Forum
Aktif konular
Üyeler
Kurallar
Arama
2017'De Emlak Fiyatları Ne Olur? 2017'De Emlak Fiyatları Ne Olur?
-
2017 ocak ayindan sonra cok hizli bir sekilde iflaslar gelmeye baslayabilir.
-
Erdoğan ya da Binali'nin ya da bakanlardan birisi artık kimse o ; kendi burjuvazimizi yaratmalıyız şeklinde beyanları vardı. Ülker çalık vs. Bu adamların büyümesinin sebebi zaten bu. Yerleşmiş (sabancı, Koç vs.) şirketlerin lokomotif olduğu ülkede orta ölçekli sermaye birikimi yaratmak amacıyla bunu tercih ediyorlar. Bu adamlar da piyasalarda hava yastığı vazifesi görüyor. Ufak işletmeler elbette yok olacak. Başbakan olduğu dönemde mahalle bakkallarının birleşip marketleşmesini istemişti. ondan sonra her ilde aile marketleri şeklinde marketler türedi. Aynı birleşme ve kolektivite inşaat sektöründe de var. Bu da yapıyı her ne kadar ölçek anlamında küçük gösterse de piyasa direnci fazla oluyor. İnşaatta kalıpçılık yaparken bankadan kredi çekip ev yapan müteahhit elbette malzemeyi avuçlayacak. Dolar kurunun bu dalgasına dayanması imkansız. Fakat direnci sağlaşlaştırılan kesim açısından değişen birşey olmayacak. Devletin istihdam politikasının bile ev yapı-satım üzerinde etkisi var. Karı koca çalışan bir çift yeni evli ve borcu yoksa doğuda yaptığı görevi bittikten sonra ya da batıda bir yere tayin istedikten sonra ilk işi ev almak oluyor. Batıda görev süreleri genelde 5-10 sene arasında değiştiği için tayin olursam da kiraya veririm mantığıyla hareket ettikleri için ve ev fiyatları düşmüyor aksine, yapı maliyetlerinin hariç olarak artıyor. çünkü devamlı yeni alıcı var, satıcı var. Tabi aceleci ya da akılsız yatırımcı da var. Bu da holy'nin dediği durumu sonuçluyor; morgage yüzünden bankaların aldığı taşınmazları piyasasının biraz altına satarak piyasaya suni de olsa bir hareketlilik katıyorlar. Şuan inşaat çarkı iyi işlemesine rağmen ekonomik olmasa da politik bir krizden etkilenecektir. Fetö muhabbeti hükümet ve meclis içerisinde çözülmedi. Siyasi ve politik-bürokratik ayağına da dokunmadılar. Siyasi çalkantı korkusu yaratıp paranın saklanmasını istemedikleri için şuankileri ıskarta ayırıp sonrasında bir seçim yapılabilir. He, işin ıraklı Suriyeli göçmen ayağı da var. Piyasalarda düşüş yaşanmamasının etkilerinden biri de bu zaten. Neyse çok uzun konu aq. Kimse okumaz zaten.
Özet: Önümüzdeki yıl içinde hafif dalgalanmalar olsa da ev fiyatları düşmez.
-
Artar dahada artar Hep artar.Çünkü tarım ve hayvancılığı bitirdiler bunlardan umudunu kesen bağı bahçeyi satıp Bi kısmıyla Ev Bi kısmıyla iş kurma umuduyla Büyük şehirlere akın ediyor.
Şahsen Ben babamla konuşmuyorum zira 2011 de 120 bin e bulup alalım dediğim ve pederin olsemde topragimi satmam dediği ve alamadığımız Ev şu an 600 bin.Goztepede E 5 e yakın Bir yerde.
Hayvancılık ve tarım ölü şu anda Türkiye'de Bu sektorleri şimdi yeniden canlandırmaya çalışıyorlar ama yemez.Sen elin angusuyla İsrail'in kisirlastirilmis tohumuyla Hiçbir halt edemezsin.
