Forum
Aktif konular
Üyeler
Kurallar
Arama
Hiç Bir Zaman, Zaman Makinası Olmayacak! Hiç Bir Zaman, Zaman Makinası Olmayacak!
-
http://www.youtube.com/watch?v=AsjfB03g82k
"Bak deminden şimdiye geldim. bekleme süresini uzatırsan zamanla dahada ileriye gidersin." =)
Konudaki sadece; olsaydı şimdiye dönerlerdi muhabbeti mantıklı.. dini yöndende bakıcak olursak kıyamet gibi bişey olur.. taa 1000 sene sonraki adam en başa döner, en baştaki ortadakine döner, hepsi toplaşıp bu zamana gelirler belki benden binlerce olucak karman çorman bişeyler çıkıcak meydana.. ilk insanları görücez en sona gidip bakcaz falan saçma la cidden :D zaten olsaydı o olay bi tane ateist kalmazdı ve ya herkes ateist olurdu bu zamana kadar :D gidiyosun bakıyosun vay harbi doğruymuş lan deyip ve ya bi bakıyosun bildiğin hayvanat bahçesi biz bundanmı geldik amk gibisinden saçma yani :D ha olay böyle işlemiyosa bilemem tabi :p
-
samurai bunu yazdı:
-----------------------------
olaya dini çerçeveden bakarsak evet olacak, çünkü dine göre peygamberler insanların en üstün yeteneklileriydi ve zamanda yolculuk edebilen peygamberler var ve insanoğlu nezaman peygamberler kadar mükemmel olduğunda işte ozamn kıyamet kopacak yani hz İsa geçmişten günümüze yolculuk ettiğinde kıyamet kopacak de diebiliriz
-----------------------------
çok çok farklı ve güzel bir yaklaşım. bunun doğru olduğunu düşünüyorum. peygamberler diğer insanlara farklı farklı konularda örnek ve öncü. muhammed a.s. hepsini birleştiren peygamber. ümmeti de o tüm vasıfları barındıran ümmet. kişisel gelişim hat safhasına varıp Allah'a inançla birleştikten sonra kıyamet başlayacak bence. ve şu dönemde bunun başlangıcının olduğunu gözlemleyen çok insanlar tanıyoruz arkadaşlar artık.
Zamanda yolculuk kavramı da, gelecekte olacak bazı şeyleri görebilen insanlar ve olan şeyleri hafızasından çağırabilen tüm insanlar aracılığıyla kesinlikle mümkün olabileceğini görebiliyoruz arkadaşlar. Fakat henüz bu bilim seviyesine ulaşabilmiş değiliz.
Sadece şöyle bir kesinlik var, din ile kısmen bağlantılı olduğu için sadece bilim yanlısı görüşte olan kişiler tarafından reddedilebilir fakat bu bir gerçek, yaratılan kainattaki tüm yıldızların ve gezegenlerin insan zihnindeki kimyasalları etkileyip duyguları yönettiği artık kesinlikle bilinen birşey. Astroloji bunu açıklıyor, kuantım fiziği ise kısmen formülize edebiliyor artık. What the bleep we know isimli belgeselde bu açıklanıyor.
Yıldızların zihni etkilemesi ve yıldızların kendi yörüngelerine hızlarına özkütlelerine ve dünya ile olan mesafelerine bağlı olarak gelecek bir tarihteki bir olay, tüm yıldız sisteminin bu değişkenleri bilinirse bir şekilde simüle edilebilir ve olacaklar görüntülenebilir. Yalnız şöyle bir detay var, olan tüm bu etmenleri değişkenleri ve varlıkları yaratan Allah olduğu için, bu teoriye göre geçmiş veya gelecek değiştirilemez sadece izlenebilir gözlemlenebilir. rüyalarda ve fiziki bedenin kaydettiği anılarda olduğu gibiBu durumda tek detay kalıyor ortaya. Bu değişkene göre insanın öz iradesi nerede? İşte bu tüm yıldızların etkileri, kişinin o anki tecrübeleri anıları korkuları ve hayatındaki diğer detaylarla oluşan beyindeki kimyasal ve elektriksel yapı ile, yıldızların manyetik etkisinin oranı ve yaydığı manyetizmanın etki alanının oluşturduğu ilgili konu veya detaylar ile birleşip zihnin kimyasal ve elektriksel yapısını etkilemesi ile yeni ve farklı bir detay ve durum oluşturması ve zihnin yapısını o anki durum sonucunda yerleşmesi olarak düşünürsek, sonuçta özgür irade, kader dediğimiz yapı ile direk olarak kişinin hayati tecrübesi ile orantılı.
