Mezhepler

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Florenzi
    Florenzi's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Şubat/2006
    Erkek

    Kaynak: http://www.kurandakidin.net/bolumler/14-mezhepler.asp

    Bir kere Kuran’ın dinin tek kaynağı olduğu göz ardı edilip hadisler, içtihadlar dinin kaynağı kabul edilince, birçok mezhebin ortaya çıkması kaçınılmazdı. Nitekim öyle oldu ve yüzlerce mezhep ortaya çıktı. Bugün dört mezhep denilen mezhepler, işte bu birçok mezhepten zaman içinde daha çok kabul görüp, günümüze kadar gelenlerdir. Bir hadise göre erkeklerin baldırını örtmesi gerektiği, diğerine göre baldırın gözükebileceği anlaşılır. Bir hadis yorumuna göre kan akması, diğer hadis yorumuna göre ise kadın elinin değmesi abdesti bozar... Tüm bu örneklerdeki gibi farklı izahlarda doğruyu kim, nasıl bulacaktır? Kuran dışında başka kaynaklara kapıyı açarak kargaşalara yol açanlar, mezhepleri ortaya sürüp bu kargaşayı önlemeye çalışmışlardır. Böylece Kuran’ın dini, yani Allah’ın gönderdiği İslam; mezheplerin dinine, mezheplerin İslam’ına dönüşmüştür. Mezhep kurucusunun biri çıkar diz ile göbek arasını örteceksiniz hadisini alır, diğer hadisi inkar eder ve böylece dine yeni bir haram sokar. Diğer bir mezhep kurucusu ise baldırın gözükebileceği sonucu çıkan hadisi doğru, diğer hadisi yanlış kabul ederek baldırın gözükebileceğini ilan eder. Mezhep kurucularından biri Peygamber’in sivilcesinin koparılması ile ilgili hadisinden kanın abdesti bozduğu sonucunu çıkarır, dine bir ilave yapar. Diğeri ise kadın elinin değmesi abdesti bozdu yorumunu yapar, diğerinin ilavesini reddedip kendi ilavesini dine katar. Oysa bu hadisler başka türlü de yorumlanabilir. Fakat Kuran dinin tek kaynağı olduğu için buna ihtiyaç yoktur.

    BİR MEZHEBE GÖRE CENNETLİK, DİĞERİNDE CEHENNEMLİK OLUYOR

    Kuran’da dinimize İslam adı verilip, hiziplere ayrılmamız yerilirken, kendimize Hanefi, Maliki gibi isimler vermeyi, bu mezheplerin ayrı helal, haram ve farzlarını kabullenmeyi ve her biri birbirinden farklı uygulamalara sahip olan apayrı mezheplerin herbirinin de İslam’a eşit olduğunu, birbirlerine ve Kuran’a aykırılıklarına rağmen, hepsinin de doğru olduğunu hangi akıl ve insafla açıklayabiliriz? Örneğin Hanefi mezhebinde namaz kılmaya başlamayan dövülür, Hanbeli, Şafi ve Maliki mezheplerinde ise aynı şahıs namaz kılmaya başlamazsa öldürülür. Sırf mezhepler açısından bile olaya baksak Hanbeli, Şafi ve Maliki olanların Hanefi’ye göre en büyük günah olan adam öldürme fiilini işleyip günaha girdiklerini, Hanefi olanların ise sırf dövdükleri, öldürmedikleri için diğer mezheplere göre Allah’ın bir hükmünü inkar edip zalim olduklarını söylememiz gerekir. Oysa ayrılıkta güzellik gören zihniyete göre Allah, ahirette Müslümanlar’ı mezheplerine göre ayıracak, Hanefi ise sen Hanefiydin dövdün doğru yaptın, Şafi ise sen Şafiydin öldürmeliydin, öldürüp doğru yaptın diyecektir! Namaz kılmayanı eğer Hanefi biri öldürürse katil olup cehennemlik bir fiil yapacaktır, oysa namaz kılmayanı öldüren Şafi , Allah’ın hükmünü yerine getirdiği için cennetlik bir fiil yapmış olacaktır. Yani aynı fiili yapan iki kişiden biri cehennemlik, diğeri ise mübarek kişi olacaktır. Böyle din olur mu? Böyle dine uyanların kelle sayısı ne olursa olsun, doğrulukları mümkün müdür? Ne yazık ki günümüzde bu mezheplere uyan geniş kitlelere bu soruları sormak zorundayız. Aklı kullanmak yerine taklitçiliği esas alan, Kuran’ı insanların hepsi anlayamaz, birkaç insan bunları anlayıp, insanlara aktarıyor diyenlerin, insanları getirdiği nokta budur. Allah dinini yalnız bu mezhep imamlarının anlayacağı şekilde mi indirdi ki insanların sadece hak olduğu söylenen bu dört mezhebe uymaları bir zorunluluk oluyor? Allah dinini ancak bu dört kişi anlasın diye indirdiyse, Kuran’da niye birçok defa “Ey insanlar” diye insanlara direkt hitap ediliyor da “Ey Şafi, ey Hanbeli, ey dört imam, siz bunları anlayın, benim dediklerimi anlamayan diğerlerine de siz anlatın” denmiyor?