-
fikirtepe de brooklyn projelerinden bir daire satak sana şeyh?
baya iyi projelerimiz var bak :D
-
Kriz patlarsa firmalar iflas edecek veya kuculmeye gidecek, geliri dusen veya tamamen kesilen insanlar kredilerini odeyemeyecek ve evleri yari fiyatina banka tarafindan satilacak gibi bir ongorum var.
-
TaRuZ bunu yazdı
Erdoğan ya da Binali'nin ya da bakanlardan birisi artık kimse o ; kendi burjuvazimizi yaratmalıyız şeklinde beyanları vardı. Ülker çalık vs. Bu adamların büyümesinin sebebi zaten bu. Yerleşmiş (sabancı, Koç vs.) şirketlerin lokomotif olduğu ülkede orta ölçekli sermaye birikimi yaratmak amacıyla bunu tercih ediyorlar. Bu adamlar da piyasalarda hava yastığı vazifesi görüyor. Ufak işletmeler elbette yok olacak. Başbakan olduğu dönemde mahalle bakkallarının birleşip marketleşmesini istemişti. ondan sonra her ilde aile marketleri şeklinde marketler türedi. Aynı birleşme ve kolektivite inşaat sektöründe de var. Bu da yapıyı her ne kadar ölçek anlamında küçük gösterse de piyasa direnci fazla oluyor. İnşaatta kalıpçılık yaparken bankadan kredi çekip ev yapan müteahhit elbette malzemeyi avuçlayacak. Dolar kurunun bu dalgasına dayanması imkansız. Fakat direnci sağlaşlaştırılan kesim açısından değişen birşey olmayacak. Devletin istihdam politikasının bile ev yapı-satım üzerinde etkisi var. Karı koca çalışan bir çift yeni evli ve borcu yoksa doğuda yaptığı görevi bittikten sonra ya da batıda bir yere tayin istedikten sonra ilk işi ev almak oluyor. Batıda görev süreleri genelde 5-10 sene arasında değiştiği için tayin olursam da kiraya veririm mantığıyla hareket ettikleri için ve ev fiyatları düşmüyor aksine, yapı maliyetlerinin hariç olarak artıyor. çünkü devamlı yeni alıcı var, satıcı var. Tabi aceleci ya da akılsız yatırımcı da var. Bu da holy'nin dediği durumu sonuçluyor; morgage yüzünden bankaların aldığı taşınmazları piyasasının biraz altına satarak piyasaya suni de olsa bir hareketlilik katıyorlar. Şuan inşaat çarkı iyi işlemesine rağmen ekonomik olmasa da politik bir krizden etkilenecektir. Fetö muhabbeti hükümet ve meclis içerisinde çözülmedi. Siyasi ve politik-bürokratik ayağına da dokunmadılar. Siyasi çalkantı korkusu yaratıp paranın saklanmasını istemedikleri için şuankileri ıskarta ayırıp sonrasında bir seçim yapılabilir. He, işin ıraklı Suriyeli göçmen ayağı da var. Piyasalarda düşüş yaşanmamasının etkilerinden biri de bu zaten. Neyse çok uzun konu aq. Kimse okumaz zaten.
Özet: Önümüzdeki yıl içinde hafif dalgalanmalar olsa da ev fiyatları düşmez.
Ben okudum kardeşim ama sonunu bağlamamışsın özete girmişsin hemen.
-
Herkesin tespiti kendi deneyim ve algısıyla mantıklı, umarım patlar artık. Sonuçta işçi olarak bize girecek ama patlasın.
Şöyle bir gerçekte var her yıl aynı senaryoları okuyoruz : )
-
@taruz ben her şeyi okuyorum . yazın siz.
-
Hocam bu ülkede amerikadaki olay olacağını düşünmüyorum , %70lik kısmım düşünmüyor en azından % 30luk kısmımda eğer bir kriz mevcut olursa genel bir kriz olur diyor . Neden ? Ülkemizin aile kültürümüz mevcuttur, yardımlaşma , dayanışma bla bla. fakat yeni nesillerin büyümesiyle bu kültür sertliğini kaybediyor.
Amerikadaki kriz ülkemizde gelirmi bilmem ama bence gelmez.
Borsayı takip ediyorum , uzun zamandırda takibimde oynamıyorum ama analiz ediyorum fazlaca bilgi edindim.