Bunu bilgisayar dilinde anlatacak olursak, zihnin o anki durumuna bir değişken, manyetik alanın etki alanına bir değişken verirsek, zihne verdiğimiz değişkenin bitleri ile manyetik alanın etki alanlarına atanan bitlerin, XOR ile birleşmesi ile çıkan yeni bir kod'un zihin tarafından değerlendirerek duyguların değişmesi ve kararların o yönde şekillenmesi şeklinde düşünebiliriz.
Pek tabiki asıl etken yine zihindeki kararlılıkta çünkü bahsedilen diğer manyetizma zihnin tamamını etkileyecek bir yapıya sahip değil. Ama ani ruhsal değişkenleri tanımlayacak kadar açık olduğundan, alınacak kararlara olan etkiside bu şekilde tanımlanabiliniyor.
sadece ben veya bu görüşte olan kişiler tarafından değil, birçok bilim çevresi tarafından kabul edilen görüş böyle.
İşin özeti, zamanda yolculuk gözünüzü kapattığımızda mümkün. daha çok detayı zorlamak ancak can sıkar. Şu andan başka yaşanacak bir an yok insan için.
-
Olaya niye dini açıdan bakıyoruz hacılar? E=mc^2 diye birşey 50 senedir biliniyor. ışık hızına yaklaşıldığında zamanın hızlanıp yavaşladığı kanıtlanmış bir gerçek.
Yani olay teoride mümkün. Pratik için ise biraz zaman gerekiyor. yolculuklar geçmişi etkilemeyecek şekilde read-only olabilir belki başka türlü zor.
-
bi kere zaman yolculuğunun kesin tanımı nedir?
daha önce veya sonra olan olayları görmek mi yoksa o ortamda bulunabilmek mi?
hep ışıktan bahsetmişsiniz hiç maddeden bahseden yok.
-
Pisibaliqi bunu yazdı:
-----------------------------
ışık mantıksal olarak uzayda hala yol alıyor olabilir yani şunu kastediyorum mesela Fatihin üzerine düşen ışık fatihten yansıdı ve görüntüsünü oluşturdu görme olayıda bu şekilde gerçekleşiyor zaten şimdi sen 1453 senesinden beri bu ışığın başka hiçbir nesneye çarpmadan uzayda yol alabileceğini düşünürsen ki düşük bi ihtimalle bu olasılık var ve ışık hızının kat be kat üstüne çıkar ve bu ışınları yakalayabilirsen ve bir perde üzerine düşürsen o günkü görüntüye ulaşabilirsin ancak... Ki bu zaman makinası falan değil sadece o günü belirli bir yeri belirli bir nesneyi görmeye yarayacak bir olay... Yani sen onları görsende onlar seni göremeyecek... Ayrıca ışınların arasındaki açı mevzusu var ki o dahada karmaşık her bir ışının arasında oluşan 1 sn lik açı farkı bile ışık hızıyla aradaki zaman dilimini çarparsan korkunç derecede bu ışınlar birbirine uzak olacak... Bunları toparlamak ve aynı zamanda bu ışınların başka nesnelere çarpmadan kırılmadan bulma olasılığı varsa olabilecek bi olay ki bu da imkansız üzeri imkansız...
-----------------------------bahsettiğin olayın olması imkansıza yakın.uzayda yayılan ışığın başka bir cisme çarpmadan önce ona yetişebilme ihtimalinin hemen hemen imkansız olmasını bi yana koyarsak bakacağımız cismin açık olanda olması yeterlidir.fakat bu zaman yolculuğu tanımına girmez.ayrıca zaman yolculuğu dendiğinde akla geçmişe gitmek ve geleceğe gitmek gelir.fakat geçmişe gitmek gibi bir ihtimal söz konusu değil.fakat geleceğe gitmek dediğinde işler karışır.şu ana kadar ortalıkta binlerce teori var.uzay zamanda ki kırlımadan yararlanılması(solucan deliği),iki aşırı yoğun kütleli ve var olduğu sanılan 2 sicimin yan yana getirlilerek yine oluşan büklmeden yararlanılması,karadeliğin yakınında durarak(olay ufku,ki bu imkansız)zamanın normalden daha yawas gecmesi sonucu geleceğe yaşlanmadan ulaşmak,belli bir hızda giderek yine aynı şekilde bize göre zamanın yawaslaması ve diğer insanların bizden daha cabuk yaslanması yani biriyle aynı yastayken daha sonra onun senden 10 yas daha buyuk olması gibi.ayrıca her kütleli cisim uzay ve zamanda belli bir kırılma yapar.bunu ancak dünya veya güneş gibi büyük kütleli cisimlerde fark edebiliyoruz.yani aslına bakarsan dünya başlı başına bir zaman makinesi.ki bu uyduların vs dünyaya göre sıklılla zaman ayarı yapmasını grektirecek kadar büyük bir oran.