    Yukarıdaki örneği ele alırsak, Kuran’ın dinde zorlama olmadığını söyleyen ayetlerine ve namaz kılmayanlara dünyevi hiçbir ceza hiçbir yerde geçmemesine rağmen; namaz kılmayanın öldürüleceğini söyleyen üç ve dövüleceğini söyleyen bir mezhebin dördü birden işe yaramaz ve yanlış olacağına, nasıl dördü birden doğru ve hak oluyor? Peki bu mezheplerin dördü birden, dördü de farklıyken nasıl gerçek İslam oluyorlar?

    Bazıları: “Mezheplerdeki farklılıklar ufak tefektir, biri namazda elini bağlar, biri salar. Şehirlerde olana Hanefi, köylü olana Şafi uygundur. Dolayısıyla tüm bu ihtilaflar rahmettir...” gibi izahlarla farkları ufak tefek göstererek, mezhepleri sorgulanamaz kılmayı istemekte, halka taklitçiliği yutturmaktadırlar. Oysa mezhebin birinin öldürülmesini emrettiğini biri sadece dövüyor, bir mezhebe göre helal, diğerine göre haram oluyor, birinin farz bildiğini, diğeri farz bilmiyor. Yani mezhepler helalleri, haramları ayrı birer dine dönüşmüş vaziyetteler. Mezhep imamı dilediği hadisi seçerek, nasih mensuh ile oynayarak, hadisleri keyfince yorumlayarak; Kuran’ın da, uydurmalarla dolu hadislerin de üstüne çıkmaktadır. Din, mezhep imamının bakışına göre şekillenmiş, oluşturulmuş oluyor. Ayrılığın iyilik, rahmet olduğu Kuran’a aykırı bir mantıktır ve uydurma bir hadisten gelmektedir. Oysa Kuran’da şöyle geçmektedir:

    Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra çekişmeye girip fırkalar (mezhepler) halinde parçalananlar gibi olmayın.

    3- Ali İmran Suresi 105

    MEZHEPLERDEN KURAN’IN İSLAMI İLE KURTULURUZ

    Mezhep taklitçiliğinin dine verdiği zararları Yaşar Nuri Öztürk “Kuran’daki İslam” kitabında şu şekilde açıklamaktadır: “Allah adına yalan uydurmanın bir yolu da mezhepleri din haline getirmek olmuştur. Mezhepler birer din, mezhep imamları tenkit üstü birer Peygamber haline getirilince İslam adıyla ortaya konan karışımın kaçta kaçının Allah’a, kaçta kaçının şuna buna ait olduğunu belirlemek, halk kitleleri için imkan dışına çıkar ve bu durum din adı altında bir kaosu insanlığın başına musallat eder. Aradan yüzlerce yıl geçmesine, insanlık boyut değiştirmiş olmasına rağmen hiç kimse bu eskimiş ve bir kısmı komedi haline gelmiş yorumlara dokunamaz. İşte zulüm ve Allah’a iftira budur. Bu zulüm yüzündendir ki gerçek İslam bilginleri, samimi din görevlileri Allah’ın saf ve berrak Kuran dinini yüzyılımızın insanına olduğu gibi anlatmaya kalktıklarında sadece zorluklarla değil engeller, iftiralar ve suçlamalarla karşılaşabilmektedirler. Çare Kuran’a gidişimizi engelleyen bütün putları, patentlerine bakmadan devirmek ve hükmü yalnız ve yalnız Allah’a bırakmaktır. Buna karşı çıkanlar, görünüşte dini kabul ettiklerini söyleseler de inkarcıdırlar. Çünkü ak ve berrak din yalnız Allah’ın tekelindedir (39-Zümer Suresi-3). Ve bu tekelden rahatsız olup Allah’ın hüküm yetkisine şu veya bu şekilde karışanlar, Allah’a karşı gelmiş olurlar.”

