Türkler Nasıl Savaşır? (Anthony Herbert)
-
Landet bunu yazdı:
-----------------------------Boşuna Türkler doğuştan Askerdir demiyoruz
Okulda felan öğrenilmez bu işler Savaşmak ve Askerlik bizim kanımızda var
bu arada yazı güzelmiş
-----------------------------+ birde zorunlu askerlik ile pekiştiriyoruz
-
dengesiz bunu yazdı:
-----------------------------ah ulen keşke savaşlar ole eski günlerdeki gibi oılsaydı alayını alaşağı ederdik
kaç katı bizden sayıca fazla olmaları mühim diildi,ama şimdi adam bi düğmeye basıo bi yerden binlerce kişiyi odasında dışarı cıkmadan oldürebiliyo
savaşlarında tadı kalmadı be
-----------------------------
haklısın keşke dediğin gibi olsaydısanki amerikalı asker biraz kendini övmüş gibi geldi bana ama neyse..
önemli olana benim atamın nasıl savaştığı
-
Çok harika bi yazı,bir o kadar da gerçekçi:) Türk asla yeryüzündne silinemez,diğer milletler için bişey söyleyemem ama Türk 10.000 yıl sonrada olacak 100.000 yıl sonrada
-
Göğsü kabarmek böyle bişey olsa gerek :) Teşekkürler,mükemmel bir yazıydı
-
Onlar ise daha mutlu olamazlardı. Oturup piknik yaptılar. :=) :)
-
türkçeye çevrilmişmi bu kitap?
-
ore’ye giden Türk birlikleri Çin’in savaşa girmesiyle birlikte kendilerini çok şiddetli çatışmaların ortasında buldular. 25 Kasım’da Çin kuvvetlerinin yoğun saldırısı karşısında bozguna uğrayıp kaçmaya başlayan Birleşmiş Milletler ordusunu yandan ve geriden koruma görevi Türk Tugayı’na verildi. Ne de olsa BM ordusu hemen tamamıyla ABD askerlerinden oluşuyordu ve bu askerler çok değerliydi. Türk birliklerindeki askerlerin değeri ise, bir ABD yetkilisi olan Mr Dulles’a göre “23 cent”ti. Dolayısıyla ölmelerinde bir sakınca yoktu, nasılsa yerine yenilerini bulmak hiç de zor değildi.
Kaçan BM ordusunu koruma görevi alan Türk ordu birlikleri 26-39 Kasım tarihleri arasında Kunuri’de Çin birlikleriyle çok şiddetli çatışmalar yaşadılar. Bu çatışmalarda Türk birliklerindeki askerlerden 218’i öldü, 455’i yaralandı. 95 kişi de esir düştü ya da kayboldu.
Bu ağır kayba rağmen Türkiye’deki DP hükümeti ve burjuva medya, “Türk askerinin fedakarlığı, kahramanlığı” masalını ön plana çıkardılar. Türk birliklerinin Amerikan ordusunu imhadan kurtarmak için nasıl da kahramanca savaştıklarını, sayıları çok fazla olan Çin birlikleri karşısında nasıl da direndiklerini propaganda etmeye başladılar. Türk birlikleri daha sonraları Kumyangjang-Ni, Seul Savunması ve Vegas muharebelerinde de doğrudan doğruya ateşin içine atıldılar. Görevleri çoğu zaman ya öncü güç olarak saldırmak ya da geri çekilen birlikleri korumaktı. Türk birliklerini en önde ateşe süren ABD’li generallerin kendilerini korumaya ve kayıplarını azaltmaya dönük birçok istihbarat bilgisini Türk birliklerine aktarmadığı, buna tenezzül etmediği ise sonraları açığa çıkacaktı. Yani ABD’li komutanlar için onlar görevi ölmek olan kurbanlık koyunlardan farksızdı.
Kore Savaşı boyunca Türk birliklerinden toplam 741 kişi öldü. 2147 kişi yaralandı. 234’ü esir düştü, 175’i ise kayboldu. Bunca insan, bunca işçi, emekçi köylü çocuğu, sermaye iktidarı emperyalizme yaranacak diye, Türkiye NATO’ya girecek, Türkiye burjuvazisi Marshall yardımlarından daha fazla yararlanacak diye, daha birkaç ay öncesine kadar adını dahi işitmedikleri bir ülkede toprağa düşmüştür. Ya da en iyi ihtimalle kolunu bacağını oralarda bırakıp köyüne kentine yarım insan olarak dönmüştür.
