldi. Aynı sistem Bosna’da uygulandı. Şu an TV’lerdeki 24. kareden sonra bizim göremediğimiz 25. kareler var. Bunlar bilinçaltını yönetmektedir. ‘AB’ye giren haindir veya girmeyen haindir’ diye düşünürken bugün başka bir şey düşünebiliriz. Beyin kontrolü, zihin kontrolü vardır. 25. kareler beyin alt modunda, şekil ve ritm dalga boyutlarıyla beyin merkezlerini uyarır. Böyle inanırken başka türlü inanmaya başlarsınız” açıklamasını yaptı.

    “TÜRKİYE’DE AÇILAN KUYULARIN HEPSİNDE PETROL VAR”

    Radyo dalgalarının, televizyonların, gazetelerin, bu iletişim araçlarında bulunan görüş ve fikirlerin, alışveriş yapılan dükkanların, bulunulan yerlerin, görüşülen insanların hepsinin beyne etkileri bulunduğunu ve bu etkilerin insanların genlerini aktifleştirdiğini veya pasifleştirdiğini, şehvet odaklarını arttırıp azalttığını ifade eden Maranki, dünyada herkesin izlendiğini ileri sürdü.

    Maranki, “Kastamonu’da 11 kuyudan 3′ünde petrol var” dediğini, ancak “yok” deyip bu kuyuların kapatıldığını, bunun kimsenin umurunda olmadığını da iler sürerek, şöyle devam etti:

    “Türkiye’de açılan kuyuların hepsinde petrol var. 1998 yılında BM temsilcisiyim. Petrol yataklarını araştırıyorduk. Bartın-Sinop arasında petrolleri görüntüledik, akan yerleri tespit ettik. Ama izleniyoruz. Engel oluyorlar.

    Çıkarttırmıyorlar. ‘Birileri bizi gözetliyor mu?’, ‘Her an kontrol altında mıyız?’. Evet, uzaktan zihin, beyin kontrolü mümkün. Radyo dalgalarıyla nelere tesir edebiliriz? Tusinami, kasırga, deprem, tesla projesi neleri kapsıyor? Gölcük depremi proje aksaklığı olabilir mi? Kozmoza hakim olan her şeye hakim olur mu? Gölcük depremi tesla projesiyle bağlantılı. Sordum, bağlantılı olduğunu söylediler. Nevada 51 bölgedir. Uydular görüntülüyor, orijinal resimlerdir. Basit ama hakikatler bunlar. Gözetleniyoruz.”

    Maranki, termal kamerayla ölen birinin bedeninin soğuyup enerjinin (ruh) çıkışını görüntülediklerini, hücreler çalışınca renklerin çalıştığını ve renklerin yavaş yavaş gittiğini, vücudun yavaş yavaş soğuduğunu, enerjinin en son kalp ve gözde toplandığını ve sonra karardığını da sözlerine ekledi. Maranki, konferansında uyduya bağlanarak Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin odalarını da izleyicilerine gösterdi

    Çeşitli kaynaklardan alınıp derlenmiştir.

    Makale Adresi: http://www.eno7.org/haberler/aselsan-muhendisleri-beyinlerine-gonderilen-radyo-dalgalariyla-intihara-zorlandi.pl

     

  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Fikret
    Fikret's avatar
    Kayıt Tarihi: 01/Ekim/2007
    Erkek
    olay belli bence arkadaşlar. bazı o.çocukları, Türkiye'nin ilerlemesini istemiyor,hazmedemiyor !!!

    screw you guys! i"m goin" hoooome!
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    devil_bugatti
    devil_bugatti's avatar
    Kayıt Tarihi: 15/Mart/2005
    Erkek
    usta o kadar ölenler arasında ciddi manada üzüldüüm 6 tane fizikci olması ve hakikaten başarılı işler yapması ve yapacak olmasıydı ne yazık ki izin vermediler şerefsizler

    Mesafe her zaman iyidir... Ne haddini aşan olur azizim, Ne de canını sıkan...
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Geenmeboo
    Geenmeboo's avatar
    Kayıt Tarihi: 21/Nisan/2007
    Erkek
    Bu 3 mühendisin amerika'ya israile ve başka var mı bilmiorum ama bazılarına milyonlarca belki milyarlarca dolar kaybettirmesi kuyularını kazdı.Yani ben iddia 'yı tutturamayınca bile nası küfrediom ki 3-5 m bisi adamlar ne kadar para kaybedio.Ama suç devlette ki böyle Değerli bilim adamlarının, mühendislerinin osunun busunun dötünü kollamayı beceremiyor.Böle devam ettikçe Türkiye'den ne köy olur ne kasaba 

    NEDEN? (soru olarak)
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    amele_2
    amele_2's avatar
    Kayıt Tarihi: 01/Eylül/2005
    Erkek

    izleyin köprüyü atın sıkılayın a.q :)))

    ne diyodu vali???:

    devlete, illa benim babam ol derseniz, o da gelir ananızı beller :))) (tamam alakası yok ama hoşuma gitti :D)


    Ardından yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz..
Toplam Hit: 3739 Toplam Mesaj: 28