    NE OLACAK DİŞLERİ ÇÜRÜYEN HANEFİLERİN HALİ?

    Ne yazık ki halkın geniş kitleleri mezheplerin gerçek yüzünü, bu yapının Kuran’la çeliştiğini bilmeden mezhebe tabi olmakta, dini Kuran yerine mezheplerin izahlarına göre oluşmuş ilmihal kitaplarından öğrenmektedirler. Yukarıdaki örneği ele alırsak Türkiye’de halkın büyük bir kesimi Hanefi mezhebinden olduğunu söylemektedir. Fakat büyük bir kesimi Hanefi olan halkın büyük bir kısmı, mezheplerinin dişlere dolgu yapmayı yasaklayan izahını bilmediklerinden dişlerini doldurtmakta ve kaplatmaktadır. Böylece boy abdestleri ve dolayısıyla namazları Hanefilik dedikleri mezheplerine göre geçersizdir. Kitlelerin önüne “Ya Sunni olursun, Hanefi mezhebine uyarsın, ya da Şii, Alevi gibi sapık bir mezhepten olursun” şeklinde klişe laflarla, korkutmalarla; mezhepçilik adeta bir milliyetçilik, ırkçılık şekline dönüştürülüp sunulmuştur. Sunni olmamak adeta kafir olmakla eşdeğer gösterilmiş, bu fikrin her alternatifi de sapık ilan edilmiştir. Şiilik ve Alevilik’te de durum farklı değildir. Onlar da aynı şekilde ırkçılığa dönüştürülmüş mezhep taassuplarıyla Sünniliğe aynı şekilde yaklaşmaktadırlar. Bu kitlelerin görmezlikten geldiği ve halkın bilmesi gereken alternatif; Kuran’ın din olarak tek başına ele alınıp, tüm bu mezheplerin inkar edilmesi ve dinin yalnız Kuran’a dayanarak oluşturulmasıdır.

    UYDURULAN DİNİN TEMELLERİNİ ŞAFİİ ATTI

    İyi bir araştırma yapılırsa bugünkü Ehli Sünnet fikirlerin, hadisçi dini yapının temelinin, ilk olarak Şafii mezhebinin kurucusu İmamı Şafii tarafından atıldığı anlaşılır. Şafii’den sonra açık bir Kurani hükmün bulunduğu birkaç durum hariç, fıkhi bir fikri bir veya birden fazla hadise dayandırmak mecburi hale geldi (W. Montgomery Watt, İslam Nedir?) Aynı yargıyı İlhami Güler şöyle açıklamaktadır: “Bu arada İslam dini düşünce tarihinde Kütüb-i Sitte ve özellikle Sahihi Buhari’nin neredeyse Kuran’a denk epistemolojik öneminin temelinde, Şafii’nin sünneti, gayri metluv vahye indirgemesinin büyük payı olduğunu unutmamak gerekir. Şafii’ye kadar birçok alim tarafından çeşitli şekillerde değerlendirilen ve sözlü akla tabi olan hadis kültürü, Şafii’den sonra yazım aşamasına ulaşarak bir nevi dogmalaşmaya ve önem itibariyle Kuran’a yaklaşmaya başladı. (I. Kuran Sempozyumu, sayfa 310, Arkoun Tarihiyyetu’l-fikri’l-Arabi, sayfa 78-79) Bugünkü sünnet anlayışının temelinin İmam Şafii ile atıldığını Osman Taştan ise şöyle anlatır: “Şafii’nin çıkışı bu durumu değiştirdi. Şafii Peygamber’in sünnetini toplumun sünnetinden ayırdı ve onu hukuki açıdan Kuran’ın seviyesine çıkardı. İdealde bu Hz. Muhammed’in Peygamber’liğine maksimum düzeyde bir saygı duymak ve aynı zamanda hizmet etmekti. Gerçekte ise bu tavır Hz. Peygamber ile onun toplumunun arasına kapatılması güç olan bir mesafe koymaktı. Böylece sünnet, vahiy potası içerisinde Kuran’la birleştirilmişti. Artık yapılacak olan şey sahabi sözlerini de sünnetle birleştirip vahyin kapsamına dolaylı olarak dahil etmekti... Sonuçta bu tür teorik gelişmeler aslında Kuran’a mahsus olan vahyi önce Sünnet’e sonra da sahabi sözlerine teşmil etmişti. Bir diğer ifadeyle bu durum kutsallığı ilahi kelam olan Kuran’dan beşeri kelam olan sahabi sözlerine kadar yaymaktı.” (I. Kuran Sempozyumu, 317-321)

