Bilim Teknik Teknoloji
Genel Görecelik Kuramının Doğruluğu Bir Kez Daha Kanıtlandı
Genel Görecelik Kuramının Doğruluğu Bir Kez Daha Kanıtlandı
-
Nolmuş burda ya karışmış ortalık ? yukardaki yorumda doğru tespit.
-
ulan kuran size zaten yazıyodu demeniz içinmi indirildi.kesin bu sözümede bir ayet vardir kuranda.adamın midesini bulandırıyorsunuz ya.bunada bir ayet vardir zaten.allah sana beni anla diyor be adam kurandan kopya çekte demiyor.sana bir oyun oynadım şifreyi çözki kendi kendine seni güzel yaratmışım diyebilesin diye. aha bu yazmaz işte kuranda
-
Kimse Einstein'ın ne kadar büyük bir deha olduğundan bahsetmemiş. tipik, amaçsız bir tartışma oluşturmuşsunuz. adamın 100 yıl önce eriştiği bilgileri biz bu yılda adam gibi tartışamıyoruz bile. o kadar geriyiz ondan.
-
Mali bunu yazdı:
-----------------------------
Yani Dünya Gittikçe güneşe yaklaşıyor
En sonda Eriyip yok olacak demek istiyor heralde
albert einstein bunu 100 yıl önce bulmuş
Boşuna bu kadar masraf yapmışlar
Kuran-i Kerim de Bunu söylüyor
-----------------------------haha güzel espri :)
-
ulquiorra bunu yazdı:
-----------------------------
Kimse Einstein'ın ne kadar büyük bir deha olduğundan bahsetmemiş. tipik, amaçsız bir tartışma oluşturmuşsunuz. adamın 100 yıl önce eriştiği bilgileri biz bu yılda adam gibi tartışamıyoruz bile. o kadar geriyiz ondan.
-----------------------------aynen katılıyorum(ciddiyim)
-
burdan çıkaracağımız en önemli nasihat;
Dr.Emmet Brown'un da dediği gibi 88.mil hıza ulaşıp zamanda yolculuk yaptıktan sonra akı kapasitörlerini yeniden doldurmak için yanınıza her zaman plütonyum bulundurun!
-
Arkadaşın biri uzay-zaman ilişkisini sormuş. Dilim döndüğünce ve bilgim yettiğince yardımcı olayım.
Geçenlerde National Geographic kanalında Einstein'in görecelik kavramını işliyorlardı ve hayretler içerisinde izledim. Uzay-zaman dedikleri kavramı, gerilmiş vaziyette altı boş bir çarşaf şeklinde düşünebiliriz. Bu gerili çarşaf üzerine, kütlesi olan ne koyarsanız, kütleyi koyduğunuz yerin altında çarşafın koyduğunuz kütle kadar bir çukurluk oluşturduğunu göreceksiniz. Bu, gezegenlerin büyüklüğüne göre bu çukurluk artmakta ve büyük kütleli gezegenlerin çarşaf üzerinde oluşturduğu meğil, nispeten daha küçük kütleli olanlara göre daha fazla olacağından çekim kuvveti olarak nitelendirdiğimiz, aslında meğilden kaynaklanan bir yuvarlanma söz konusu olacaktır. Peki neden o zaman gezegenler doğrudan birbirine çarpmıyor? Bunun nedeni; gezegenlerin hem kendi etraflarında, hem de güneşin etrafında dönüş hızlarıdır. Örneğin, Dünya Güneş etrafında yaklaşık 400.000 km/h hızla dönmektedir. Bu muazzam hız, Güneş'e doğru yaklaşma ve hatta çarpmayı engelleyecek yeterliliktedir.
Gelelim kara deliklere. Kara delikleri de, uzay-zaman olgusu dediğimiz gerilmiş bir çarşaf yapısının herhangi bir yerindeki, silindir şeklindeki dipsiz bir kuyu olarak nitelendirebiliriz. Bu yapının ağız kısmında, çarşaf şeklindeki uzay-zaman olgusunun üzerinde oluşturduğu meyil sayesinde de yakındaki her tür kütleyi içine çekmektedir. Bu çekim alanının geri dönüşü olmadığı noktaya da "ufuk çizgisi" ya da "ufuk bölgesi" adı verilir.
Şimdi uzayı anladık. Zaman ne? Arkadaş aslında bunu sormuş ama ben önce diğer konuları açığa kavuşturmak istedim. Dünya'da göreceli hız, bir noktadaki gözlemcinin gözlenen cismin hızını ölçmesine dayanır. Eğer, gözlemci hareketli ise, sanki gözlemci hareket etmiyormuş gibi hesap yapılarak hız bulunur. Örneğin; aynı yönde giden iki aracın birinin 30 diğerinin ise 50 km/h hızla gittiğini düşünürsek, 30 km/h hızda giden araçtaki bir gözlemci, diğer aracı 20 km/h hızla gidiyor olarak hesaplar. Araçların aynı hızlarda ters yönde gittiğini ve gözlemcinin aynı araçta olduğunu varsayarsak, bu kez gözlemci diğer aracı 80 km/h hızla gidiyormuş gibi hesaplayacaktır. Bu en basit fizik kanunlarından biridir, herkes bunu bilir. Ancak, ışık hızı için aynı şey geçerli değildir. Işık hızının (yaklaşık 300.000 m/sn) altında olmak kaydı ile (%99 oranında ışık hızına yaklaşılmış olsa dahi) hareket edildiğini varsayalım. Bir ışık demeti ile aramızdaki hız farkını hesaplayacak olursak, yine ışık hızını buluruz. Yani, ışık hızına %99 oranında yaklaşılmış olsa dahi, bu hızda giden bir cismin yanından herhangi bir ışık demeti yine 300.000 m/sn hızla geçecektir. Peki bu nasıl oluyor?
