Gelecegi Gormek

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    S0KR4T3S
    S0KR4T3S's avatar
    Kayıt Tarihi: 31/Temmuz/2014
    Erkek
    Lightsaber bunu yazdı
    4Senarist bunu yazdı

    Determinizim mutlak bi gerçek. Bazı idialist puştlar "atom altı parçacıkların yeri ve hareketleri aynı anda hesaplanamaz o yüzden özgür irade vardır" demeye getirebilir ancak bizim atom altının hareketini ve yerini bilemiyor oluşumuz onun zorunlu hareketini değiştirmez büyük alemde ne oluyorsa küçük alemde de aynı olur. Geleceği görmeye gelince teoride çok güzel demişsin. Ancak dünyanın ilk anına gitmeye gerek yok şuan ki dünyadan uyarlanarak bir simülasyon yapılıp bilinen tüm fizik kuralları dahilinde dünyayı ileri sarıp teknolojileri daha erken keşfedebiliriz ancak. Bu mümkün değil. İnsanlar milyarlarca yıl yaşasada bir insanın düşüncelerini kestirecek kadar gelişemez ha nasıl olur bizim sineğin hareketini tahmin edebildiğimiz gibi bizi de sinek boyutunda gören bi canlı için belki mümkün.

    güzel yerden yakalamışsın hocam. hani uzay-zaman ayrılmaz bir bütün ya zamanın şu an hariç kısmı için de daha büyük bir perspektiften bakmak gerekir. buna en klişe örnek yeterince büyük bir teleskobumuz olduğunda yeteri kadar uzaklıktan dünyaya baktığımızda geçmişi görebiliriz. 

    çereze geri dönersek, tanrının (çoğu inançta) her şeyi görme , duyma yani gözlemleme yetisi vardır. Bunu tanrının en dıştaki gözlemci olduğunu, en geniş perspektiften  baktığını düşünerek yorumlayabiliriz bence. Bu durumda da paradoks, paradoks olmaktan çıkmış olur heralde.

    hocam izafiyet teorisi bilinçli olarak uydurulmuş koca bir yalan ondan yola çıkılarak hiç bir şey yapılamaz

  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    2021 Talihlisi
    samaccc
    samaccc's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Ekim/2007
    Erkek

    geleceği görmek değilde .

    sanki (atıyorum) marketten alışveriy yapıyorum ama sanki o anı daha önce tıpkısının aynısını yaşamışım gibi geliyor. 

    enteresan bir konu takip.


    Minimalist Değilim Tembelim
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Mad Scientist
    AMpul
    AMpul's avatar
    Kayıt Tarihi: 31/Aralık/2009
    Erkek
    pcdoktor636 bunu yazdı

    Güzel konu.

    İlk paragrafla ilgili, "Hatasız Düşünme Sanatı" isimli kitabı tavsiye ederim. Kendimizi ne kadar üstün görsek de, hayattaki amacımız diğer canlılarla aslında aynı. Sonsuza kadar yaşamak. Ancak insan türleri belli bir bilişsel kapasiteye kavuştuktan sonra, içgüdüsel olarak bu amacına hizmet etmeye devam etse de, kendine farklı amaçlar atamaya başlıyor.

    Programına aykırı davranarak üremeyi, hayatta kalmayı devam ettirmeyen canlılar dahi oluşabiliyor.

    Evredeki sabitler, beni, bir simülasyonun içinde yaşadığımızı düşünmeye itiyor. Yani en basitinden ışığın, evrenin hız limitlerinin olması, aslında bir bilgisayar programında tanımlanan global değişkenlerden farksız geliyor bana. Her baktığın yerde karşılaştığın limitler ve canlılardaki farklılığın aslında çok küçük olması, hepimizin bir kod parçacığında yaşayan, ve zamanla bu kod parçacığının kendi içerisinde belirlenmiş limitleri dahilinde oluşmuş canlılar olduğumuzu düşündürüyor bana. Çok eski bir düşünce, ancak şu an için kendimce en tutarlı bulduğum düşünce bu.

    Peki böyle bir simülasyon içerisinde aynı simülasyon tekrarlanamaz mı? Bizler, bizim sistemimizi oluşturan bir canlı varsa onların bilgi seviyesine ulaşamayacağımız için, oluşturacağımız simülasyon evren de kaynak tüketimi açısından kendi evrenimizden daha verimsiz olacaktır. Özellikle oluştracağımız simülasyon evrende canlılığın başlangıcı, kaynak tüketimini çok daha üst seviyelere çıkaracaktır. Bu noktada bazıları tüm fonksiyonları çalıştırmaya gerek olmadığını, sadece oluşan canlıların o an görebildiği yerlerin çalışmasının yeterli olacağını söylüyor.