    Mezhepler tarihine bu kitapta geniş yer ayırmak istemedik. Bunun yerine mezheplerin vardıkları sonuçlara ve bu sonuçların Kuran’la çelişkilerine detaylı bir şekilde yer verdik. Mezhepler tarihini inceleyen her kişi Şafii’nin Hanefi mezhebine saldırılarını, Maliki, Hanbeli, Şafii mezheplerinin Ehli Sünnet adlı bir mezhebin dört ayrı kolu değil fakat her birinin apayrı birer mezhep olduklarını anlar. Birazdan göreceğiniz tablolardaki 100 örnek de mezheplerin farklılığını göstermeye yetecektir. Aslında apayrı olan bu mezhepler ilerleyen asırlarda siyasi otoritenin rolüyle ve siyasi otoritenin, Nizamiye Medresesinin Rektörü yaptığı Gazali’nin katkılarıyla tek bir mezhepmiş gibi gösterilmeye çalışılmışlardır. Ehli Sünnet veya Sünnilik adı altında dört apayrı mezhep toplanmıştır. Apayrı olduklarına inanmayan, tabloları incelesin. Tablolardaki 100 örneğimiz az gelirse bu dört mezhebin hükümlerini karşılaştıran Dört Mezhebin Fıkıh Kitabı gibi kitapları okusunlar; tek ad altında toplanmaya çalışılan bu mezheplerin, apayrı hükümleriyle birbirlerinden ne kadar ayrı olduklarını bu şekilde görsünler. Allah bize tek bir din indirmişken kendi aralarında binlerce çelişkiyi taşıyan mezheplerin doğru olması mümkün mü? Apaçık, çelişkisiz, korunmuş Allah’ın kitabı yerine, mantıksız, çelişkili, tahrif edilmiş ve insan yapısı olan mezhepleri din diye kabul etmek hiç doğru olabilir mi? Bu dört mezhebin ortak noktaları; Kuran’la yetinmemek, Kuran dışı dini kaynaklar edinmek suretiyle Allah’ın dindeki otoritesini bozmaya çalışmak ve dini fırkalara bölmektir.

    Hep birlikte Allah’ın ipine sarılın, fırkalara bölünüp ayrılmayın.

    3 Ali İmran Suresi 103


    Tek Yol Atatürk 1881 - ∞
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    renegadealien
    renegadealien's avatar
    Üstün Hizmet Madalyası Savaş Madalyası Başarı Madalyası Üstün Hizmet Madalyası Developer Madalyası
    Kayıt Tarihi: 23/Mart/2003
    Erkek

    Kuranda neymiş canım bizimkier said nursinin risalelerini okuyorlar...

    Hz muhammed tam acıklamayı beceremediği için, said süzdü kuranı, süzülmüşünü anlatıyorlar millete...

    Muhammeti takmaya pek gerek yok onu için...

     

    Zira cemaat evlerinde, Kuran bulunması şart değildir ama Risaleler olmazsa olmaz mevzusuda burdan geliyor...

    Hatta en tehlikeli insan cahil insan, Daha da tehlikelisi cahil olduğunun farkında olmayan insan...


    10.05.2013 tarihli google arama sonucu : Aradığınız - "herşeyin hayırlısı rampanın bayırlısı" - ile ilgili hiçbir arama sonucu mevcut değil. Kendi özlü sözümdür, kaynak belirterek kullanınız.
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    trooper
    trooper's avatar
    Kayıt Tarihi: 11/Kasım/2007
    Erkek

    edit büdüt


    ZzZzZzZ...!
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    andidit
    andidit's avatar
    Kayıt Tarihi: 23/Ağustos/2005
    Erkek

    Ya inandığın gibi yaşarsın, ya yaşadığın gibi inanırsın.