Einstein'in genel görecelik kavramı bunu çok güzel açıklıyor. Buna göre; bir cisim ışık hızına yaklaştıkça, zaman yavaşlar. Işık hızına ulaşıldığında ise, zaman durur. Einstein, bunu şu şekilde açıklamıştır: "Dünya'da bir adet ikiz kardeşi ele alalım. Bu kardeşlerden biri ışık hızında uzayda bir süre için yolculuğa çıksın. Döndüğünde, diğer kardeşinden çok daha genç olacaktır."
Biraz düşününce gerçekten ürkütücü geliyor :) Dünya üzerinde ışık hızında seyreden bir araç daha yapılabilmiş değil. Bu konuda pek çok teori de oluşturulmuş. Bunun bir tanesi ispatlanmış. O da, uzayın hareket ettirilebilmesi. Uzay-zaman olgusunu gerilmiş bir çarşaf olarak düşünürsek, uzay gemimizin önünde çarşaf üzerinde istenilen her daim kalacak şekilde oluşturulacak bir çukurluk ile, uzay gemisinin hareket etmeden, uzay-zaman olgusunun hareket ettirilmesi düşünülmüş. Matematiksel olarak ispatı da mevcut ama iş pratiğe döndüğünde nasıl böyle bir cihazın yapılabileceğini daha kimse bilmiyor.
İnsan aklının çok zor algılayabileceği, hatta herşeyi ile nasıl olduğunu tam olarak idrak etmemizin yıllar yıllar alacağı bu kavramı, Einstein'ın bizlere yıllar önce söylemiş ve ispatlamış olması neticesinde, Einstein'a minnet duymalıyız. 2. Dünya Savaşı zamanında Einstein'in Türkiye'ye gelmek istediği ancak İsmet İnönü'nün bu talebi yanıtsız bıraktığına dair bazı söylem ve belgelerin olduğu konuşuluyor. Ne kadar doğrudur bilemem. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Eğer o zaman Einstein Türkiye'ye gelseydi, belki de Amerika savaş nedeni ile ekonomik buhranla çöküntüye uğramış (sınırından içeriye saldırı almamış olduğu halde), Almanya belki yine yenilmiş, ama Türkiye tarihinin (Osmanlı İmparatorluğu'nun) gücünü korumuş ve hatta bu gücü daha da ileri seviyelere ulaştırarak mutlak barışı sağlamış olabilirdi. Kim bilir...
-
evet kur'anı kerim bilimden bahsetmiyor ama dinsizlerden ve onlar gibilerin şerrinden epey bahsediyor.. bu büyük bir mucize bence...
müslüman ülkelerin geri kalması onların suçu değil, sömürge uygulayan ülkelerin suçudur...
yabancıların işleri bizim dinimiz kadar güçlü, ama dinleri işlerimiz kadar kötü.. bu bir gerçek..
Kur'an size uzaydan fizikten biyolojiden anlatsaydı, vay be bunu dinleyen bahtsız bedeviler Allahın peygamberinin anlattığı bilgileri bir kenara bırakır bu adam acaba neyden bahsediyo diye düşünmeye başlarlardı.. asıl meseleyi bir kenara bırakırlardı..
peygamber sadece bir müjdeci ve bir mesajcıdır.. bir bilim adamı değildir.. kuran da bir bilim kitabı değildir. ama bilime yönlendiren bir kitaptır -
La tahribat noluyoruz yahu. Geçen gün de yine bi topic de denk gelmişti halen karşılıklı tartışmayı konuşmayı bilmiyoruz.
Ben size bir şey söyleyeyim mi.. Burada genelimizin yazdıkları genel geçer kurallarmış gibi görünmekle birlikte aslında şahsi fikirlerimizdir ve şahsi fikirlerimizi karşı taraftan birisinin kabul etmemesi bu sav ımızın genel doğruluğunu savunmaya itiyor bizleri sizleri onları:) offf çok karışık bi cümle oldu ama anlayan anladı rahat ol:)
Neyse arkadaşlar polemik yapıp yıkmayalım. babalar araştırmış bulmuş ve sende bunları okuyup ufkunu genişletebiliyormusun mesele budur arkadaş.
Bende inançlıyım bana göre de her şey kuran-ı kerim de yazıyor fakat bu demek değildir ki yan gel yat Osman...
Şimdi genel olarak ne demek istedim..
Eğer bu bükülmeler zamanı yavaşlatıyorsa süper hacı:) Zaman yavaşlar ve senin bunu algılama kabiliyetin sabit kalırsa ne olur biliyormusun.. Önce cisimleri birbiriyle etkileşimi yavaşlar ve sen bir suyun üzerinde koşabilirsin. Ne bileyim bir uçurumdan atladığında suya atlıyormuşsun gibi hissedersin:)
Yani diyeceğim o ki Allah bize beyin vermiş düşünelim diye:)
-
Hayatta en sevmediğim şey balık üzerine limon sıkmaktır...