Söyle birşey mevcut ; borsa veya enf.düşüşe geçince arap ülkelerinden anlamsız sekilde türk firmalarına yüklü miktarda nakit para girişleri oluyor ve borsa düzene giriyor. (Örneğin yıllar önce doların şu anki kurda olduğunu düşünürsek kriz diye köşe yazarları yazmaya başlardı)
Bu siyasi bir durum olduğunu düşünüyorum. Türkiyenin batıya baş kaldırışı ve bunu destekleyen dev zenginler veya ülkeler. (formaliteden başkaldırış :) )
+ Ülke içindeki karapara denilen para döngüsü bunlar zaten yok olursa sadece emlak patlamaz Genel bir patlama yaşanir böyle bir gerçek var :)
ama bu para döngüsünü kim yapıyorsa veya nasıl bir plan varsa ortada güzel ve prof. kurulmuş bir düzenek.
-
istanbulda patlaması zor hocam
patlasa bile bir süre patlar sonra yine artar fiyatlar. bir hikaye var istanbulun özeti..
istanbul'da nereye, hangi mahalleye gitse, ille oradaki evlerden birinde bir anısı bulunurdu. babasının şu sözü kulağına küpe olmuştu: ? dünyada mekân, âhirette iman!... 1930 da liseyi bitirip hayata atıldığı zaman artık ne annesi vardı, ne babası... kiracılık derdini bildiği için bir ev sahibi olmadan evlenmiyecekti. beş yıl bir kat elbiseyle yetindi; cıgaraya, rakıya alışmadı; sinemaya, tiyatroya, gitmedi, gezip tozmadı, bir keşiş, bir hint fakiri gibi yaşadı. beş yılın sonunda dişinden, tırnağından ikibin lira arttırabildi. onun gibiler için ikibin lira çok para sayılırdı. parasına göre, hattâ bin liraya bile satılık evler vardı ama, onun isteğince değildi. çürük, çarık şeylerdi. «bir arsa alıp, üstüne kendim bir ev yaptırayım» diye düşündü. deniz kıyısında, güzel görüntülü geniş bahçeli, caddeye yakın bir ev istiyordu. olunca olmalı... istediği yerde, aradığı şartlarda iki arsa buldu. birine üçbin, öbünü-ne üçbinbeşyüz istiyorlardı. bin liraya bile daha geniş arsalar vardı ama, isteğine uygun değildi. daha bir zaman para biriktirmeliydi. 1937 yılında toplanan dörtbin lirasını cebine koydu. artık istediğinden güzel bir arsa alacağına güvenli, araştırmaya başladı. üçbinbeşyüz lira istedikleri arsaya gitti. bu arsanın yarısı satılmış, üstüne bir villâ yapılmıştı. öbür yarısına beş bin lira istiyorlardı. eskiden üçbin lira dedikleri arsaya gitti. buraya altıbin lira istiyorlardı. en beğenmediği, eskiden bin ura dedikleri arsaya şimdi dörtbinbeşyüz diyorlardı. parasını bankaya yatırdı. eskisinden daha tutumlu oldu. pençe pençe üstüne kundura, yama yama üstüne elbise giydi. artık deniz kenarında arsadan vazgeçmişti. şehrin iyice bir yerinde arsa arıyordu. arsayı alacak, ev yaptıracak, eşya alacak, evlenecek, çoluk çocuk sahibi olacaktı. 1943 yılında ancak beşbin lirası toplanabilmişti. ne kadar elini sıktıysa da pahalılık yüzünden daha çok para biriktirememişti- dört bin lira dedikleri arsanın üstüne dört ev yapılmış, geriye bir parça boş yer kalmıştı. buraya da altıbin istiyorlardı. artık çoktaan, şehir içinde arsa almaktan vazgeçmişti. şehrin kenarındakine bile razıydı. ama nerde? artık tutumlu değil de cimrinin, pintinin biri olmuştu. yemiyor, içmiyor, ha babam para biriktiriyordu. terfi etmişti. aylığı da yükselmişti. şimdi eline eskisinden daha çok para geçiyordu ama, 1950 yılına kadar ancak