Türkce Ezanın Öyküsü....
-
TÜRKÇE EZANIN ÖYKÜSÜ
Yaşları ellinin altında olanlar, yani gençler pek bilmezler.Türkiye minarelerinde "Tanrı uludur" diye Türkçe ezan okunurdu.18 yıl devam eden Türkçe ezanın öyküsü şöyledir.
Atatürk, Kuran ve ezanın anlaşılarak ibadet
edilmesi için Türkçeleştirmeye karar verince Bursa'ya
gelmiş ve din adamlarını toplayarak "Ezan nedir?"
diye sormuş. Din adamları "İbadete ve namaza çağrıdır"
cevabını vermişler. Atatürk'ün bu cevap üzerine
"Kur'an'da ve peygamberimizin hadislerinde ezan Arapça
okunacak diye bir emir var mı?" diye sorunca, din
adamları "Yok" demişler. Bunun üzerine "Öyleyse Türk
halkını ibadete kendisinin anlayacağı dille çağırmak
daha doğru olmaz mı?" sorusunu yönelten Atatürk'e
"Doğru olur" cevabı gelmiş.
Ezanın;
Tanrı uludur;Tanrı uludur
Şüphesiz bilirim bildiririm
Tanrıdan başka yoktur tapacak
Şüphesiz bilirim bildiririm
Tarının elçisidir Muhammed
Haydin namaza, haydin felaha
Namaz uykudan hayırlıdır
Haydi namaza, haydi namazaşeklinde Türkçe okunmasına 15 Temmuz 1932 tarihinde karar verildi.Çok dikkat çekicidir; Atatürk'ün Bursa'dan ayrılmasından ve Meclis'tenKozanlı İbrahim namındaki Nakşibendi tarikatı şeyhi cuma namazından
yasa çıkmadan Bursa'da "Türkçe ezan " okunmaya başlanmış olmasına rağmen, ilk ve son başkaldırı 1 Şubat 1933 günü Bursa'da oldu.
sonra müritleriyle beraber "Şeriat istiyoruz. Arapça ezan istiyoruz" bağrışlarıyla nümayiş yaptıktan sonra aynı grup, camiden çıkarak Allahüekber tekbir sesleriyle Yeniyol'daki Evkaf Müdürlüğü önüne geldi.
Oradan tekbir getirerek Vilayet önüne gelip eylemlerine devam ederken, gelen güvenlik güçleri hepsini toparlayarak gözaltına aldılar. Vali, emmiyet
müdürü, jandarma komutanı ve savcı olayın büyütülmemesini istemişlerse de, zamanın Belediye
Başkanı Ali Muhiddin Dinçsoy, Atatürk'e çektiği yıldırım telgrafında "Bursa'da irticai ayaklanma oldu" diye bildirmiş.Telgraf Atatürk'ün eline geçer geçmez, trene binerek soluğu Karaköy istasyonunda alıyor, oradan da otomobille sabaha karşı Bursa'ya geliyor ve başta vali olmak üzere bütün yetkilileri olayı hemen kendisine
bildirmedikleri için sigaya çekiyor.Gece köşkte olay tartışılırken Atatürk ;"Gençler siz neden mürtecilere karşı çıkmadınız?"diye sorunca ayağa kalkan bir genç ;
"Biz Bursa gençliği olarak..."diye söze başlayınca Atatürk sözünü keserek;"Bursa gençliği yok. Türk gençliği var"
Bu olayın zanlıları topluca Çorum'a götürülerek mahkeme tarafından çeşitli cezalara mahkum edildiler.Türkçe ezan 195O yılı temmuz ayına kadar sürdü.Çok dikkat çekicidir ki;Türkçe ezan dahil
olmak üzere Atatürk'le beraber tüm devrimlerde
milletvekili, bakan ve başbakan olarak imzası bulunan Celal Bayar'ın genel başkanı olduğu Demokrat Parti'nin iktidara geldikten sonra ilk çıkardığı yasa," Türkçe ezanın Arapça'ya dönüştürülmesidir.”Zaten o zaman kopan ip, bizi bugünlere getirdi.alıntıdır... -
Celal Bayarıda allah bilir nasıl tehtit ettiler,ne ile kandırdılarki tekrardan arapça yaptılar,ben Türkçe olmasını dilerdim...
