Forum
Aktif konular
Üyeler
Kurallar
Arama
2015 Akademisyen Maaşlarında Artış,Yorumlarınız 2015 Akademisyen Maaşlarında Artış,Yorumlarınız
-
Haymatlos bunu yazdı
@Ultralover yazını baştan sona okudum. Oldukça da haklısın. Ancak yine de takıldığım noktalar var. Bir projeye destek sadece hükümet kanadından beklenmemeli. Üniversiteler de ellerindeki imkanları kullanmalı ve kendi imkanlarını yaratmalı. Pamukkale üniversitesinde okudum ben. Bilen vardır belki üniversiteyi, kampüsü falan. Bundan 3-4 sene önce saçmasapan bir kaldırım projesine (emin olun görüntüden başka hiçbir şey yok, işlevsellik yok denecek kadar az) 4-5 milyon civarı para döktüler. Bu miktarda parayla bütün fakültelerden en az bir projeye fon sağlanabilirdi. Kalkıp kampüsün orta yerine kocaman cami diktiler. Sanki ülkemizde hiç cami yokmuş gibi yüzbinlerce lirayı da oraya akıttılar.
Sırf ihaleye giren 3-5 pezevenk daha fazla kazanacak diye bir ülkenin geleceğini öldüren bu esas pezevenklere kızıyorum ben. Bilim üretilmiyorsa ülkemizin eğitime yaklaşım şeklinden ötürü üretilemiyor. Yoksa ben filanca hocanın, filanca profesörün kafasında ne gibi projeler çevirdiğini bilemem. Onu ancak kaynak verildiğinde gözlemleyebiliriz.
Hocam son derece haklısın. Benim hükümetten kastettiğim şey içerisinde senin bahsettiğin de var. Sonuçta üniversiteler kar elde eden kurumlar değil ve ödenekle ayakta duruyorlar. Yandaş rektörler bol ödenek alıp yandaşlara yedirirken, yandaş olmayanlara da 3 kuruş ödenek veriliyor. O bahsettiğin 3-5 kişi yüzünden burda insanların birbirine girmesi zaten, ülkenin bu halde olması da.
-
Maaş artırımı geç de olsa güzel oldu. Yeterli mi değil ama eskisinden iyi en azından.
Akademisyenlere 100 dolar gibi komik bir rakamı fazla gören var :)
Ya mezun olamadı 10 senedir ya da kötü bir üniversite mezunu, kötü şeyler yaşadı belki de okumadı.
Gözlem yapmadan, bilip bilmeden hocaların maaşı hakkında yorum yapmak da enteresan.
Belki x üniversitesi, y fakültesi, z bölümündeki araş. gör, okutman, öğr. gör. vs için doğrudur ama bunu nasıl genele yayabilmiş anlamıyorum.
Yok mu mesleğini layıkıyla yapmayan, elbette var ancak eski ücret bu yaptıkları iş için çok azdı. Şimdi bence biraz düzeldi durumlar.
-
http://www.atgozlugu.com/2014-yili-akademik-zammi-ve-ahval/
-
yorumların hepsini okudum, vatandaşın düşünce tarzını anlamış oldum en azından :)
Söyleyeceklerim bir kişiyi falan hedef almıyor, konuyla ilgili düşüncelerimi belirtmek istedim.
Hayatında toplasan 5 tane prof veya doçent görmemiş adam, kaç tane akademik makale, yayınlanmış tez okudun dediğim zaman cevap veremeyecek adam, türkiyede bilim yok diyor :D
Mahallenin kıraathanesine gelip kendisini sana ispat edecekti sanki. Sana türkiyede bu yıl yapılmış 1000 tane üniversite organizasyonu sayabilirim. Mükemmel yarışmalarda,sempozyumlarda boy göstermiş, ödüller kazanmış, en az yüz tane adam sayarım. Ki bunlar sadece benim bildiklerim. Yapay zeka ile ilgili çalışanı da var, genom projesi ile ilgili çalışanı da var, çok iyi tasarımlara imza atan endüstriyel tasarımcılar da var. Kafamızı kumdan çıkarttığımız zaman görebiliyoruz bunları.
