folder Tahribat.com Forumları
linefolder Derin Konular
linefolder Tarihimizi Hatırlayalım 3.Bölüm: Fatsa Ve Terzi Fikri 1979



Tarihimizi Hatırlayalım 3.Bölüm: Fatsa Ve Terzi Fikri 1979

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ozsar07
    ozsar07's avatar
    Kayıt Tarihi: 19/Ekim/2007
    Erkek

    Yozlaşan siyasetimizde bir zamanlar hizmet için halk için varolan şahsiyetler de vardı diyerek ; Bilinçli şekilde halkın böyle olaylardan ve kişilerden haberi olmamasına çalışılmaktadır ama ögrenmek ve hatırlamak isteyenlere nacizane bilgi aktarımı;

    Fikri Sönmez

    övgüyü en çok hak edenlerden biri, inançlı ve inandıgını yasayan bir DEV-YOLcu, terzi, belediye baskanı, insan.
    1938 dogumlu, 1985'te cezaevindeyken ölmüştür.

    fikri sönmez'e ilk olarak 'terzi fikri' diyen tercüman gazetesidir. kendisi buna karşı şöyle demiştir...
    "...açiklamak isterim ki, ben otuz yila yakin geçimimi terzilik meslegimle saglamaktayim. bana terzi olarak hitap edilmesi beni küçültmez, aksine yüceltir. ben adi geçen(tercüman) gazetenin yöneticileri gibi ülkemde amerikan emperyalizminin borazanligini yapip da onlara kiralanmadim. bu gazetenin terzilik meslegini ve terzileri küçük görmesi, şahsimda ülkemide tüm sanatkarlara, alinteri ve göznuru döken milyonlarca emekçiye bir hakarettir..."
    fikri sönmez, 1979 yılında yapılan belediye başkanlığı seçimlerine bağımsız aday olarak katılmıştı. fakat açıkça dev-yol'cu olduğunu söylüyor ve dev-yolcu gençlerden destek alıyordu. seçim iktidardaki chp tarfından 2 kez ertelendi. faşist militanlar ise iki kez öldürmeye çalıştılar fikri sönmez'i, birinde bacağından yaralandı.


    ancak sonuçta seçimler yapıldı ve fikri sönmez açık ara kazandı seçimi: chp'nin 1150, ap'nin 850 oyuna karşı 3096 oyla!
    seçimden sonra ilk iş olarak halk örgütleri kurdu ve halkın direk demokrasiye katılımını sağlayarak kararları birlikte aldı. 'çamura son' kampanyası ile birlikte bir hafta gibi kısa bir sürede fatsa'nın tüm yolları yenilendi. merkez idare fatsa belediye'sine yakıt yollamıyordu, hatta 'moskova'dan alsınlar mazotu' deniyordu. halk kendi araçlarıyla katıldı bu kampanyaya.
    sonrasında özellikle fındık üreticisinin sorunları ve karborsacılar üzerine gidildi. fakat fatsa'da tüm bu güzellikler, döneminde etkisiyle, hep sol söylemin slogancılığı içinde yapıldı ve fatsa hep devlet'in ve sağın hedefinde oldu.
    zamanin hükümet başkani süleyman demirel çorumda yaşanan katliami görmezden gelerek "çorum'u birakin fatsa'ya bakin." diyebilmişti. göreve yeni atanan ordu valisi raşat akkaya "fatsa'yi vatan topraklarina katmaya geldim." demişti. 14 temmuz nokta operasyonuyla devlet fatsa'ya 2000 askerle birlikte, tanklarini, toplarini yiğarak girdi.
    fikri sönmez hapse atıldı ve zor koşullar altında, 1985 yılında hapiste hayatını kaybetti.
    yıllar sonra uzaktan o günlere bakıldığında, kamplaşmış sağ ve solun slogancı zihniyetinin ardında büyük bir halk hareketi ve gerçek bir demokrasi deneyimi olduğu görülebilir.
    fikri sönmez'in şu sözleri bunu kanıtlamak için yeterlidir:
    "belediyecilik demokrasinin bir sonucu değildir, demokrasi belediyelerde başlar"

