folder Tahribat.com Forumları
linefolder Derin Konular
linefolder Ateistlik İle İlgili Bir Kaç Soru .



Ateistlik İle İlgili Bir Kaç Soru .

  1. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    FahrenHeiT
    FahrenHeiT's avatar
    Banlanmış Üye
    Kayıt Tarihi: 06/Ağustos/2013
    Erkek

    herşeyin cevabı uzaylılarda gizli arkadaşlar
    kesinlikle sadece buna inanıyorum

    FahrenHeiT tarafından 28/Eki/13 20:27 tarihinde düzenlenmiştir
  2. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    exception
    exception's avatar
    Kayıt Tarihi: 20/Aralık/2009
    Erkek

    @unbalanced


    öncelikle cevabın için teşekkür ederim. şimdi, anladığım kadarıyla, arap dilinin zenginliği sebebiyle allah isimli tanrının kutsal ve evrensel olan dinini bir arap aracılığıyla bütün insanlığa gönderdiğini söylüyorsun. ve bu varsayımı basit bir örnekle doğrulamaya çalışıyorsun. 

    ama bu varsayım beraberinde daha önemli bir varsayımı da beraberinde getiriyor: yaratıcı, kutsal ve evrensel olan dinini, her açıdan kendisine hitap ettiği ve bu hitabın kutsal ve yüce olan dilin gelişmişliğini doğrulamaya yettiği için arapça olarak gönderiyor. islamiyet, arap dilinin gelişimine katkıda bulunuyor ve zaten gelişmiş olan arapça bir şekilde tanrının ismi söz konusu olduğunda bile her türlü çıkarma yapıldığı taktirde yine yaratıcıyı tanımlıyor ve o'na hitap ediyor. bu durumda, kutsal dil arapça, tanrının egosunu okşuyor, dilin sistematiği yüce yaratıcı üzerine kuruluyor ve bütün bunlar tanrı tarafından ilahi ve evrensel bir gerçeklikle doğrulanıyor ve bu da bütün insanlığa hitap eden evrensel dinin bir arap aracılığıyla gönderilmesini geçerli kılıyor.

    yukarıda yazdıklarıma inanabilmem ve bu senaryonun zaten olmayan gerçekliğini görmezden gelebilmem için bir arap olmam gerekirdi. ama malesef ben bir arap değilim. ve bir arap olsaydım da bu senaryonun evrensel bir gerçekliği geçerli kılmadığını, yüce yaratıcının, allah isimli tanrının, ırklar arası bir seçim yaparak, evrensel kuralları hiçe saydığını ve dolayısıyla bu dinin aslında kendi ırkıma hitap ettiğini ve evrensellikle hiçbir alakası olmadığını ve benim tanrımın ismindeki mucizevi kurgunun o dilin gelişmişliğini doğruladığı savının kutsallıktan öte, insan zekasının bir kurgusu olduğunu yine kendi zekamı kullanarak anlayabilirdim.

    babil kuleleri ile tanrıya yakınlaşma denemeleri, ve tanrının kuleleri yıkarak dünyaya dilsel ve ırksal çeşitliliği sunması gibi masalsı şahane mit tezi bile bana bir aşamaya kadar daha mantıklı geliyor ki, yüce yaratıcı burada, ırksal ve dilsel bir seçim ve ayrımcılık yaparak, evrensel kuralları hiçe saymıyor ki bu zaten tanrı katında bile mümkün değil. ama en azından, senin kulen bana daha yakın diyerek dinini o ırktan bir şahıs aracılığıyla bütün insanlığa göndermiyor, ve dolayısıyla kullarından da kule ayrımcılığı iddialarına rağmen kendi dininin evrensel olduğunu kabul etmesini beklemiyor.

    dünya edebiyatının babalarının ruslardan çıkması, rusçanın çok gelişmiş bir dil olduğunu göstermediği gibi, tanrı katında tercih edilebilecek bir dil olduğunu da göstermez.