23 sentlik asker
Mister Dalles,
sizden saklamak olmaz,
hayat pahalı biraz bizim memlekette.
Mesela iki yüz gram et alabilirsiniz,
koyun eti,
Ankara da 23 sente,yahut iki kilo kuru soğan,
yahut bir kilodan biraz fazla mercimek,
elli santim kefen bezi yahut,
yahut da bir aylığına
yirmi yaşlarında bir tane insan.erkek,
ağzı burnu, eli ayağı yerinde,
üniforması, otomatiği üzerinde,
yani öldürmeğe, öldürülmeğe hazır,
belki tavşan gibi korkak,
belki toprak gibi akıllı
belki gençlik gibi cesur,
belki su gibi kurnaz
(her kaba uymak meselesi) ,
belki ömründe ilk defa denizi görecek,
belki ava meraklı, belki sevdalıdır.
Yahut da aynı hesapla Mister Dalles
(tanesi 23 sentten yani)
satarlar size bu askerlerin otuz beşini birden
İstanbul da bir tek odanın aylık kirasına,
seksen beş onda altısını yahut
bir çift iskarpin parasına.
Yalnız bir mesele var Mister Dalles,
herhalde bunu sizden gizlediler:
Size tanesini 23 sente sattıkları asker
mevcuttu üniformanızı giymeden önce de,
mevcuttu otomatiksiz filan,
mevcuttu sadece insan olarak
mevcuttu, tuhafınıza gidecek,
mevcuttu hem de çoktan mı çoktan,
daha sizin devletinizin adı bile konmadan.
Mevcuttu, işiyle gücüyle uğraşıyordu,
mesela, Mister Dalles,
yeller eserken yerinde sizin New-York un,
kurşun kubbeler kurdu o
gökkubbe gibi yüksek,
haşmetli, derin.
Elinde Bursa bahçeleri gibi nakışlandı ipek.
Halı dokur gibi yonttu mermeri,
ve nehirlerin bir kıyısından öbür kıyısına
ebemkuşağı gibi attı kırk gözlü köprüleri.
Dahası var Mister Dalles,
sizin dilde anlamı pek de belli değilken henüz,
zulüm gibi,
hürriyet gibi,
kardeşlik gibi sözlerin,
dövüştü zulme karşı o,
ve istiklal ve hürriyet uğruna
ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek,
ve yarin yanağından gayrı her yerde,
her şeyde,
hep beraber,
diyebilmek için,
yürüdü peşince Bedreddin in
O, tornacı Hasan, köylü Mehmet, öğretmen Ali dir.
kaya gibi yumruğunun son ustalığı:
922 yılı 9 eylülüdür.
Dedim ya Mister Dalles, ,
Herhalde bütün bunları sizden gizlediler.
ucuzdur vardır illeti.
Hani şaşmayın,
yarın çok pahalıya mal olursa size,
bu 23 sentlik asker,
yani benim fakir, cesur, çalışkan, milletim,
her millet gibi büyük Türk milleti.(1953)
Nazım Hikmet
Bir de böyle bakın.
-
okurken aklıma son dönemde yaptığımız milli maçlar geldi yani hissedilen milli duygu açısından. vatanın için savaşırken hissedilen duygular herşeyden arınmış duygular olmalı. vatan millet uğruna ölüme gözü kapalı gidebilmek kutsal bir duygu olmalı. buda Türk ordusunda fazlasıyla mevcuttur.
-
yazıyı yayınlamak için emek sarfeden herkeze teşekkürler.
Ulan eğer bir gün gelirse ve milletim ülkem için büyük bir savaşta savaşırsam. Damarlarımdan akan kan, düşmanın yüzüne sıçrayıncaya kadar savaşmazsam aldığım her nefes haram olsun bana.
-
Ne kadar iyi savaşıyor olursak olalım orada amerikalıların kıçını korumaya gönderildik. Yüzlerce binlerce insanımız katledildi. Natonunda BMinde aq. Onlara yaranmak için askerlerimizi ateşe süren zihniyetin kafasına sokayım.
"Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir." Mustafa Kemal