




2015 Film Tavsiyeleri
-
bu sıralar film indirmenin gözüne vurayım diyorum hergün bir tane izlerim
film araları reklamlar, videoların donması,
tam film hazır olduğunda bilgisayarı kapatma zorunda olup hangi siteydi diye düşünmekten nefret ettiğimden
en güzeli indirmektir.
hiç fikrim yok ama şöyle tahminler var sizinkilerle beraber :
88. Akademi Ödülleri – Oscar 2016 Tahminleri | Oscar Boy
Oscar 2016 – En İyi Film Tahminleri – izleryazar
nefes nefese izleyeceğim bir polsiye varmı
yedi filmi gibi merakla bakacağım birşey arıyorum tavsiye yeni olmasına gerek yok
-
hocam eğer sinema istatiklerini soruyorsan sinemanın en iyi filmleri . Ama eğer imdb soruyorsan imdb en iyi filmler bakabilirsin.
-
http://webteizle.org/film/the-hateful-eight.html
-
zamazingo bunu yazdı
http://webteizle.org/film/the-hateful-eight.html
Tarantino imzalı, 2015 yılın son günlerinde bu senenin izlediğim en güzel filmiydi.
-
Ruhlar bölgesi 3
The revenant 2015
bu iki film tavsiyemdir bence bu yılki en filmler
-
The revenant daha 4 gunce abd de vizyona girdi, nerden nasil izliyorsunuz beyler altyazili filan?
-
Antman ı yazmışsın The avengers 2 yi yazmamışsın
-
ozgunlu bunu yazdıAusten bunu yazdı
@ozgunlu
https://tr.wikipedia.org/wiki/Pop%C3%BCler_k%C3%BClt%C3%BCr
Biraz daha açmak gerekirse film, edebi olarak hiçbir değeri olmayan kısa sürede tüketilecek bir kitap akımının vizyon hali. Tıpkı Alacakaranlık serisi gibi.
Tamamen romantik tumblr gençliğine yönelik hazırlanmış vasatın altı bir film ve kitap serisi. Tabi bunlar benim kişisel yorumlarım. Bu konuda bir otorite olmadığımdan genelleme yaptığım yargısına varılmasın, lütfen.
IMDB'de 200 bin oy alıp 4.1 ortalamaya sahip olması da bana katılan pek çok insan olduğunu destekliyor gibi görünüyor. Aynı oylama bölümünde yaşlara göre yapılan istatistiklerde de sanırım açıkça ortada.
Hocam; film alacakaranlık serisi gibi, hayali bir olay değil. Aslında çoğu kişinin dile getiremediklerini vermiş.
Neyse olayı o kadar deşmeyeceğim, sadece filmin bu puanı almasının sebebi dünyadan kimsenin haberi olmaması.
Filmi beğenenlerin 90%' ı da bunu bir farklılık ve hava atma olarak gören yeni ergen nesil.
Film olarak bakarsanız, herkese hitap etmeyen bir film. Ama sizin dediğiniz gibi, popüler kültür zırvalaması kesinlikle değil.
Popüler kültür ibaresine katılıyorum. Şöyle,
Bir kere o filmin kitap halinde kalması gerekirdi. Çünkü konu tensel değil, tinsel. Kitap sayfalarındaki satırlara tutunan o duyguyu beyaz perdeye verebilecekleri düşüncesi zaten en başından fiyasko. Hani şu bilindik ''kitap daha güzeldi.'' yorumuna bitiyorum ben. Elbette daha güzel olacak. Sayfalarca anlatılan bir kavuşma anını sen 10 saniye görüp, kavrayamazsın. Buna ancak tahmin denebilir. Bu nedenle Gri'nin 50 Tonu adlı filmin sinemaya uyarlanması büyük bir saçmalıktı. Toplumsal bir ön yargıya neden olmaktan başka bir boka yaramadı. Kitap, özünde gizli ve özel hissetmenize yol açar. Onu okurken, sayfalardan birinde, herhangi bir satırdaki cümle sizi utandırabilir ve pembeleşen yanaklarınızla, birileri ile göz göze gelmemeye çalıştığınız anlar yaratabilir. Komik ve sizi kocaman gülümseten bir paragraf, başkalarına anlatılası gelir ama anlatamazsınız. İçinizde oluşan bir boşluk olarak kalır ve mutlu eder. Kitaptaki mantık budur.