    terzi fikri'den önceki chp li belediye başkanı yatalak hasta olduğundan vekaletle yöneliyor. kanalizasyon çalışmalarının kazısı yapılmış, fakat ödenek yokluğundan durdurulmuş. kentin her yanı çamur deryası ve sivri sinek sarmış. koleradan elli insan ölmüş. dönemin ordu mv bu sivrisinek seslerini teybe kaydederek götürüp mecliste dinletmiş. belediye çalışanları parasızlıktan 9 aydır maaşlarını alamıyor. yağ, şeker, sigara, benzin karaborsada. ilçede kumar, fuhuş, alkol, rüşvetçilik, elektrik ve su kaçağı ayyuka çıkmış. seçimlerden önce chp li belediye başkanı vefat eder. terzi fikri solun bağımsız adayı olarak seçilir. fakat belediye meclis üyeliklerini ap, msp ve chp paylaştığından bir tek meclis üyesi yoktur. mazbatasını alınca chp ilçe başkanını alıp ankara'ya para bulmaya gider. 8 milyon gibi komik bir parayla döner. bu kez de meclis üyeleri çalıştırmayarak düşürmek isterler. terzi fikri halka gidelim der. halk neyi nasıl yapmamızı istiyorsa onları öyle yapalım der. söylenecek söz kalmamıştır. terzi fikri halka gider. her mahallede bir mahalle meclisi ve bu meclislerin görevlendirdiği mahalle komiteleri oluşturulur. her mahalle temsilcisi ve stk nın temsilcilerinden oluşan bir kent meclisi kurulur. halk meclisi ve komiteleriyle öncelikle kentin çamurdan, rüşvetten ve karaborsadan kurtarılmasını ve yöntemlerini belirler. en acil sorunları olan çamura son kampanyası başlatılır. fakat para yoktur. halk para yoksa herkes kendi sokağındaki çamuru atarsa kent temizlenir der.terzi başkan araçları ben temin ederim der ve yse, dsi ve karayolları gibi devlet kurumlarından araç temin eder. halk işe koyulur. başkan ordu ve ünye'den de araç temin eder. çevre halkı fatsa'ya yardıma gelir. yardıma gelenleri evlerinde misafir etme kararı alınır. el arabası, traktör, kamyon ve kamyonet benzeri araçlarla üç yıldır çamura, sivrisineğe ve koleraya maruz kalan kent on günde temizlenir. kanalizasyon boruları döşenip iş tamamlanır. hemen arkasından karaborsaya, kaçakçılığa ve tefeciliğe son kampanyası başlatılır. bu kampanyada bir belediye meclis üyesinin dükkanında karaborsa malı yakalayan zabıtalara, dükkan sahibi ben belediye meclis üyesim, bana işlem yapamazsınız der. tereddüte düşen zabıtalar, o işyerinden başkanı ararlar. başkanın cevabı sert ve kesindir; bu halk onu ve beni karaborsayı önlemek için seçti. eksiksiz muamele yaparak tüm karaborsa mallarına el koyun talimatını verir. bir belediye başkanı bir gün mutlaka oyuna muhtaç olduğu meclis üyesine böyle bir işlemi yapmaktadır ve belkide bu bir ilktir. kısa sürede karaborsa kaçakçılık ve rüşvet bıçak gibi kesilir. halk artık belediyesine giden her kuruşun kendisine hizmet olarak döndüğünü yaşayarak, belediye bütçesini, gelir ve giderlerini kendisi yaptığından işin içine girerek sahiplenmiştir. kaçak elektirik, kaçak su, rüşvet ve karaborsayı zabıtaya bırakmadan halk kendi kendine denetlemektedir. fatsa halk kültürü şenliği düzenlenir. yöre kültürü esas alınarak yapılan bu şenlikler büyük ilgi görür. özellikle fatsa çocuk korosu yurt çapında konserler verir. el sanatları atölyeleri kurulur. spor müsabakaları düzenlenir. ülkenin çeşitli yerlerinden gelen ressam, şair, karikatürist vb sanatçılar kendilerini ifade eder. toplumsal içerikli filmler getirilir. tiyatro gösterileri ve müzik konserleri yapılır. kütüphaneler ve okuma salonları açılır.
    kentin ancak iki giriş yolu vardır ve önemli bir trafik sorunu yaşanmaktadır. istimlak parası olmayan belediye başkanı arsa sahiplerini ikna ederek, şehre beş giriş yolu daha açar. bunları gören en katı muhalifi terzi fikri'yi çağırarak 'gördümkü sen bizim için doğru ve güzel şeyler yapıyorsun. al şu tapumu ve bize bir park yap der. böylece şehrin merkezine bir park yapılır. kendisinden önce 9 ay maaş alamayan personele eski alacakları ödenmiş ve artık düzenli maaş almaktadır. tüm bunları ankara'dan bir şey almadan (ilk günlerinde aldığı 8 milyon haricinde) kendi becerisi, halkın katkısı belediye olanaklarını en doğru kullanarak 8 ay içinde gerçekleştirmiştir. 8 aylık hizmet süresi...