yani kısacası zaman makinesi öyle bildiğin insan yapımı makineler le vs olması imkansız.(büyük konuşmayayım)ayrıca geçmişe gitmenin geleceğe gitmeye göre çok daha imkansız olmasını hesaba katarsak zaman makinası yapılabilir fakat yanlız tek yönlü yani geleceğe olur.yani belki binlerce yıl sonra geleceğe gideilecek makineler yapabilirz.ki tekrara belirtmek isterim her şey görecelidir.yani solucan deliğinden vs girmediğin sürece zaman yolculuğu yanlızca göreceli olarak yapılabilir.ikizler paradoksunda olduğu gibi.
-
açıklamam bilimsel olmasada tüm dünyayı zaman makinası ile ileri yada geri götürmeyi planlamıyorsanız geride kalanların da aynı bk bir gün bulacagını var sayarak A, B, C, Ç, D, E, F, G, Ğ, H, I, İ, J, K, L, M, N, O, Ö, P, R, S, Ş, T, U, Ü, V, Y, Z. bunu zaman olarak düşünün ı da zeki bilim adamı I,A, B, C, Ç, D, E, F, G, Ğ, H, İ, J, K, L, M, N, O, Ö, P, R, S, Ş, T, U, Ü, V, Y, Z. O,I,A, B, C, Ç, D, E, F, G, Ğ, H,İ, J, K, L, M, N,Ö, P, R, S, Ş, T, U, Ü, V, Y, Z. bu sefer O zekileşti anlatmaya çalıştıgım I ve O dan sonrası için mecburen zaman kaldıgı yerden devam ediyor. zaman üst üste katmanlar halinde yaşansaydı eger içimizde gelecekten yada geçmişten geldiğini ispat etmiş birileri olurdu. uzaylıların varlıgı yada mısır pramitlerinin uzaylılar tarafından yapıldıgı iddiası bana göre zaman makinasın dan daha akla yatkın ve olabilitesi yüksek
-
Zaman makinesi olsa yarına gidip loto sonuclarını at yarışları idda ne varsa nevaleyi toplar bi önceki güne gelirdim :))
-
Eğer birşey olcaksa o şey olur onu engelleyemezsin ya şimdi olur yada daha sonra ya burda olur yada başka yerde ama şey olur eğer bunu zaman makinası ile görsek bile bunu değiştiremeyiz zaman makinesi sadece geçmiş hakkında bilgi edinmemizi sağlar gelecek daha yaşanmadıki yaşanmamış birşeyi asla göremeyiz
-
Panige gerek yok, bence kuranda yaziyodur, bakmak lazim.
-
zigana bunu yazdı:
-----------------------------Allah Katındaki bir Günü Dünyadaki Kaç Güne Eşit
Herhalde ayetler okunurken sadece rakamlara odaklanıldığından ve rakamlar arasında bir fark bulunduğundan bir çelişki varmış gibi gözüküyor. Oysa ayetler dikkatli okunursa ortada bir çelişki yoktur. Çünkü ayetlerde anlatılan zamanların dışında olaylar da farklıdır. Olaylar farklı olduğu için, zamanların farklı olması son derece doğaldır. Şimdi bu ayetleri bir daha dikkatli bir şekilde okuyalım:
Gerçekten, senin Rabbinin katında bir gün, sizin saymakta olduklarınızdan bin yıl gibidir. (22 Hac Suresi - 47)
Burada Allah katında bir günün insanların saymakta olduğu bin yıl gibi olduğu bildiriliyor. İkinci ayet şöyle:
Gökten yere her işi O evirip düzene koyar. Sonra (işler,) sizin saymakta olduğunuz bin yıl süreli bir günde yine O’na yükselir. (32 Secde Suresi - 5)
Burada bildirilen ise işlerin bizim saymakta olduğumuz bin yıl süreli bir günde Allah’a yükseleceğidir. Burada dikkat edilecek nokta olaya konu olan şeyin “iş”ler olduğudur. Yani yükseldiği söylenen “iş”lerdir.Üçüncü ayet ise şöyle:
Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, süresi elli bin yıl olan bir günde çıkabilmektedir. (70 Mearic Suresi - 4)
Burada ise “meleklerin ve ruhun” ona elli bin yıl süreli bir günde çıkabildiği bildirilmektedir. Şimdi önceki ayette dikkat ederseniz yükselen “iş”lerdir. Bunlar bin yıl olan bir günde çıkarlar. Son ayette bahse konu olan ise yükselme işini yapanlar ise “melekler ve ruhtur”. Yani iki farklı sürenin söz konusu olması iki farklı nesneden kaynaklanır. Birincisinde yükselen “iş”lerdir. İkincisinde ise “melekler” ve “ruh”tur.