    "There probably is a God. Many things are easier to explain if there is than if there isn't."

    Bu alıntıyı da "Stephen Hawking müslüman oldu" tarzında haberlerde gördüğümüz amaçla yazmadım, not düşeyim :)

    Hocam guzel bir noktadan yakalamissin gercekten. Evreni emule etmek icin gerekli kaynak, evrendeki toplam kaynaktan daha fazla olmalidir. Ornek olarak, evrendeki her foton icin bir degisken tutsak yine evrendeki toplam enerjiden fazla enerjiye ihtiyacimiz vardir.


    What I cannot create, I do not understand. — Richard Feynman
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    cann
    cann's avatar
    Kayıt Tarihi: 23/Mayıs/2007
    Erkek

    hocam evreni simüle etmek için ancak yeni bir evren yaratmamız lazım.

    simülasyon aşamasıda şu anki bilinen tüm pozitif bilimleri de göz önüne alıp dünyadaki tüm bilgisayarları bir araya getirsek

    değil evrenin simülasyonu bir çatalın yere düşüşünü, bir sigaranın çakmağın alev almasını  bile simüle edemeyiz.

     

    evet dediğin gibi keşke böyle bir şey yapabilsek mesela atıyorum temel yaradılış kuralı olan

    ışık hızını 300bin km/sn değil de  3bin km/sn olarak değiştirip  farklı itersayonlar deneyebilsek. :)

     

    evren,  daha doğrusu varlık bana kocaman bir matematik okyanusu gibi geliyor,

    nasıl desem "kelebek etkisi" tanımı çok ama çok basit kalıyor  açıklamak için. o kadar çok dinamik değişken var ki.

     

    tüm evreni simüle edemeyiz belki. ancak tersine bir simülasyon modeli çalıştırabiliriz.  (sadece belli başlı değişkenleri göz önüne alarak buünden geçmişe doğru)

    kim biliri belki yapa zeka ve bilim o kadar gelişir ki belki bir gün çok karmaşık olmayan eşyalar için ısı, ışık, ses, kimyasal, elektriksel vs şeyleriçin olabilir

    ama bir  canlının simüle edilmesi için  zibilyon milyar sene geçmesi lazım.

     

    en basiti yukrada dediğin gibi kitap okurken gĞaark diye geğiren adamı simüle etmen için ne zaman geğireceğini bilebilmen için,

    yediği yiyecekten tut bağırsaklarındaki parazite, bulunduğu ortamın sıcaklığına, havadaki oksijen miktarına, esen rüzgardan bilmem neye kadar trilyon tane değişkeni göz önüne alman lazım.

     

    son olarak dindarlar uzuk dursun demişsin kusura bakma ama devlet bahçeli gibi ben sizi yok sayıyoruma gelmiş olay :)

     

    hocam malum burası teknoloji bilişim forumu herkes iyi kötü yazılımdan bilişimden anlıyor, 

    bildiğin üzere teknolojinin bilişim anası, doğduğu yer silikon vadisi. 

    doğrusu silisyum vadisi olacak ama biz yanlış anlamda kullanıyoruz, bildiğimiz silikonla silisyumun bi alaksı yok (silicon/silicone)

    yani teknolojinin bilgisayarn temeli silisyum. bilinen teknolojiler tüm silisyum elementinden elde ediliyor.

     

     bundan 300 sene evvel ne bilgisayar vardı ne elektrik ne de programlama dili,

    elektriğin icadı transistörün keşfi, bilgisayarın icadı, ilk programlama dilleri, windows, unix, linux, ios, android o bu şu derken günümüzdeki seviyeye kadar geliştirdi teknolojiyi insanoğlu.

     

    şu an ki tüm elektronik bilişim vs gelişimlerin temelini oluştuan  silisyumu yaratan tanrı o aptal atomun içine şu anki bildiğin ve ileride çıkak bilemediğimiz her türlü şeyi gömmüş,

    özetle demek istiyorum ki tanrı silisyumu yaratırken java yı da, delphi yi de, windowsu da, facebook u da, gta yı da minecraftı da içine gömmüş.

     

    başa dönersek

    geleceği görmek adına simüle etmeye çalıştığımız evreni kodalayan çok pis kodlamış.

    tanrı nasıl geleceği bilir, kaderi nasıl bilir sorusunun cevabı bu cümlede işte.

    senin yapmaya çalıştığın şeyi o zaten yapabiliyor.

