The Matrix
-
adam gibi izlemediğimi fark ettim okumayı kestim hemen seriyi bitiriyim okuyucam hepsini
-
özet geç
-
merka ediyorum, okumak istiyorum ama okumaya da üşeniyorum mk
-
Robinson_Crusoe bunu yazdı:
-----------------------------
Onu bunu boş verinde buradan yatan onlarca felsefi görüşe göndermelere bakın siz,
Mimar: -Merhaba Neo.
Neo: -Sen kimsin?
Mimar: -Ben Mimar’ım. Matrix’i ben yarattım. Seni bekliyordum. Kafanda çok soru var, her ne kadar gidişat bilincini değiştirdiyse de, geri dönülmez bir şekilde hala insansın. Yanıtlarımın bazılarını anlayacaksın, bazılarını ise anlamayacaksın. İlk soracağın soru en uygunu olsa da, aynı zamanda önemsiz olduğunu farkedebilirsin ya da farkedemezsin.
Neo: -Neden buradayım?
Mimar: -Senin yaşamın matrix’in programlanmasının doğasında bulunan dengesiz bir denklemden arta kalanlarının toplamı. Normalde matematiksel bir kesinliğin armonisi olabilecekken, en samimi gayretlerime rağmen elimine etmeyi başaramadığım bir anomalinin olası sonucusun. Bu anomali, azimle kaçınılması gereken bir sıkıntı olarak kalmasına rağmen, beklenmedik bir şey değil. Seni kaçınılmaz bir şekilde buraya kadar getirdi.
Neo: -Soruma hala cevap vermedin.
Mimar: -Çok doğru. Enterasan, diğerlerinden daha hızlıydı.
(Diğer Şeçilmiş’lerin verdiği cevaplar monitörlerde beliriyor: Diğerleri mi? Hangi diğerleri? Kaç tane? Cevap ver!)
Mimar: -Matrix senin bildiğinden daha yaşlı. Anomalileri sayarak gidersek, yani bu altıncı versiyon.
(Bir kez daha monitörlerde diğer Seçilmiş’lerin cevapları beliriyor: Beş versiyon mu? Üç mü? Bana da yalan söylenmiş. Palavra!)
Neo: -Sadece iki olası açıklama var: ya kimse bana söylemedi, ya da kimse bilmiyor.
Mimar: -Aynen öyle. Senin de hiç şüphesiz anlamaya başladığın üzere, anomali sistemden kaynaklıydı, en basit denklemlerden iniş çıkışlar yaratıyordu.
(Diğer Seçilmiş’lerin cevapları bir kez daha monitörlerde beliriyor: Beni kontrol edemezsin! S**tir! Seni öldüreceğim! Bana hiç bir şeyi zorla yaptıramazsın!)
Neo: -Tercih. Sorun olan, tercih.
(Sahne değişiyor. Trinity’yi bir ajanla dövüşürken görüyoruz. Sahne tekrar Mimar’ın odasına dönüyor.)
Mimar: -İlk matrix kusursuza yakındı, bir sanat eseriydi, eksiksizdi, muhteşemdi. Sadece kendi muazzam başarısızlığıyla denk tutulabilecek bir zaferdi o. Kötü kaderinin kaçınılmazlığı şimdi bana, her insanın barındırdığı kusurun neticesi kadar aşikar. Bu sebeple onu, yaradılışınızın değişken acayipliklerini daha doğru yansıtması için tarihinizi temel alarak yeniden tasarladım. Ama bir kez daha yenilerek hayal kırıklığına uğradım. O zamandan beri şunu anlamayı başardım; cevap benden sürekli kaçıyordu çünkü daha az bir akıl gerektiriyordu, ya da belki kusursuzluğun parametreleriyle daha az sınırlı bir akıl... Böylelikle cevap, bir başkasına, ilk başta insan ruhunun bazı yönlerini daha iyi anlamak için yaratılmış sezgisel bir programa, çarpıp tökezledi. Eğer ben matrix’in babasıysam o şüphesiz annesi olurdu.
Neo: -Kahin.
Mimar: -Lütfen. Dediğim gibi, o (kahini kastederek) bir sorun üzerinde tökezledi ki bu sayede deneklerin neredeyse %99’u, tercih hakkı verildiğinde, hatta tercihin sadece bilinçaltı bir düzeyde farkında olsalar bile, programı kabul etti. Bu cevap işlese de, ilkesel olarak açıkça kusurluydu. Tersi durumda, çelişkili ve sistemden kaynaklı anomaliyi yaratarak, başıboş bırakıldığında sistemin kendisini tehdit edebilirdi. Programı reddedenler, halen azınlıkta olsalar da, başıboş bırakıldıklarında giderek artan bir felaket ihtimalini oluşturabilirlerdi.
Neo: -Zion’dan bahsediyorsun.