    kenan evren:
    - ordu'nun fatsa ilçesi... çok güzel bir yer...
    - orada terzi fikri diye biri çıkmış... devlet benim diyor... komite kurmuş... fatsa'yı o komite yönetiyor... ne yapılıp, yapılmayacağının kararını halk veriyor... veya halk adına o komite... yani kararı devlet vermiyor... devlet otoritesi sıfır... devletin kanunları fatsa'da işlemiyor...
    - ne yapsın türk silahlı kuvvetleri?..

    Demiş ve 12 eylül darbesi sahibi emekli ressam onu belediye başkanlığından alarak, Erzincan dgm lerinde, niçin bunları yaptın diye yargılarken zindanda katletmiştir...


    Ne deli ne kör Ne sağır ne de sayrı Mutluyum kısacası Ve hiçbir şey istediğim yok Senden felek Ama yine de Ucuz olsun ekmek Ve pahalı olsun insan hayati.
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    apokontek
    apokontek's avatar
    Kayıt Tarihi: 11/Temmuz/2010
    Erkek

    ilk yorum benden hocam.

    Oncelıkle saol bılgılerı buraya getırdıgın ıcın.

    En kısa zamanda okuyucam ve bu yazımı edıtlıcem,yorumlarımı yazıcam...Tesekkurler tekrardan


    Allah büyüktür vesselam...
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Nitrous
    Nitrous's avatar
    Kayıt Tarihi: 01/Nisan/2007
    Erkek

    Artık “Fatsa, sokaklarında rahatça dolaşılamayan, resmi dairelerinde Türk bayrağı asılamayan, camilerinde namaz kılınamayan, okullarında mini mini öğrencilerine dahi sol yumruklar havada “enternasyonal” söyletilen, devlet gücüne karşı barikatlarla çevrili, hiçbir adli ve devlet organı işlemeyen, bütün meselelerini 11 halk/direniş komitelerince çözümlenmeye çalışılan, bu güne kadar pek çok milliyetçi vatandaşın malı mülkü istimlak edilerek göç ettirilen, gitmeyen milliyetçilerin ise acımasızca katledildiği” (14) bir yer haline gelmiştir. “Fatsa’da hiç kimse son iki yıl içinde kaç kişini öldüğünü kesin olarak bilmiyordu. Soruşturma açılamıyor, şahit bulunamıyor hatta dosya bile tutulamıyordu. Ölen ölmüş oluyordu. O kadar. Mahkemeler iş görmeyen kurumlardı. Mahallelerde çıkan anlaşmazlıkları “Halk (direniş) komiteleri” çözüyordu. Daha üst düzeydeki anlaşmazlıkları ise “hareket” hallediyordu. “Hareket” Dev-Yol’un Fatsa’daki adıydı. Her şeye “hareket” karar veriyordu. “hareket”in isteklerine karşı çıkmak ise hiç de hayırlı sonuçlar doğurmuyordu.”

