Namazın Bilimsel Faydaları
-
Namaz, hadîs-i şerîfte; "dinin direği" olarak vasfedilen bir ibâdettir. İbadet ise, yine Kur'ân-ı Kerîm'de belirtildiği üzere, "yaratılışımızın sebebi" dir.
Namaz, Allâh'ı zikretme sırrının farklı derecelerdeki tecellî mekânı ve mü'minin mi'racıdır. Rûhî bakımdan binbir mânevî tecellî ve ziyâfetin makâmı olan bu ibâdete devam sayesinde, vücudumuzun da sayısız istifade ve nasibi vardır.
Göz merceklerinin kasılmadan görebildiği ve böylelikle rahatlayıp dinlendiği mesafe 1,5 metre civarındadır. Bu mesafe ise, namaz kılan kişinin secde yaptığı yere olan uzaklığıdır. Bilindiği gibi namazda secde yapılan yere bakılır ve böylelikle farkında olmadan göz mercekleri dinlendirilir. Günde 40 rekat hesabı ile bu dinlenme takrîben bir saat tutar ki, bu nimet, göz için bulunmaz bir sağlık reçetesidir.
Vücudun en zahmet çeken yerleri, eklemlerdir. Ve bütün eklemler, namaz içinde yıpranmışlıkları gidererek sağlıklarına kavuşurlar. Şunu da açıkça belirtmek gerekir ki, namaz dışında hiçbir hareket tarzı, vücuda bu ölçüde fayda sağlamaz. Ayrıca namazın bir ibâdet disiplini içinde devamlılığı, eklemlerdeki bu huzuru ömrün sonuna kadar götürür.
Kalbin çalışmasında ve hissî sistemlerle olan alâkasında, elektromanyetik eksenler, en ideal çizgilere gelir. Özellikle sağlıklı kişilerin günlük elektromanyetik tesirlerle, göğüs bölgelerinde hissettikleri huzursuzluklara, namaz kılanlarda hemen hemen hiç rastlanmamaktadır.
Namazın, psikolojimiz içinde pek çok faydası vardır:
Günde bir saat kadar da olsa, dünya telâşesinden kurtulur ve namazın penceresiyle nefes alırız. Namazlarımızı devam ettirmekle, her türlü aşırılık ve günahtan uzak kalır, ihtiras ve buna bağlı streslerden büyük ölçüde kurtuluruz.
Namaz kılanlarda tevekkül duygusu, kendiliğinden gelişir. Böylece rûh hastalıklarında önemli bir rolü olan vesveseler (evhamlar) de giderilmiş olur.
Namaz, ahlâkî hayatımızı da tanzîm eder. Şöyle ki;
Namaz kılan insanlar, Cenâb-ı Hakk'ın huzûrunda her gün onlarca defa okuduğu, "Yalnız Sana kulluk eder ve yalnız Senden yardım dileriz." andını, şuur altında yavaş yavaş geliştirerek ahlâkî yapılarını tahlil ederler.
Namazın rûhâniyetinden mahrum bir şekilde, şeklen de olsa onu edâ etmeye çalışanlar, secdeye kapandıkları için gururlarını kırarlar. Bu ise çok hayâtî bir meseledir. Zira ahlâk açısından en tehlikeli hastalık "gurur"dur. Bütün kavgaların, nefretlerin temelinde, nefsin bu zâlim hastalığı yatar. Namazı bir ibâdet ciddiyeti içinde devam ettirenlerin gururları, secdeye her vardıklarında mânevî bir hikmetle törpülenir. Sırf bu açıdan bile namaz, ahlâka temel olan bir ibadettir.
Namaz, insanı kontrol eden titiz bir bekçidir. Îmânda ortaya çıkabilecek aşınmalar ve zaaf, namaz kılanlarda görülmez. Bu yüzden îmânın hastalıkları ve İslâmiyet'in temel yasakları olan riyâ ve yalan, karakter çizgimizde, yerini ihlas ve sadâkate bırakır. Böylelikle Efendimiz'in ifadesinde yerini alan, "Müslüman yalan söylemez." hükmü tecellî etmiş olur.
Namazın; insanın maddî veya rûhî yapısında ortaya çıkardığı tesirler, bu birkaç satırda sayamayacağımız kadar çoktur.