     


    Boynumuz yiğit boynu, bükerse sevda büker.
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    acikistihbarat
    acikistihbarat's avatar
    Kayıt Tarihi: 25/Mart/2009
    Erkek

    mezhepler,fakihlerin "hadi mezhep kuralım" diye oluşturdukları akımlar değildirler.bunun bilinmesi lazım.hala bazı insanlar bunu mezhep imamlarının kurduğunu sanıyor.çok yanlış.

    fıkıh ilmi her devirde gözden geçirilen ve şartlara ayak uydurması gereken bir alandır.kalkıpta 1000 sene öncesinin şartlarına göre günümüzde değerlendirme yapılamaz.

    dolayısıyla fakihler (fıkıhçılar) kendi çalışmalarını bölünmek,parçalanmak için değil doğru kabul ettikleri için savunmuşlardır.

    bugün eğer vahhabiliği de islamın içinden sayarsanız,parçalanmayalım diyerek toplumu parçalayan unsurlarla bütünleşmeye çalışırsanız sonuç hüsran olacaktır.

    mesele parçalanma değil hangi mezhebin en doğru olduğudur.bu konuda meşru sayılan sadece ehl-i sünnet'tir.

    Ehl-i sünnet dışı olan islam dışıdır çünkü islamın kesin emirlerine muhalefet edenler müslüman sayılmazlar.

    mesela farzları inkar edenler açıkca dinden çıkmışlardır.günümüzde Allah ile aldatmak had safaya ulaştığı için ve Doğan medyasındasn sonra bir de Ciner medyasının ülkemizdeki olumsuzluklardan beslendiği bilindiği için bu gibi tartışmalar bitmez.bize düşen orjinal kaynaktan ve güvenilir hadislerden faydalanmaktır.

  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    MaviEkran
    MaviEkran's avatar
    Kayıt Tarihi: 31/Aralık/2009
    Erkek

     

    ats30 bunu yazdı:
    -----------------------------

    mesele parçalanma değil hangi mezhebin en doğru olduğudur.bu konuda meşru sayılan sadece ehl-i sünnet'tir.

    Ehl-i sünnet dışı olan islam dışıdır çünkü islamın kesin emirlerine muhalefet edenler müslüman sayılmazlar.

    mesela farzları inkar edenler açıkca dinden çıkmışlardır.günümüzde Allah ile aldatmak had safaya ulaştığı için ve Doğan medyasındasn sonra bir de Ciner medyasının ülkemizdeki olumsuzluklardan beslendiği bilindiği için bu gibi tartışmalar bitmez.bize düşen orjinal kaynaktan ve güvenilir hadislerden faydalanmaktır.


    -----------------------------

    Kime göre meşru sayılan ehl-i sünnettir? Neye göre Ehl-i sünnet dışı olan islam dışıdır diyorsun?

    Kur'an ve Peygamber'in öğretilerini reddedenler İslam dışıdır. Bir mezhebi kabul etmiyor diye bir grup insanı din dışı sayamazsın. Kaldı ki ehl-i sünnet'in adında var sünnet sadece. Peygamber'in torunlarını şehit et, sonra ben peygamberin sünnetine uyuyorum de... Bu nasıl zihniyet. Bu olay islamdaki en büyük bölünmeyi tetiklemiştir ve ironiye bakın ki peygamber'in torunlarını, ehl-i beyt'i şehit edenler "sünnet"i maske olarak seçmişlerdir.


    Blue Screen of Death
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    acikistihbarat
    acikistihbarat's avatar
    Kayıt Tarihi: 25/Mart/2009
    Erkek

    o cümlenin devamını da okuman gerekirdi.ehl-i sünnet farzlara tam bağlıdır.burda futbol fanatikleri gibi mezhep tartışması yapmak hele de bu devirde olacak şey değil ancak doğruların savunulması gereklidir.

    farzların inkar edildiği (doğrudan veya dolaylı olarak(mesela açık ve net bir farza aykırı fetva verilen)) her mezhep islam dışıdır.

    lütfen aileden beyinlerimize sokulan görüşleri değil kendi çabalarımızla öğrendiklerimizi savunalım.her türlü dayatmaya karşıyız.bir vatandaş dese ki ben ehl-i sünnet değilim,sonuna kadar saygı duyarız.

    sahabeye dil uzatanlar ahirette bedelini ağır bir şekilde öderler.kerbela vakası tüm müslümanların ortak yasıdır.asıl bölücülük yapanlar kerbela olayını kendileri sahiplenerek sanki sünniler sahip çıkmıyor havası estirmek toplumda bölücülük yapmaktır.bu kişilerin çoğu zaten islamdan uzaklaşmışlardır.