     

    Nuri Çolakoğlu, Aydınlık Gazetesi, 15.7.1980 

     

    Dev-Yol tarafından bir mezbahane olarak kullanılan dereler türkülerde seslendirilen “Ordunun dereleri”nden biriydi. O dönemde oldukça meşhur olan dereye götürme olayı ile ilgili olarak bir başka Marksist-Leninist şunları söylüyordu: “Bu zorbalar kendilerinden olmayan ve hoşlarına gitmeyen herkesi baskı altına almışlar, dövmüşler daha da ileri giden olursa “dereye çekip” öldürmüşler.” (20) 

    Gün Zileli, Aydınlık Gazetesi, 27.8.1980

    ben demiyorum aydınlık diyor. 
    bu gazeteninde kime yandaş ya da candaş olduğunu söylememe gerek yok herhalde.

    << Nitrous@TahriBaT.com >>
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    neyzen
    giriftzen
    giriftzen's avatar
    Kayıt Tarihi: 09/Aralık/2009
    Erkek

    tahribatta yazılan şeyleri okumadan post atanlara ayar oluyorum.

    okudum her şey apaçık ortada hocam teşekürler.


    fuck the system!
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ltcelik
    ltcelik's avatar
    Kayıt Tarihi: 11/Mayıs/2007
    Erkek

    Devlet halka zulüm şekline dönüşmüse , rüşvet yolsuzluk şekline dönüşmüşse, halka değil bir avuç mafya bozuntusunun çıkarına hizmet ediyorsa ve buna karşı durup bizzat görevi üzerine alıyorsa neden rahatsız oluyorsunuz...


    Din Kitaplarını Okuyup Anlayana Ateist, Okuyup Anlamayanlara "dindar" denir... Nikola TESLA.. ben mi? Ne okurum ne anlarım... Kendi kendime de uyuz oluyorum ama olamıyorum.. "Ama efsaneyi çıkarıp atarsan ve yaptıkları eylemlere bakarsan... ..Jedi'ların mirası başarısızlıktır. İkiyüzlülüktür, kibirdir."
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Nitrous
    Nitrous's avatar
    Kayıt Tarihi: 01/Nisan/2007
    Erkek
    tarafsız olmanızı beklemiyorum sonuçta ben de tarafsız değilim ama bir insanı değerlendirirken artılarıyla ve eksileriyle değerlendirin. Bahsi geçen kişiyi yıllar önce eski dergi ve kitaplarda okumuştum bir taraftan halk kahramanı biri olarak görülürken diğer taraftan halk düşmanı ya da hani genelde bize[ülkücüler] karşı kullanılan faşist denebilir. Faşizm sadece ırkçılığı kapsamaz kendi görüşündeki insanları diğerlerinden üstün görüp ayrıma sebep olan karşıt görüşe yaşama şansı vermeyen zihniyet de faşizmdir. Yanılmıyorsam güngörende 5 ülkücü işçinin hani o çok sevdiğiniz ezilen emekçinin Halk Mahkemesi! Adı altında Yargılanarak! Ölüm fermanını veren yeni doğmuş bir bebeğin babasını ve babasinın ülkücü emekçi kardeşlerini kurşuna dizen cansız bedenlerinin günler sonra köpekler tarafından parçalanırken bulunmasına sebep olan örgüt ki bunların fatsa uzantıları bundan aşağı kalmamışlar kendinden olmayanlara yaşama şansı tanımayıp katletmiştir. Hani diyorsunuz ya eli kanlı faşistler diye kimin eli kanlı kim faşist kim terörist tarih gösterdi o örgütlerde yetişenler birçok sol terör örgütünün kadrolarını oluşturdu. Ama nedense hep kahraman olan hep ezilen hep halktan olan hep namuslu dürüst olan onlar oldu.

    << Nitrous@TahriBaT.com >>
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    opensource2009
    opensource2009's avatar
    Kayıt Tarihi: 19/Aralık/2008
    Erkek

    Fatsa'lıyım. Babam sosyal demokratım der ama bu adamı anlattığı kadarıyla sevmiyorum. İnsanları Fatsa sınırına geçirmemeler, halk mahkemeleri falan dönemin karışık ve saçma uygulamaları. Mutlak yetki ve idare sahibi herkes ölçüyü kaçırır. İnsanlık yüzlerce yıldır (magna carta'dan beri) iktidarın yetkilerini kısıtlamak için uğraştılar. Bakunin'in dediği gibi

    "En büyük anarşiste bile mutlak yetkileri verin bir ayda Çar'dan beter hale gelir." Bir adamın bu kadar söz sahibi olduğu düzen özellikle dev-sol gibi bir ifadeyi kullanıyorsa nasyonel sosyalizme gider sonra nefes almaya korkarız.