Bu tarz hikayeler, gerek spekülatif olsun, gerek rasyonel, özeldir. Siz bunu sinema salonlarında 500 kişi ile birlikte izlenen ve herkesin bildiği bir hikayeye dönüştürürseniz, sonuç elbette ki kaçınılmaz bir popüler ivmelenme olacaktır. yani ''Beğendim - Beğenmedim'' yargısı. Biz de zaten buna popüler kültür diyoruz. Yani beğenilen veya beğenilmeyen, ama sonuç olarak tüketilen toplumsal öğeler. Bunun dışında yararlı denebilecek; sanırım müzik sektöründe bir kaç melodi kazandırdı. Güzel de oldu fakat, olmasa da olurdu.
Çok uzun zamandır ve çok fazla film izliyorum. Film eleştirisi konusunda da kendime çok güvenirim. Gri'nin 50 Tonu'nu izledim ve elbette beğenmedim. Benim beğenmeyişimin nedeni toplumsal önyargıdan kaynaklı değil; ben filmi içerisindeki duygu için izlerim ve bu duyguyu oyuncuların, senaryonun ne şekilde izleyiciye aktardığı ile ilgilenirim. Oyuncular çok soğuktu, sahneler çok yapmacıktı, hızlıydı ve film sonunda yorum seyirciye bırakılmıştı. Böyle bir film ''ve hayatlarına kaldıkları yerden devam ettiler, mi acaba ?'' tarzında, havada bırakılabilecek bir film değil. Çünkü bir felsefesi yok. Kaldı ki bizim toplumumuzun ahlaki dokusu göz önüne alındığında, tavsip edilmeyecek bir konunun, marjinal bir sex kimliğinin, bir de bu derece normalize edilerek sonuçlandırılması, o puanlamanın 4 olmasının esas sebebidir. Ergenlikle ilgisi yok. Açıkçası ben bu filmi puanlamam bile.
Gelgelelim sonuç olarak film ''sado-mazoşizm'' kolonları ile ayakta duruyor. O da olmasa ''zengin oğlan - fakir kız'' temasından öteye gidemez. E madem böyle, ben o yönetmen koltuğuna geçsem, kapanış sahnesini gerçekten doruklarında, sado-mazoşist bir sex sahnesi ile bitirirdim. Seyirciye istediğini verirdim en azından. Çünkü her şekilde bu film akıllarda bir ''sex'' filmi olarak kaldı.
Şunu asla unutmayalım. Sex ile aşk, birbiri ile angajmanlı iki kavram değildir. Biri diğerini mutlaka öldürür. -
revenant ı indirdim saglam filme benziyor turktorrentte altyazılı hali mevcut seedi gayet iyi hızlıca cektim
-
NaZi_ bunu yazdıozgunlu bunu yazdıAusten bunu yazdı
@ozgunlu
https://tr.wikipedia.org/wiki/Pop%C3%BCler_k%C3%BClt%C3%BCr
Biraz daha açmak gerekirse film, edebi olarak hiçbir değeri olmayan kısa sürede tüketilecek bir kitap akımının vizyon hali. Tıpkı Alacakaranlık serisi gibi.
Tamamen romantik tumblr gençliğine yönelik hazırlanmış vasatın altı bir film ve kitap serisi. Tabi bunlar benim kişisel yorumlarım. Bu konuda bir otorite olmadığımdan genelleme yaptığım yargısına varılmasın, lütfen.
IMDB'de 200 bin oy alıp 4.1 ortalamaya sahip olması da bana katılan pek çok insan olduğunu destekliyor gibi görünüyor. Aynı oylama bölümünde yaşlara göre yapılan istatistiklerde de sanırım açıkça ortada.
Hocam; film alacakaranlık serisi gibi, hayali bir olay değil. Aslında çoğu kişinin dile getiremediklerini vermiş.
Neyse olayı o kadar deşmeyeceğim, sadece filmin bu puanı almasının sebebi dünyadan kimsenin haberi olmaması.