  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    DjBarky
    DjBarky's avatar
    Kayıt Tarihi: 09/Nisan/2007
    Erkek

    buda tıpkı incilde oldugu gibi Kuran-i Kerim 'inde insanlar tarafından mutasyona uğratıldığı manasına gelebilir...

    Şöyleki Din islam din' iyse Kişi Müslümandır ona indirilen bir kitap vardır inanması gereken ve kurallarına uyulması gereken tekbir kitap vardır bunun haricinde yok aleviydik yok sunniydik yok hanifiydik bunların hepsi hikaye bana kalırsa. Allah 1 'dir Muhammed Onun Resul 'udur H.z Muhammed Muminlere Allah ile Kulları arasına Gönderilen Elçidir ve Onun Rehberi ise Kuran 'i Kerimdir.


    Hayat, cinsel ilişkiyle bulaşan ölümcül bir hastalıktır. http://www.youtube.com/watch?v=qd4O2AtXYSo
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    meco
    meco's avatar
    Kayıt Tarihi: 10/Aralık/2003
    Erkek

    Kuran dısında hic bir kitaba itibar etmem.. yok risaleymis yok suymus yok buymus hepsi bos seyler.. Hak katından gelen ve bir peygamber (HZ MUHAMMED) tarafından yazdırılan kitap Kuran varken ne baska bir kitaba nede baska bir mezhebe bakmam.. Kuran'da da mezhep olmadıgına göre mezheplerin hepsini yok sayarım.. Kuran'da olmayan bir seyi varmıs gibi göstermek cok büyük bie yanlıstır vebalini kimse veremez..


    PORTABLE programları tercih edin... isletim sistemi sismez, nereye atarsan orada calısır ve en önemlisi serial-key derdinden kurtulursunuz...
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    acikistihbarat
    acikistihbarat's avatar
    Kayıt Tarihi: 25/Mart/2009
    Erkek

    mezhepleri yok sayarsan kur'anda yazan herşeyi kendi başıma anlarım diyorsun yani.peki o zaman bütün fetvaları alimlerin içtihatlarını bütün günümz şartlarındaki yorumları yoksayıyorsun demektir.

    çok tehlikeli sularda yüzüyorsun.

  11. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    Hermes
    hermesthecat
    hermesthecat's avatar
    Kayıt Tarihi: 21/Mayıs/2007
    Erkek

    ats30 bunu yazdı:
    -----------------------------

    mezhepleri yok sayarsan kur'anda yazan herşeyi kendi başıma anlarım diyorsun yani.peki o zaman bütün fetvaları alimlerin içtihatlarını bütün günümz şartlarındaki yorumları yoksayıyorsun demektir.

    çok tehlikeli sularda yüzüyorsun.


    -----------------------------

    ne alakası var ?

    bu ülkedeki bircok ilahatcı bir cok konuda hem fıkır olamazken neden kur'an ı anlamak için birilerine muhtac olalım.

    DjBarky yazmıs bak;

    Şöyleki Din islam din' iyse Kişi Müslümandır ona indirilen bir kitap vardır inanması gereken ve kurallarına uyulması gereken tekbir kitap vardır bunun haricinde yok aleviydik yok sunniydik yok hanifiydik bunların hepsi hikaye bana kalırsa. Allah 1 'dir Muhammed Onun Resul 'udur H.z Muhammed Muminlere Allah ile Kulları arasına Gönderilen Elçidir ve Onun Rehberi ise Kuran 'i Kerimdir.

     

    gerisi faso fisodan hikayeler serisi..

     


    az insan çok huzur. | https://keremgok.tr | https://dnscheck.tr
Toplam Hit: 5932 Toplam Mesaj: 49