     

     

     

     

     

     

    cann tarafından 10/Tem/15 22:42 tarihinde düzenlenmiştir

    Yazana zahmet vermeyen yazı okuyana lezzet vermez...
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    nickalti
    Lightsaber
    Lightsaber's avatar
    Kayıt Tarihi: 29/Ağustos/2012
    Erkek
    4Senarist bunu yazdı
    Lightsaber bunu yazdı
    4Senarist bunu yazdı

    Determinizim mutlak bi gerçek. Bazı idialist puştlar "atom altı parçacıkların yeri ve hareketleri aynı anda hesaplanamaz o yüzden özgür irade vardır" demeye getirebilir ancak bizim atom altının hareketini ve yerini bilemiyor oluşumuz onun zorunlu hareketini değiştirmez büyük alemde ne oluyorsa küçük alemde de aynı olur. Geleceği görmeye gelince teoride çok güzel demişsin. Ancak dünyanın ilk anına gitmeye gerek yok şuan ki dünyadan uyarlanarak bir simülasyon yapılıp bilinen tüm fizik kuralları dahilinde dünyayı ileri sarıp teknolojileri daha erken keşfedebiliriz ancak. Bu mümkün değil. İnsanlar milyarlarca yıl yaşasada bir insanın düşüncelerini kestirecek kadar gelişemez ha nasıl olur bizim sineğin hareketini tahmin edebildiğimiz gibi bizi de sinek boyutunda gören bi canlı için belki mümkün.

    güzel yerden yakalamışsın hocam. hani uzay-zaman ayrılmaz bir bütün ya zamanın şu an hariç kısmı için de daha büyük bir perspektiften bakmak gerekir. buna en klişe örnek yeterince büyük bir teleskobumuz olduğunda yeteri kadar uzaklıktan dünyaya baktığımızda geçmişi görebiliriz. 

    çereze geri dönersek, tanrının (çoğu inançta) her şeyi görme , duyma yani gözlemleme yetisi vardır. Bunu tanrının en dıştaki gözlemci olduğunu, en geniş perspektiften  baktığını düşünerek yorumlayabiliriz bence. Bu durumda da paradoks, paradoks olmaktan çıkmış olur heralde.

    hocam izafiyet teorisi bilinçli olarak uydurulmuş koca bir yalan ondan yola çıkılarak hiç bir şey yapılamaz

    biraz daha açar mısın hocam


    İnsan; insan olsaydı,insan olmazdı..
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    mürşide
    izzmarit
    izzmarit's avatar
    Kayıt Tarihi: 07/Ocak/2010
    Dişi

    Mobilim uzun degerlendiremeyecegim fakat gozume takilan bir seyi yazmak istedim, gelecegi manipule edebilmenin tek ihtimali dinamik zaman akisiyla degil. Zaman, sabit zaman akisi (gödel spacetime..) ya da multiverse zaman akisi seklinde (einstein rosen bridge,.. tarzlari paralel evren) de olabilir. Evrenin deterministik olup olmamasi gelecegi (-ya da bazi durumlarda gecmisi) manipule etmeye engel degildir.

    Novikov's self consistency principle da bu konuda incelemeye deger.

    Ilgilenirseniz pc basindayken uzunca yazabilirim.

     

    Edit: Lutfen izafiyet teorisine yalan demeyin oyle Einstein mezarindan dil cikartiyor :(

     

    izzmarit tarafından 10/Tem/15 23:05 tarihinde düzenlenmiştir

    sigara değil, balık olan.
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    unix
    Andrei
    Andrei's avatar
    Banlanmış Üye
    Kayıt Tarihi: 11/Aralık/2008
    Erkek

    "cükümde cıban cıktı ne yapmalıyım" / "kız arkadasım hamile kaldı nerede aldırabiliriz" tarzı konular görmektense böyle konuları görmeyi destekliyor ve fizikle arası iyi olan müridlerimizin anlasılır düzeyde güzide mesajlarını okumaktan kıvanc duyuyorum.


    %40 indirimli olarak "Centos Sistem ve Sunucu Yönetimi" adlı kitabımızı satın alarak, Linux üzerine yapılacak olan devam projeleri icin destekte bulunabilirsiniz : http://www.hepsiburada.com/centos-sistem-ve-sunucu-yonetimi-oku-izle-dinle-ogren-p-KKODLAB01579
  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    NoktaliVirgul
    NoktaliVirgul's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Temmuz/2007
    Erkek

    İzafiyet teorisi yalan demişsin de neye göre kime göre yalan? 