Mimar: -Buradasın çünkü Zion yokedilmek üzere. Sakinlerinin hepsi yokedilmek, tüm varoluşu bitirilmek üzere.
Neo: -Palavra!
(Diğer Seçilmiş’lerin cevapları bir kez daha monitörlerde beliriyor: Palavra!)
Mimar: -İnkar etmek, insan tepkileri arasında en tahmin edilebilir olanı. Ama, inan bana, bu onu altıncı yokedişimiz olacak. Ve bu işte müthiş becerikli bir hale geldik.
(Sahne değişiyor. Trinity’yi bir ajanla dövüşürken görüyoruz. Sahne tekrar Mimar’ın odasına dönüyor.)
Mimar: - Seçilmiş’in işlevi şimdi kaynağa dönmek, taşıdığın kodun geçici olarak yayımını sağlamak, ilk programı tekrar kurmak. Bundan sonra matrix’ten 23 kişiyi seçmen gerekecek, Zion’un yeniden inşası için 16 dişi, 7 erkek. Bu işleme uyum sağlamaktaki başarısızlık, sistemin matrix’e bağlı herkesi öldürecek bir şekilde çökmesine sebep olacak. Zion’un yokedilmesiyle birlikte bu, tüm insan ırkının soyunun tükenmesi demek.
Neo: -Buna izin vermezsiniz, yapamazsınız. Hayatta kalmak için insanlara ihtiyacınız var.
Mimar: -Bizim razı olabileceğimiz hayatta kalma seviyeleri mevcut. Yine de, asıl önemli nokta, senin, dünyadaki her insanın ölümünden doğacak sorumluluğu kabul etmeye razı olup olmadığın.
(Mimar, elinde tuttuğu kalemdeki bir düğmeye basıyor. Monitörlerde, matrix’in her yerindeki insanların görüntüleri beliriyor.)
Mimar: -Tepkilerini okumak ilginç. Beş selefin, tasarım olarak aynı tür bir temele dayanıyordu. Seçilmiş’in iş görmesini kolaylaştıran, türünüzün geri kalanına derin bir bağlılık yaratmayı anlamlandıran tesadüfi bir onaya. Diğerleri bunu çok genel bir anlamda yaşarken, senin deneyimin fazlasıyla kendine özgü. Aşk.
(Neo’nun rüyasında görmüş olduğu, Trinity’nin ajanla dövüştüğü sahne monitörlerde beliriyor)
Neo: -Trinity.
Mimar: -Yeri gelmişken, o matrix’e kendi hayatı uğruna, seninkini kurtarmak için girdi.
Neo: -Yo!
Mimar: -Nihayet, temel hatanın en sonunda kendini gösterdiği ve anomalinin kendisini hem başlangıç hem de son olarak açığa vurduğu hakikat anına geldik. İki kapı var. Sağındaki kapı, kaynağa ve Zion’un kurtuluşuna açılıyor. Soldaki kapı gerisin geri matrix’e, ona (Trinity’yi kastederek) ve ırkınızın soyunun tükenmesine açılıyor. Senin de münasip bir şekilde ortaya koyduğun gibi, sorun tercihte yatıyor. Ama biz zaten ne yapacağını biliyoruz, değil mi? Zincirleme tepkiyi görebiliyorum. Mantığı ve sağduyuyu ezmek üzere özel olarak tasarlanmış olan, duygu patlamasına işaret eden kimyasal belirtileri, şimdiden görebiliyorum. Bir duygu, basit ve açıkça ortada olan gerçeği karşı şimdiden seni kör ediyor: o (Trinity) ölecek ve buna engel olmak için elinden gelecek hiç bir şey yok.
(Neo solundaki kapıya doğru yürüyor)
Mimar: -Hmmph. Umut, insan aldanmasının en bariz örneği. Hem en büyük gücünüz, hem en büyük zayıflığınız.
Neo: -Yerinde olsam, bir daha karşılaşmamamızı umardım.
Mimar: -Karşılaşmayacağız
-----------------------------Güzel kaçırmamışsın :D
-
Bu arada yeni haber.Yani bu konuya göre yeni. Matrix 4 ve 5 çekilicekmiş.
http://shiftdelete.net/matrix-4-5-3d-geliyor-26705.html
-
yane sonuç olarak incil yok matrix mi var
-
Bilim-kurgu ile gerçekleri harmanlayıp, enfes bir aksiyonla yoğurulmuş Matrix serisi. Hayatımın filmkolik tarafında unutamayacağım 2 film wardır. Biri Matrix, diğeri ise Fight Club. Kendi elimle, aynen bu şekilde yorumlayarak Fight Club içinde bir başlık açacağım.
-
çizik
-
yazan eleman matrixle yatmış matrixle kalkmış :|
çok acayip durum yorumları çıkarmış. bende baştan izlemeye başladım. 1. si bitti. 2-3 ü de yarın izliycem :| bunlarada extra dikkat edicem :|
-
Jilet..