  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ugurben
    ugurben's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Nisan/2003
    Erkek

    guzel yazı tesekkurler bence emeklı resssam kenan ewren efendı en kısa surede yaptıgı katlıamlardan dolayı yargılanmalıdır!


    sevdigim 3 turk atasozu.. 1- besle kargayı atsın iftirayı, 2- yayılma sivril ( bu bir çin atasozudur), 3- luzumsuz eşek sucuk olur ( buda bir çin atasozudur ) ve son olarak, 4- ak akçe karagün kara akçe ak gün içindir...
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ozsar07
    ozsar07's avatar
    Kayıt Tarihi: 19/Ekim/2007
    Erkek

    Nitrous bunu yazdı:
    -----------------------------

    Artık “Fatsa, sokaklarında rahatça dolaşılamayan, resmi dairelerinde Türk bayrağı asılamayan, camilerinde namaz kılınamayan, okullarında mini mini öğrencilerine dahi sol yumruklar havada “enternasyonal” söyletilen, devlet gücüne karşı barikatlarla çevrili, hiçbir adli ve devlet organı işlemeyen, bütün meselelerini 11 halk/direniş komitelerince çözümlenmeye çalışılan, bu güne kadar pek çok milliyetçi vatandaşın malı mülkü istimlak edilerek göç ettirilen, gitmeyen milliyetçilerin ise acımasızca katledildiği” (14) bir yer haline gelmiştir. “Fatsa’da hiç kimse son iki yıl içinde kaç kişini öldüğünü kesin olarak bilmiyordu. Soruşturma açılamıyor, şahit bulunamıyor hatta dosya bile tutulamıyordu. Ölen ölmüş oluyordu. O kadar. Mahkemeler iş görmeyen kurumlardı. Mahallelerde çıkan anlaşmazlıkları “Halk (direniş) komiteleri” çözüyordu. Daha üst düzeydeki anlaşmazlıkları ise “hareket” hallediyordu. “Hareket” Dev-Yol’un Fatsa’daki adıydı. Her şeye “hareket” karar veriyordu. “hareket”in isteklerine karşı çıkmak ise hiç de hayırlı sonuçlar doğurmuyordu.”

     

    Nuri Çolakoğlu, Aydınlık Gazetesi, 15.7.1980 

     

    Dev-Yol tarafından bir mezbahane olarak kullanılan dereler türkülerde seslendirilen “Ordunun dereleri”nden biriydi. O dönemde oldukça meşhur olan dereye götürme olayı ile ilgili olarak bir başka Marksist-Leninist şunları söylüyordu: “Bu zorbalar kendilerinden olmayan ve hoşlarına gitmeyen herkesi baskı altına almışlar, dövmüşler daha da ileri giden olursa “dereye çekip” öldürmüşler.” (20) 

    Gün Zileli, Aydınlık Gazetesi, 27.8.1980

    ben demiyorum aydınlık diyor. 
    bu gazeteninde kime yandaş ya da candaş olduğunu söylememe gerek yok herhalde.

    -----------------------------

     

    Önce Nuri Çolakoğlu kim ona bir bakalım;

    Eski sosyalist, her dönemin adamı, ''hakkın'' yolunu buldukdan sonra Dogan Medya grubu ( en yağlı patron ) himayesine alınan şahsiyet Nam-ı diğer Şifreci Nuri...

    Ayrıca Çolakoğlu ailesinin taaaaa o zamanlarda 1980 ve öncesinde banka ve Metal sanaisinin en zenginleri arasında olduğunu ne hikmet ise bu zengin ailenin biricik evladı olan Nuri efendi gariban Sosyalistlerle takılırdı adamın her yaşı muamma dolu sen bana iki satır yazısını sunuyorsun...

    Gelelim Gün Zileli namı diğer Mehmet Gündüz efendiye;

    Sadece arkadaşları yani yoldaşım dediği iki isim vereyim nasıl biri olduğunu anla;

    Halil Berktay - Taraf gazetesi yazarıdır...