-
ezanın arapça okunması daha iyidir çünkü orjinali öyle arapçada ifade edilmek istenenler türkçede ifade edilmiyor onun için türkçe yapınca anlam daralması oluyor bu nedenle arapça okunması şart
-
yaw ne arapçası ..belki Türkçe okunsa ben şevke gelip namaza gidecem inanacam :))...arapça okunuyor anlamıon etmion...Mahsuni Şerifin bir sözünü hatırlatmak isterim "EY ARAPÇA OKUYANLAR ALLAH TÜRKÇE BİLMİYORMU"
-
kamilkamo bunu yazdı:
ezanın arapça okunması daha iyidir çünkü orjinali öyle arapçada ifade edilmek istenenler türkçede ifade edilmiyor onun için türkçe yapınca anlam daralması oluyor bu nedenle arapça okunması şartarapça ifade edilence ben anlamıyorum.Naapcaz şimdi.Ben anlamadığım sözün anlamı daralmış haline razıyım =)
-
ezanın arapça okunmasının nedeni kur'an ın arapça olmasıdır
bu sebeple arapça okunur ibadetin resmi dili arapça gibi bişey olmuştur
(bkz: japona Allah'ın selameti üstüne olsun dediğinizde höynk diye kalıp aptal aptal suratınıza bakması......yada hepimizin dediği gibi selamun aleykum dediğinizde müslümansa aleykum selam demesi) hadisesinden başka bişi diildir
yani Allah tr de biliyo merak etmeyin
:D
-
Günümüzde ingilizce bir şarkının türkçe anlamının ne olduğunu bilmesi için ingilizce öğrenen bizler ezanında türkçe karşılığını öğrenmemizin çok fazla bi şey olmadığını düşünüyorum her şeyin orjinalinden yanayım
-
Şarkı anlamı öğrenmek için ingilizce öğrenilmez bu kadar dar bir mantık olamaz..Ayrıca bütün dünya kendi dilinde ibadet yapıyor nedense biz araplaşmak istiyoruz....Bu kadar önemliyse arapça kaldırın Türkçe mealli Kuranları..millet zaten anlamadan dinlemdeen öğrenmeden inanıyor...
-
her seyin orjinalinden yana olanlar o zaman arap ulkelerine gidin orjinali doyasıya yasarsınız...
ezanı duaları anlamak için arapca mı ogrenelim??beynimizi niye bole gerici dille yozlastıralım??
arapca ezbere dayalı bir dildir ve yaratıcılgıı kısıtlar...bu gorusume karsı olanlar sorarım size
madem oyle degil var mı resmi dili arapca olup gelismis hatta bırak gelismisi gelismekte olan soz sahibi
bir ulke??yok....bir ulkenin gelismesi sadece onun ekonomi alanında degil kulturel alanında da
gelismesidir...hatta diyebiliriz ki kulturel gelisme ekonomik gelismenin yaratıcısıdır.kulturel olarak
gelisip ekonomik alanda cokuntuye ugramıs bir ulke var mı?yok...ekonomik alanda gelisme için
once kulturel gelisme gerekir...bunu için ise dilin cagdas yapıya uyması gerekir...kısaca dil kulturel
gelismenin saglayacısıdır diyebiliriz...once dilimizi koruyalım ona sahip cıkalım!
-
1980lere kadar bizim kendi kültürümüz vardı ...Cumhuriyetin vermiş olduğuı devrimci kültür..insanımız okuyordu bilgi ediniyordu...Ancak taki 80 dabesinden sonra tuguz özalla araplaşma sürecine girdik...fethullah hocalar kunladı..Millet olmaktan ümmet olmaya geri döndük..soğa bak a.q siyah ninjalardan ve arap kıyafetlilerden geçilmiyor...müzğimiz bile 80 sonrası araplaştırıldı Arabesk oldu...Ve toplum kendii kültürüne yabancı kaldı...Bakın orta asyada Türk hanları kendi başlarına iş yapamazdı meclis gibi büyükler aydınların ortak görüşü değerlendirilir büyükler ne derse o yapılırdı son söz hanın değildi...yani bir nevi demokrasi vardı..Kadınımız yeri öküzümüzden sonra değildi...bir sorun bir karar alınırken kadına danışılırdı..Ancak ne zaman ümmetleştik o zaman bütün bu değerler gitti...koca osmanlı döneminde bile bunlar yaşandı..ta ki cumhuriyetle yeni kültürümüze kavuşana kadar...cumhuriyetin ilanından sonra büyük atılımlar yaşadık ve ve 80 le birlikte çöktürk...Bana gösterirmisiniz 80 den sonra çıkan bir sanatçı...romancı...şair...yok abi üretim durdu kültürümüze yabancılaştık çünkü...Ama bakın cumhuriyetin ilk yıllarına matematikçiler fizikçiler...birsürü önde gelen insan çıktı...
-
BURSA NUTKU
" Türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve devrimleri benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkum edecektir. Yine düşünecek: “Demek adliyeyi de islah etmek, rejime göre düzenlemek lazım!” Onu hapse atacaklar. Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber; bana, İsmet Paşa'ya, Meclis'e telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “Ben inan ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir!” İste benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!"
M.Kemal Atatürk