Üniversite dediğin kurum, kütüphanesinden,arşivinden kalitesini belli etmelidir. Bu konuda birçok üniversitenin eksik olduğunu biliyorum. Ancak iyi üniversite kütüphanelerinin zaten kapısının herkese açık olduğunu biliyormusunuz? Boğaziçi üniversitesinde günlük olarak temin edilen onlarca uluslararası gazete, hiçbiryerde bulamayacağınız kitaplar var. Şimdi diyeceksin ki, bana orası uzak. Bunun da çözümü var. Kütühaneler arası ödünç verme sistemi var. İstediğin bilimsel yayın sadece sabancı üniversitesinde bile olsa, oraya gitmeden bile edinebiliyorsun. Cebinden kargo parası bile çıkmıyor. Ama bizim vatandaş kütüphanenin kapısından bile girmemiş mezun olana kadar. Ondan sonra çıkıp makale yok diyemez.O makaleler, tezler, veritabanlarında saklanır. Kütüphaneye giren herkes bunu bilir.
Hocam çalışıp başarmak isteyen adam her türlü yapar, kendi üniversitesinde bulunan hoca kalitesiz olabilir. Gider başka bir kaliteli hoca ile yazışır, gerekirse randevu alır. Yine başarıya ulaşır. Zaten kaliteli hoca dediğimiz kişiler kimseyi kapıdan çevirmezler. Tecrübelerim var bu konuda. Bunu söylememin sebebi, her zaman sayılan 5 tane üniversite dışındaki okuyanların sanki hiçbir imkanı yok gibi gösterilmesidir. Hayır, bence hepsinin elinde mükemmel imkanlar var.
Maaş konusuna gelirsek,
itiraz eden arkadaşlardan bir çözüm önerisi göremedim ben. Demek ki mantıklı bir argümanları yok. "Aç kalarak bilimsel içerik üretsinler" şeklinde ütopik bir çözüm var gerçi!
önce bilim üretsinler, sonra para alsınlar demek yerine, önce adam gibi para alsınlar ki, rahatça kaliteli iş çıkarabilisinler, diye düşünüyorum. İnsanlar bu şekilde bilim yapmaya teşvik edilir. Mükemmel başarılı bir öğrenci, az para kazanıyorlar diye akademik kariyeri bırakıp, özel sektöre yönelmemelidir. Bunun da tek yolu, akademisyenlere sunulan imkanların iyileştirilmesidir. Maaş dışında iyileşmesi gereken daha çok unsur sayabiliriz bence.
Her sektörde olduğu gibi bu alanda da denetim eksikliği sözkonusu. Adam gibi denetim yapılmaması, akademisyenleri kötülememizi gerektirmez. Ödeneklerin el altından birilerine verilmesi, bunun denetlenmemiş olması, hocaların suçu değildir.
-
akustikelektrik bunu yazdı
yorumların hepsini okudum, vatandaşın düşünce tarzını anlamış oldum en azından :)
Söyleyeceklerim bir kişiyi falan hedef almıyor, konuyla ilgili düşüncelerimi belirtmek istedim.
Hayatında toplasan 5 tane prof veya doçent görmemiş adam, kaç tane akademik makale, yayınlanmış tez okudun dediğim zaman cevap veremeyecek adam, türkiyede bilim yok diyor :D
Mahallenin kıraathanesine gelip kendisini sana ispat edecekti sanki. Sana türkiyede bu yıl yapılmış 1000 tane üniversite organizasyonu sayabilirim. Mükemmel yarışmalarda,sempozyumlarda boy göstermiş, ödüller kazanmış, en az yüz tane adam sayarım. Ki bunlar sadece benim bildiklerim. Yapay zeka ile ilgili çalışanı da var, genom projesi ile ilgili çalışanı da var, çok iyi tasarımlara imza atan endüstriyel tasarımcılar da var. Kafamızı kumdan çıkarttığımız zaman görebiliyoruz bunları.
Üniversite dediğin kurum, kütüphanesinden,arşivinden kalitesini belli etmelidir. Bu konuda birçok üniversitenin eksik olduğunu biliyorum. Ancak iyi üniversite kütüphanelerinin zaten kapısının herkese açık olduğunu biliyormusunuz? Boğaziçi üniversitesinde günlük olarak temin edilen onlarca uluslararası gazete, hiçbiryerde bulamayacağınız kitaplar var. Şimdi diyeceksin ki, bana orası uzak. Bunun da çözümü var. Kütühaneler arası ödünç verme sistemi var. İstediğin bilimsel yayın sadece sabancı üniversitesinde bile olsa, oraya gitmeden bile edinebiliyorsun. Cebinden kargo parası bile çıkmıyor. Ama bizim vatandaş kütüphanenin kapısından bile girmemiş mezun olana kadar. Ondan sonra çıkıp makale yok diyemez.O makaleler, tezler, veritabanlarında saklanır. Kütüphaneye giren herkes bunu bilir.