Burada şunu sorabilirsiniz, bizim için bir gün nasıl işler için bin yıl ve melekler için 50 bin yıl sürer? Burada da zamanın izafi olmasıyla ilgili bir gerçek saklıdır.
İzafiyet teorisi bize zamanın da izafi olduğunu söyler. Bir cismin hızı arttıkça onun için zaman yavaşlar. Bu teorik ve deneysel olarak da ispatlanmış bir gerçektir. Yapılan bir deney var: İki tane çok hassas atom saati alınıyor. Birisi yüksek hızda bir uçağa konuyor; diğer ise yerde duruyor. Uçak bir süre uçup döndüğünde uçaktaki saatin, yerdekine göre biraz daha yavaş ilerlemiş olduğu görülüyor.
Hızlar arttıkça zaman daha da yavaşlar. Örneğin v=299999.999998874085 km/s hızla giden bir uzay gemisinde bir gün yolculuk yaptığınızda, dünyada geçen süre bin yıl olacaktır. Aynı şekilde v=299999.999999999549 km/s hızla giden bir uzay gemisinde bir gün yolculuk yaptığınızda dünyada 50 bin yıl geçecektir.
(Einstein’dan yüzyıllar önce Kuran’da zamanın izafi olduğu bildirilmektedir. )
Soruya tekrar dönecek olursak. Allah katında bir gün bizim saydığımız bin yıl gibidir. Fakat meleklerle ilgili ayette ise farklı bir şey anlatılıyor. Onlar ise 50 bin yıl olan bir günde yükselirler derken, burada başka bir hareket var. Yüksek hızla hareket edildiği düşünülürse zamanın dünyaya göre daha hızlanacağı açıktır. Yani iki ayette farklı şeyler anlatılmaktadır.
Burada vurgulamak istediğimiz nokta zamanın izafi olduğunu göstermek ve hareket edene göre zamanın yeryüzündeki zamana göre farklı işleyeceğidir. Yoksa meleklerin belli bir yönde ve 3 boyutlu evrende hareket etmesi gibi bir iddia yoktur. Farklı bir boyutta ve yönde de hareket ediyor olabilirler.
Bir de burada meleklerin sürekli Allah katına çıkıp çıkmadıkları sorulabilir. Buna da Kadir suresindeki ayetler cevap vermektedir.
Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve ruh, onda Rablerinin izniyle her bir iş için inerler. (Kadir Suresi - 3-4)
Bu ayetten anlaşılacağı gibi melekler ve ruh tüm işler için Kadir Gecesi olarak adlandırılan bir gecede inmişlerdir. Sürekli bir gidiş geliş söz konusu değildir. ( alıntıdır )Konuyu baya tuttum çok güzel açıklamalara yer vermişsiniz. Konuya birde bu açıdan bakalım .-----------------------------oldukça eğlendirici =)
allah henüz kendi katında 1 günün dünyada kaç gün ettiğine karar verememiş. farklı ayetler var birinde allah katında 1 gün bizim 1000 yıla eşit diyor (hac 47) birinde bizim 1000 yılımızda yaptıklarımız ancak ulaşabiliyor ona (secde 5) [yani allah eş zamanlı çalışmıyormuş, aynı anda görmüyormuş yaptıklarımızı.] diğerinde melekler ona 50.000 yılda çıkabiliyor (mearic 4), yani cebrail gidip bi haber getirecek olsa iyimser hesapla en az 100 gün geçecek (git gel 50bin yıldan 100bin yıl.) o da ayrı konu.
neyse gerçekten komik düşünceler bunlar.
en azından inandığınız şeyleri bilime empoze etmeye çalışmayın. bırakın kenarda inanç olarak kalsınlar.
burçlarla ilgili o sonuçlara da nerelerden vardın bilmiyorum. ama şurayı okumalısın.
Burç diye bir şey yoktur!
Astronom Prof. Dr. Ethem Derman açıkladı: Uzaylılar gelmeyecek, fala inanmayın, 12 burç diye bir şey yok. Bunlar bir takım üç kağıtçıların, yalancıların para kazanmak için yaptıkları şeyler.
Kısayol
Şikayet
Özel Mesaj
Alıntı yap
Cevapla