yedibin lirası olabildi. yedibin liraya arsa mı? gülüyorlardı. şehrin dışının dışında bir evlik değil, bir kulübelik arsalar bile bu pa' raya satılmıyordu. taa eskiden baktığı ikibin liraya satılan arsanın yir- 83 mide bir parçası boş, satılıktı. buraya kırkbin lira istiyorlardı. arsa alabilmek için daha çok para biriktirmekten başka yol yoktu. yeni bir hızla para biriktirmeye başladı. evinin plânını bile yapmıştı, içinde hem alaturka, hem alafranga helası olacaktı. bir yatak odası, bir misafir odası, bir yemek odası, bir salon, bir oda da doğacak çocuklarına... beş oda istiyordu. eskiden evini iki kat üzerine isterken şimdi plânını değiştirmişti. artık yaşlanmıştı, düzayak istiyordu. 1954 yılında onbin lirası olmuştu. istanbul kazan o kepçe, arsa aradı. bu kadar paraya ancak çekmece, yahut kartal sırtlarında yer bulabiliyordu. biraz daha dişini sıkıp, biraz daha kemeri sıkıp para biriktirmeliydi. hele bir arsayı alsa, bir de üstüne ev... beş odadan vazgeçti, bir alaturka, bir alafranga heladan vazgeçti. tek bir oda, yeter ki başını sokabilsin... evini,yaptırır yaptırmaz ilk iş evlencekti. 1956 da emekliye ayrıldı. artık emekli maaşıyla ne kadar az yese içse para biriktiremezdi. yirmi altı yıllık çalışmasının kuruş kuruş biriktirerek verdiği sonuç işte onikibin liraydı. ne şehrin içinde, ne şehrin dışında, ne deniz kenarında, ne dağ başında bu paraya arsa yoktu.arsa aramaktan sanki yirmi yıl daha yaşlanmıştı. babasının sözleri kulağında çınlıyordu: ? dünyada mekân, âhirette iman!... bu dünyada mekân kalmamıştı. öbür dünyaya bakmalıydı. arsa aramaktan yorgun argın döndüğü bir akşam yolunun üstünde bir mezarlık gördü, içeri girdi. burası ne kadar da güzeldi. tıpkı hayalindeki evin bahçesi gibi güzel bir bahçe, çiçekler, çayırlık, çimen... temiz yeşillik ve renk renk çiçekler, güller arasında mermer mezarları görünce, ? insanın hemen şu güzel mezarların içine gireceği geliyor! diye söylendi. nasıl olsa ölecek değil miydi? işte buradan bir mezar yeri satın almalı, sağlığında, istediği gibi bir mezar yaptırmalıydı. mezarlık bir tepede, denize karşıydı. serin selvi gölgeleri arasında sonsuz uykuya yatmak, yaşamaktan daha iyiydi. ertesi gün hemen mezarlıklar müdürlüğüne koştu-kendisi için bir mezar yeri satın alacaktı. ? sizin istediğiniz mezarlıkta boş yer yok! dediler. ama eğer isterse başka bir mezarlıkta, yirmi bin liraya iyi manzaralı bir mezar yeri satın alabilirdi. utanarak, ? daha ucuzu, bana göre bir yer yok mu? dedi. vardı, onbeşbine, onikibine, onbine de vardı. düşündü... arsa işinden tecrübesi vardı. ertesi güne mezarlar da fırlar, bu paraya, mezar yeri de bulamazdı. hemen o gün muameleyi yaptırdı, görmeden mezarım satın aldı. sonra gidip gördü. kapalı, manzarasız, kırık dökük mezar taşları arasında bir yerdi. ama o sevindi. göz bebekleri parlıyarak, ¦? ooooh, burası benim! benim! dedi. şimdi her gün, eskiden işine gittiği gibi sabah erkenden mezarına geliyor, en sonunda bir, toprak sahibi elmanın kıvancıyla burada oturuyor, yabani otları temizliyor, getirdiği çiçekleri dikiyor ve sanki mekânına kavuşacağı günü özlemle bekliyor.
Kısayol
Şikayet
Özel Mesaj
Alıntı yap
Cevapla