Fakat kesinlikle unutmamalıyız ki, buraya kadar saymış olduğumuz, maddî, bedenî ve rûhî faydalar; bizim ibadet yapış amacımız olamaz, olmamalıdır. İbâdetler, Allâh emrettiği için ve O'nun istediği şekilde yapılmalıdır. Yoksa, perhiz yapmak için oruç tutmak, vücudu dinlendirmek için abdest almak ve benzeri maksatlarla ibadetleri îfâ etmeye çalışmak, Allâh korusun, insanın âhireti açısından faydadan çok zarar meydana getirebilir.
Biz, Allâh emrettiği için abdest alırız, onun emri sebebiyle namaz kılar ve diğer ibadetlerimizi yerine getiririz. Sonsuz merhamet sahibi olan Allâh, ibadetlerine devam eden kullarına ne gibi faydalar lütfetmişse, bu emirlerini yerine getirdikçe zaten üzerimizde tecellî edecektir.
O halde bizleri sayısız rızıklarla perverde kılan Allâh Teâlâ'ya her an hamd ve şükr hâlinde olmalıyız.
O'nun bizlere sunduğu bu nimetlerin kıymetinin idraki içerisinde, kulluk vazifemizi en güzel şekilde ifâ edebilmeyi Yüce Mevlâmız hepimize nasip etsin. Âmin!
kaynak bilimtekno din -
eywallah hocam güzel bir yazı =)
-
Hacı yazanlarında senin de eline sağlık çok güzel bir yazı olmuş
-
Biz, Allâh emrettiği için abdest alırız, onun emri sebebiyle namaz kılar ve diğer ibadetlerimizi yerine getiririz. Sonsuz merhamet sahibi olan Allâh, ibadetlerine devam eden kullarına ne gibi faydalar lütfetmişse, bu emirlerini yerine getirdikçe zaten üzerimizde tecellî edecektir.
üstteki iki cümle bile yeterde artar...
-
yahu istediği kadar yararlı olsun japonlar kılmıyor adamlar 90 sene yaşıyor.
Sen kılıyorsun 65 te gık!
boş iş bunlar. Allahın emri deyin geçin niye bukadar kasıyorsunuz.
-
dodobig bunu yazdı:
-----------------------------yahu istediği kadar yararlı olsun japonlar kılmıyor adamlar 90 sene yaşıyor.
Sen kılıyorsun 65 te gık!
boş iş bunlar. Allahın emri deyin geçin niye bukadar kasıyorsunuz.
----------------------------- -
Ben Ateist değil gayet inançlı bir insanım. Neye inandığım kimseyi ilgilendirmez.
Ayrıca Evrendeki tüm olaylar evrenin fizik yasalarına uygun işler. Tüm mucizeler cinler vs.
Herşey zaten fiziğe dayanır. Ama senin için fizik f=m.a dan ibaret çünkü beynin hurafalerle
sulanmış bu yüzden anlayamazsın.
-
HanDsomE bunu yazdı:
-----------------------------
-----------------------------
hayatımda en son tartışacağım kişiler Ateistin ataist olarak yazıldığını sanan cahil adamlardır :) -
namaz kılmak gerçekten iyidir. insana manevi bir huzur verir. biraz kılarsanız o tadı alırsınız ama tabi hayatında hiç namaz kılmamış insanlar belki bunu bilemeyebilir bir süre namaz kılınca hem alışır hemde hayatınızı namaza göre yönlendirmeyi öğrenirsiniz.müslümanlar namaz kılmalıdır.hiç değilse günde 5 kere elinizi yüzünüzü kollarınızı ayaklarınızı kulaklarınızı yıkayarak temiz olur,gün içinde egzersiz dahi yapmış olursunuz.
-
elektromanyetik eksenler ne ola ki?
din bir inanç meselesidir. bilimle ispatlanan bi olay inanç olmaktan çıkar ve bilimsel bir gerçek olur.
-
Bazı hususları insan aklı ile açıklayamadığımız zaman ALLAH'ın emri der geçeriz ve sorgulamayız, olması gereken de zaten budur akin bilim ilerledikçe de İslam dininin muhtevasında bulunan ibadet ve emirler de bilim ile içi içe olduğunu kanıtlar nitelikte.. Kur'an-ı Kerim'de de bunun nice ispatlarını görmekteyiz zaten..
Allah razı olsun HanDsome..