    If my calculations are correct, when this baby hits eighty-eight miles per hour... you"re gonna see some serious shit.
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    RockZs
    RockZs's avatar
    Kayıt Tarihi: 30/Haziran/2002
    Erkek

    ba(ğ)zı şeylerin geleceğini görebilir; daha doğrusu öngörebiliriz.

     

    bunun için davranışları, davranış ilişkilerini bilmek lazım. insan davranışı, makine davranışı, gezegen davranışı..

    "ne olursa şu davranış sergileniyor, şu olursa nasıl bir davranış gösterir" gibi sorularla bir objenin davranış haritası çıkarılabilir.

    bu obje insan da olabilir. davranış bilimci psikologlar insan davranışı üzerinde birçok bilimsel çalışma yürütüyorlar.

    bu çalışmaları kullanan şirketler tüketici davranışlarını önceden kestirebiliyorlar. 

    esnaflar bile önceki gözlemlerine dayanarak gelecek ayın hangi gününde müşteri yoğunluğu bekleyeceğini kestirebiliyor.

    sayısal lotoyu düşünelim, rastgele çekildiğini varsayıyoruz ama malesef rastgele birşey yok. elimizde senelerin verisi var aslında, bu verilerin topların çekildiği ortamın sıcaklığıyla, nemiyle, düğmeye basan kişinin düğmeye basılı tutma süresiyle (attım), ortamdaki hava basıncıyla vs.. şimdilik kestirebileceğimiz doğrudan bir ilişkisi yok gibi görünüyor ama bir gün biri sistemde bir açık bulup (yani verileri kullanarak çekilişlerin sonucuna yönelik bir ilinti bulup, onu kullanıp) belki de sayısal lotoyu tahmin etmede oldukça başarılı bir yöntem bulabilir.

    yani, bu konular biraz hassas. fazla takmamak lazım.

    aklıma bi' film geldi, sanırım adı "pi" idi. tavsiye ederim.

     

     

    RockZs tarafından 11/Tem/15 00:05 tarihinde düzenlenmiştir
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Meczup
    1049
    1049's avatar
    Kayıt Tarihi: 04/Ağustos/2005
    Homo

    Hocam biz daha bir sigara dumanının havada takip ettiği yolu bile kestiremiyoruz evren şurada dursun. 

    Çerezlik soruya gelince benim farklı bir yorumlamam var. Her ne kadar benzer davranışları yapmaya meyilli olsak da, önceden kestirilebilir olsak da çok çok nadir şekilde bu kalıpları terkediyoruz. Mesela hergün eve A yolundan gidiyorum ama o gün canım B yolundan gitmek istedi. Normalde A restoranttan yemek yerim ama bugün canım B restorantından istedi. Biz evreni en baştan simule ettiğimizde insan duygu ve davranışlarına ait ne varsa en ufak parçasına kadar hakim olmalıyız ki ortaya tek bir evren çıksın. 

    Şimdi determizm ve özgür irade başlığı altında özgür irade hakkındaki yorumun: "Ozgur irade var midir? Yapilan bircok sosyal psikoloji deneyi belirlenen sartlar altinda, insanlarin tamamina yakininin beklenen sekilde hareket ettigini gosteriyor. Insanlar kendilerinin ozel olduguna inanirlar." şeklinde. Buradan yola çıkarak bu azınlıkların yani tamamına yakın olmayan ve beklenmeyen şekilde hareket eden bu insanların sayesinde milyarlarca kırılma ve milyarlarca evren oluşuyor. 

    İşte tanrı tam bu noktada devreye giriyor. Tüm bu milyarlarca evren simule edilmeden de bu evrenlerden herhangi birindeki A konumundaki bir kuşun A zamanında kanadını çırpmadan asırlar önce o kuşun A konumunda ve A zamanında kanadını çırpabileceğini biliyor. Bu durumda enteresan olan nokta bu ana kadar ve bundan sonraki her şeyin zaten simüle edilmiş olması ve bizim yaşantımızın aslında çoktan sonlanmış olduğu gerçeği. 

     


    dudaklarına değen yağmur bir parça rujundan çalar. dudaklarına değen yağmur bile, bir parça rujundan çalar. benim değemediğim o dudaklarına değen yağmur, bir parça rujundan çalar. // bi gün buralarda yeni bir ağaç yeşerecek ve biz gölgesinde mürekkepler tüketeceğiz //