    Oral çalışlar - Radikal gazetesi yazarıdır şimdilerde...

    Aydınlık hareketini anlatmaya gerek bile görmüyorum; Sol akımla başlayıp bu akımı başlatanları hapislerle, baskı ve zulümle erittikden sonra yerlerine gelenleri veya yerleştirilenleri devşirerek birdönem sağ akımın gizli borazanı olan grup desem yeterli sanırım..

    Kime yandaş veya candaş olunduğu yüzeysel bakışla pek anlaşılmaz, derinlemesine bakmak gerekir...

    Zamanında kimlere kahraman dendiğini veya kimlerin vatan haini ilan edildiğini fazla önemsememek gerekir. Atatürk bile milli mücadeleye başladığında Eşkiya ve vatan haini ilan edilmiş idamına karar verilmişdi. Hatta '' Türkiye seninle gurur duyuyor '' nidaları ile peşinden koşulanları hatırlayalım;

    M. Ali Ağca

    Abdullah Çatlı

    Ogün Samast

    Oral Çelik

    Haluk Kırcı

    Alaaddin Çakıcı

    İbrahim Şahin

    en son gurur duyulanlar Domuz bağçılardı yanılmıyorsam...


    Ne deli ne kör Ne sağır ne de sayrı Mutluyum kısacası Ve hiçbir şey istediğim yok Senden felek Ama yine de Ucuz olsun ekmek Ve pahalı olsun insan hayati.
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ozsar07
    ozsar07's avatar
    Kayıt Tarihi: 19/Ekim/2007
    Erkek

    okumakdan ve araştırmakdan sıkılanlar veya vakit bulamayanlar için o döneme ait olayları belgesel olarak izlemek isteyenler için;

    Belgesel 1 saat 20 dakika

    1979-80 dönemi Çorum olayları ile başlar ve Fatsa olaylarının gerçek yüzününün dökümanıdır...

     

    http://video.google.com/videoplay?docid=7877098427095093604#

     

     


    Ne deli ne kör Ne sağır ne de sayrı Mutluyum kısacası Ve hiçbir şey istediğim yok Senden felek Ama yine de Ucuz olsun ekmek Ve pahalı olsun insan hayati.
  11. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Nitrous
    Nitrous's avatar
    Kayıt Tarihi: 01/Nisan/2007
    Erkek

    ozsar07 bunu yazdı:
    -----------------------------

    Nitrous bunu yazdı:
    -----------------------------

    Artık “Fatsa, sokaklarında rahatça dolaşılamayan, resmi dairelerinde Türk bayrağı asılamayan, camilerinde namaz kılınamayan, okullarında mini mini öğrencilerine dahi sol yumruklar havada “enternasyonal” söyletilen, devlet gücüne karşı barikatlarla çevrili, hiçbir adli ve devlet organı işlemeyen, bütün meselelerini 11 halk/direniş komitelerince çözümlenmeye çalışılan, bu güne kadar pek çok milliyetçi vatandaşın malı mülkü istimlak edilerek göç ettirilen, gitmeyen milliyetçilerin ise acımasızca katledildiği” (14) bir yer haline gelmiştir. “Fatsa’da hiç kimse son iki yıl içinde kaç kişini öldüğünü kesin olarak bilmiyordu. Soruşturma açılamıyor, şahit bulunamıyor hatta dosya bile tutulamıyordu. Ölen ölmüş oluyordu. O kadar. Mahkemeler iş görmeyen kurumlardı. Mahallelerde çıkan anlaşmazlıkları “Halk (direniş) komiteleri” çözüyordu. Daha üst düzeydeki anlaşmazlıkları ise “hareket” hallediyordu. “Hareket” Dev-Yol’un Fatsa’daki adıydı. Her şeye “hareket” karar veriyordu. “hareket”in isteklerine karşı çıkmak ise hiç de hayırlı sonuçlar doğurmuyordu.”