Hocam çalışıp başarmak isteyen adam her türlü yapar, kendi üniversitesinde bulunan hoca kalitesiz olabilir. Gider başka bir kaliteli hoca ile yazışır, gerekirse randevu alır. Yine başarıya ulaşır. Zaten kaliteli hoca dediğimiz kişiler kimseyi kapıdan çevirmezler. Tecrübelerim var bu konuda. Bunu söylememin sebebi, her zaman sayılan 5 tane üniversite dışındaki okuyanların sanki hiçbir imkanı yok gibi gösterilmesidir. Hayır, bence hepsinin elinde mükemmel imkanlar var.
Maaş konusuna gelirsek,
itiraz eden arkadaşlardan bir çözüm önerisi göremedim ben. Demek ki mantıklı bir argümanları yok. "Aç kalarak bilimsel içerik üretsinler" şeklinde ütopik bir çözüm var gerçi!
önce bilim üretsinler, sonra para alsınlar demek yerine, önce adam gibi para alsınlar ki, rahatça kaliteli iş çıkarabilisinler, diye düşünüyorum. İnsanlar bu şekilde bilim yapmaya teşvik edilir. Mükemmel başarılı bir öğrenci, az para kazanıyorlar diye akademik kariyeri bırakıp, özel sektöre yönelmemelidir. Bunun da tek yolu, akademisyenlere sunulan imkanların iyileştirilmesidir. Maaş dışında iyileşmesi gereken daha çok unsur sayabiliriz bence.
Her sektörde olduğu gibi bu alanda da denetim eksikliği sözkonusu. Adam gibi denetim yapılmaması, akademisyenleri kötülememizi gerektirmez. Ödeneklerin el altından birilerine verilmesi, bunun denetlenmemiş olması, hocaların suçu değildir.
Güzel demişsin hocam, zaten ben daha önce iyi yada kötü fark etmez hiç boş duran amaan parama bakarım yatıyo nede olsa diyen bir akademisyen görmedim, sadece bazen okutmanlar rahat olabiliyor ama zaten adamların görevide araştırmak değilki normal
-
@erebos hocam para için gereksiz yere yaz okuluna bırakılan çok kişi oldu, oluyor hocam, ama burada ben yine suçu denetimsizliğe bağlıyorum. Denetlemezsen, 5 sene para için öğrenciyi bırakabilir o hoca. Bence yanlış adımlardan birisi;
market açar gibi ünivesite açılmamalıydı. Zaten düşük olan kaliteyi daha da aşağılara çektiğine inanıyorum.
-
T3SL4 bunu yazdı
Herkez yiyor ama ortada ne global marka nede yazilim var.
Çok doğru. Bizim akademisyenler devlete sırtını dayamış memur mantığı yaşıyorlar.
Bunun en etkili ve net çözümü üniversitelerin özelleştirilmesi, üniversitelerde devlet müdahalesinin en azami seviyeye indirilmesi, mümkünse kaldırılması.
-
MATH bunu yazdıT3SL4 bunu yazdı
Herkez yiyor ama ortada ne global marka nede yazilim var.
Çok doğru. Bizim akademisyenler devlete sırtını dayamış memur mantığı yaşıyorlar.
Bunun en etkili ve net çözümü üniversitelerin özelleştirilmesi, üniversitelerde devlet müdahalesinin en azami seviyeye indirilmesi, mümkünse kaldırılması.
Özel üniversitelerle devlet üniversitelerini karşılaştırıldığında sonuç hiç de iyi değil, özel üniversiteler nekada riyi olursa olsun ilk gaye daima ticarethane olmaktır.
-
Bizim ülkemizde özel üniversiteler de devlet tekerinde. YÖK her an özel üniversiteler adına da kararlar alabiliyor.
Bildiğim kadarıyla örneğin Amerika'da devlet tekerinde bir üniversite yok. Bununla birlikte çok iyi üniversiteleri var. Bunun sebebi kesinlikle üniversitelerin özerkliği ve rekabet.
Rekabet olursa öğretim üyesinin de en iyisi, üniversitenin de en iyisi ortaya çıkar. Üniversiteler öğrencileri çekebilme adına daha kaliteli öğretim üyelerine sahip olmak için uğraşır.
Kısayol
Şikayet
Özel Mesaj
Alıntı yap
Cevapla