Filmi beğenenlerin 90%' ı da bunu bir farklılık ve hava atma olarak gören yeni ergen nesil.
Film olarak bakarsanız, herkese hitap etmeyen bir film. Ama sizin dediğiniz gibi, popüler kültür zırvalaması kesinlikle değil.
Popüler kültür ibaresine katılıyorum. Şöyle,
Bir kere o filmin kitap halinde kalması gerekirdi. Çünkü konu tensel değil, tinsel. Kitap sayfalarındaki satırlara tutunan o duyguyu beyaz perdeye verebilecekleri düşüncesi zaten en başından fiyasko. Hani şu bilindik ''kitap daha güzeldi.'' yorumuna bitiyorum ben. Elbette daha güzel olacak. Sayfalarca anlatılan bir kavuşma anını sen 10 saniye görüp, kavrayamazsın. Buna ancak tahmin denebilir. Bu nedenle Gri'nin 50 Tonu adlı filmin sinemaya uyarlanması büyük bir saçmalıktı. Toplumsal bir ön yargıya neden olmaktan başka bir boka yaramadı. Kitap, özünde gizli ve özel hissetmenize yol açar. Onu okurken, sayfalardan birinde, herhangi bir satırdaki cümle sizi utandırabilir ve pembeleşen yanaklarınızla, birileri ile göz göze gelmemeye çalıştığınız anlar yaratabilir. Komik ve sizi kocaman gülümseten bir paragraf, başkalarına anlatılası gelir ama anlatamazsınız. İçinizde oluşan bir boşluk olarak kalır ve mutlu eder. Kitaptaki mantık budur.
Bu tarz hikayeler, gerek spekülatif olsun, gerek rasyonel, özeldir. Siz bunu sinema salonlarında 500 kişi ile birlikte izlenen ve herkesin bildiği bir hikayeye dönüştürürseniz, sonuç elbette ki kaçınılmaz bir popüler ivmelenme olacaktır. yani ''Beğendim - Beğenmedim'' yargısı. Biz de zaten buna popüler kültür diyoruz. Yani beğenilen veya beğenilmeyen, ama sonuç olarak tüketilen toplumsal öğeler. Bunun dışında yararlı denebilecek; sanırım müzik sektöründe bir kaç melodi kazandırdı. Güzel de oldu fakat, olmasa da olurdu.
Çok uzun zamandır ve çok fazla film izliyorum. Film eleştirisi konusunda da kendime çok güvenirim. Gri'nin 50 Tonu'nu izledim ve elbette beğenmedim. Benim beğenmeyişimin nedeni toplumsal önyargıdan kaynaklı değil; ben filmi içerisindeki duygu için izlerim ve bu duyguyu oyuncuların, senaryonun ne şekilde izleyiciye aktardığı ile ilgilenirim. Oyuncular çok soğuktu, sahneler çok yapmacıktı, hızlıydı ve film sonunda yorum seyirciye bırakılmıştı. Böyle bir film ''ve hayatlarına kaldıkları yerden devam ettiler, mi acaba ?'' tarzında, havada bırakılabilecek bir film değil. Çünkü bir felsefesi yok. Kaldı ki bizim toplumumuzun ahlaki dokusu göz önüne alındığında, tavsip edilmeyecek bir konunun, marjinal bir sex kimliğinin, bir de bu derece normalize edilerek sonuçlandırılması, o puanlamanın 4 olmasının esas sebebidir. Ergenlikle ilgisi yok. Açıkçası ben bu filmi puanlamam bile.
Gelgelelim sonuç olarak film ''sado-mazoşizm'' kolonları ile ayakta duruyor. O da olmasa ''zengin oğlan - fakir kız'' temasından öteye gidemez. E madem böyle, ben o yönetmen koltuğuna geçsem, kapanış sahnesini gerçekten doruklarında, sado-mazoşist bir sex sahnesi ile bitirirdim. Seyirciye istediğini verirdim en azından. Çünkü her şekilde bu film akıllarda bir ''sex'' filmi olarak kaldı.
Şunu asla unutmayalım. Sex ile aşk, birbiri ile angajmanlı iki kavram değildir. Biri diğerini mutlaka öldürür.Farkındalık yarattığını düşünüyordum ama yaratamamış :)