     

    Nuri Çolakoğlu, Aydınlık Gazetesi, 15.7.1980 

     

    Dev-Yol tarafından bir mezbahane olarak kullanılan dereler türkülerde seslendirilen “Ordunun dereleri”nden biriydi. O dönemde oldukça meşhur olan dereye götürme olayı ile ilgili olarak bir başka Marksist-Leninist şunları söylüyordu: “Bu zorbalar kendilerinden olmayan ve hoşlarına gitmeyen herkesi baskı altına almışlar, dövmüşler daha da ileri giden olursa “dereye çekip” öldürmüşler.” (20) 

    Gün Zileli, Aydınlık Gazetesi, 27.8.1980

    ben demiyorum aydınlık diyor. 
    bu gazeteninde kime yandaş ya da candaş olduğunu söylememe gerek yok herhalde.

    -----------------------------

     

     

    Önce Nuri Çolakoğlu kim ona bir bakalım;

    Eski sosyalist, her dönemin adamı, ''hakkın'' yolunu buldukdan sonra Dogan Medya grubu ( en yağlı patron ) himayesine alınan şahsiyet Nam-ı diğer Şifreci Nuri...

    Ayrıca Çolakoğlu ailesinin taaaaa o zamanlarda 1980 ve öncesinde banka ve Metal sanaisinin en zenginleri arasında olduğunu ne hikmet ise bu zengin ailenin biricik evladı olan Nuri efendi gariban Sosyalistlerle takılırdı adamın her yaşı muamma dolu sen bana iki satır yazısını sunuyorsun...

    Gelelim Gün Zileli namı diğer Mehmet Gündüz efendiye;

    Sadece arkadaşları yani yoldaşım dediği iki isim vereyim nasıl biri olduğunu anla;

    Halil Berktay - Taraf gazetesi yazarıdır...

    Oral çalışlar - Radikal gazetesi yazarıdır şimdilerde...

    Aydınlık hareketini anlatmaya gerek bile görmüyorum; Sol akımla başlayıp bu akımı başlatanları hapislerle, baskı ve zulümle erittikden sonra yerlerine gelenleri veya yerleştirilenleri devşirerek birdönem sağ akımın gizli borazanı olan grup desem yeterli sanırım..

    Kime yandaş veya candaş olunduğu yüzeysel bakışla pek anlaşılmaz, derinlemesine bakmak gerekir...

    Zamanında kimlere kahraman dendiğini veya kimlerin vatan haini ilan edildiğini fazla önemsememek gerekir. Atatürk bile milli mücadeleye başladığında Eşkiya ve vatan haini ilan edilmiş idamına karar verilmişdi. Hatta '' Türkiye seninle gurur duyuyor '' nidaları ile peşinden koşulanları hatırlayalım;

    M. Ali Ağca

    Abdullah Çatlı

    Ogün Samast

    Oral Çelik

    Haluk Kırcı

    Alaaddin Çakıcı

    İbrahim Şahin

    en son gurur duyulanlar Domuz bağçılardı yanılmıyorsam...


    -----------------------------

    bende  bu sol hareetteki şu inkarı anlayamıyorum. Adam zamanında aydınlıkta o aşağıda verdiğin isimlerin bazılarını "hedef" gösterirken resmini ismini okulunu ve yurdunu gazetede ifşa edip ertesi gün öldürülen onlarca ülkücü var.  O zaman en büyük yoldaş devrim kahramanı ilan ediliyor bu gazete ve yazarları sonrasında o zaman yaptığı için alkışlanan kişiler yine o zamanki sözlerinden dolayı satılmış, ajan o bu muamelesi görüyor. 

    Zileliyede vurdun yaftayı sıyrıldın.

    Peki bu hızlı solcu thkp-c li sina çıladır'a ne diyeceksin? bu da mı satılmış emperyalistlerin uşağı olmu.

    “..almışlar ellerine sopayı,

    -Bugün falanca yıldönümü için boykot yapacaksınız!

    -Baş üstüne beyim.

    -Devrimciler için para gerekli toplayın!

    -Hay hay!

    -Miting var haydi alana.

    Eh devrimci dediğinde böyle olur.”

    Sina Çıladır, Aydınlık Gazetesi, 17.10.1980



    #########################

    Katledilen Ülkücülerden Bazıları



    Aydınlık dergisi o yıllarda ülkücü görüşe sahip kişileri, fotoğrafları ve ev adresleri ile yayınlamayı, hedef göstermeyi adet haline getirmişti. Aydınlık’ın bu fotoğrafları ve adresleri nereden nasıl elde ettiği ise daima bir sır olarak kaldı.

    Doğu Perinçek’in Aydınlık gazetesinde hedef gösterdiği isimlerden çoğu daha sonra komünist hücreler tarafından öldürüldü.

     

    Katledilen Ülkücülerden Bazıları

    Gün Sazak: Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve 21 Temmuz 1977'de kurulan İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti’nde Gümrük ve Tekel Bakanı olarak görev aldı. Aydınlık gazetesinde adresi yayınlandıktan kısa bir müddet sonra evinin önünde çapraz ateşe tutularak öldürüldü (27 Mayıs 1980).

     

    Hala tanımayanlar varsa lütfen araştırsın biraz Gün Sazak'ı 

    Abdi İpekçi'nin dahi taktir etmekten kendini alamadığı bir devlet adamı. Zamanında gümrüklerde kaçakçılık "0" a inmişti. Tabi bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz.

     

     

     

     

    İlhan Egemen Darendelioğlu: İstanbul Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü'nden mezun. Toprak Dergisi sahibiydi. Sarı basın Kartı sahibi Gazeteci, Yazar, Tarih Araştırmacısı. 1969 seçimlerinde İstanbul milletvekili seçildi. Bizim Anadolu gazetesi başyazarlığında bulundu. Aydınlık gazetesinde adresi yayınlandıktan kısa bir müddet sonra, yayınlamakta olduğu Toprak Dergisi’nden çıkıp otomobiline binerken birden fazla kişi tarafından düzenlen suikast sonucu öldürüldü (19 Kasım 1979).





     

                

     Kemal Fedai Coşkuner: Antalya Aksu Öğretmen Okulu’ndan mezun oldu. Antalya, İzmir ve Muğla’da öğretmenlik yaptı. Emekli olduktan sonra bir süre İzmir Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nde bulundu. Coşkuner, hayatı boyunca pek çok dernek ve kuruluşlarda çalıştı ve yöneticilik yaptı. 1965-1973 ve 1977 seçimlerinde milletvekili seçilerek üç dönem TBMM’de görev yaptı. Gazeteci, yazar ve eğitimci olup, Fedai Dergisi’nin de sahibiydi. Yazılarını Fedai, Toprak, Serdengeçti, İleri, Anadolu, Türk Yolu, Bizim Anadolu, Hergün, Komünizmle Savaş, Orkun gazete ve dergilerinde yayınladı. Aydınlık gazetesinde hedef gösterildikten kısa bir müddet sonra alışveriş yaptığı pazar yerinden dönerken Agora semtinde komünist militanlar tarafından kurşunlanarak şehit edildi (3 Aralık 1979).



     

     

     

     

    İsmail Gerçeksöz: Bursa Hakimiyet gazetesinin beş yıl yazı işleri müdürlüğünü, sahibi olduğu Bursa Ekspres gazetesinin 7 yıl başyazarlığını yaptı. Uzun yıllar Tanin, Vatan, Yeni İstanbul ve Tercüman gazetelerinin Bursa muhabirliklerini yürüttü. 1961’de Batı Almanya’da gitti bu ülkede memur ve mütercim olarak çalıştı. 1976 yılında yurda döndü. Şiir ve yazıları 1944’ten itibaren Demet, Uludağ, Sanat ve Edebiyat, Şadırvan, Bizim Türkiye, Çatı, Kaynak, İstanbul, Hisar, Devlet, Ortadoğu, Millet gibi gazete ve dergilerde çıktı. Ortadoğu Gazetesi’nin başyazarlığını yaptığı günlerde Aydınlık gazetesi tarafından hedef gösterildikten kısa bir süre sonra komünist militanlar tarafından kurşunlanarak hayatını kaybetti (4 Nisan 1980).

     

     

     

     

    #########################

     

     

     


    << Nitrous@TahriBaT.com >>
Toplam Hit: 3325 Toplam Mesaj: 16