     

    ---

     

    ikinci sorumda da anlaşılmayacak bir şey yoktu aslında. değinmek istediğim asıl nokta "muhammed ve cinselliği" değil. dilin gelişmişliğini hesaba katarak insanlığı düşünen ve bir nevi kişisel tercihleri olan ve diğer dilleri hiçe sayan tanrı, muhammed ve cinsel tercihlerini, kutsal ve evrensel olan dininin kitabında, aradan binlerce yıl geçse dahi farklı ırktan insanlar da dahil olmak üzere, neden bütün insanlığa anlatmak istiyor? 

    allah isminin arapçasının mucizelerindeki überlikler gibi detaylarla egosu okşanan ince düşünceli tanrı, aradan binlerce yıl geçse bile, bir yunanlının, bir romanyalının, bir isveçlinin, muhammedin asırlar önceki cinsel seçimlerinden nasıl bir ders almasını bekliyor ve bu konuyu neden evrensel olan kutsal kitabına dahil ediyor?

    ahzab 50:

    "Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve Peygamber nikahlanmayı dilediği takdirde müminlerden ayrı, sırf sana mahsus olmak üzere kendisinin mehrini Peygambere hibe eden mümin kadını almanı helal kılmışızdır. Bir zorluğa uğramaman için; müminlerin eşleri ve cariyeleri hakkında onların üzerine neyi farz kılmış olduğumuzu bildirmiştik. Allah bağışlayandır, merhamet edendir."

    bir bulgarlı vatandaş, binlerce yıl önceki bu cinsel tercih meselesinden kendisini ilgilendiren ne gibi bir çıkarım yapabilir ve ders alabilir ki?


    A man may be born, but in order to be born he must first die, and in order to die he must first awake.
  3. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    unbalanced
    unbalanced's avatar
    Kayıt Tarihi: 14/Haziran/2006
    Erkek

    @exception,

    Selamlar,

    Evrenselliğe baya takmışsın anlaşılan ama evrenselliğin dilinin ne olmalı konusunda sanırım kati bir kural yok. Bundan 40-50 yıl önce ülkemizde ve dünyada evrensel dil olarak fransızca kullanıyordu lakin bugün ingilizce, yarın çince olacağının bir garantisi yok

    Kur'an daki evrenselliği nasıl anlıyorsun bilmiyorum ama ben yine de anlatılmak istenileni söyleyeyim.

    Bazı ayetlerin başlarındaki hitaplara bakarsan, Ey insanlar der ya da Ey müslümanlar ya da Ey akıl sahipleri .. gibi ifadeler kullanır.Bunlar bir gruba yönelik ifadelerdir ya da tümünü kapsayan ifadelerdir. İslam, türkiye'deki laik zihniyetin ön gördüğü gibi tanrı ile kul arasında olan bir şey değil, bir sistemdir ve bu sistem ülkere yönetim biçimi olarak uygulanabilir. Bu konuda mecelle yi inceleyebilirsin. 

    İslam, insanı doğumundan ölümüne kadar, ne yediklerinden, ne yapacaklarından ya da yapmayacaklarından, nasıl yol bulacağından, hukuki, idari, mali işlerin nasıl olacağından bahseder ve insan hayatını programlar. Bir klavuz gibidir yani. Olması gereken en iyi şey o'dur. Ve İslam, insanlığı yüceltmiş bir sistemdir. İnsanlığı hor görmez, aksine kainattaki en değerli varlık olarak insanı görür.

    Osmanlı devletini referans alarak konuşursak, genel itibariyle bir çok hristiyan devlet 400-500 yıl egemenliği altında yaşadı. Nasıl olur da müslüman olmayan bir topluluk yönetilebilir? Çünkü islam'ın yönetim biçimi çok hukululuktur. Herkes kendi inancına göre yargılanır. Müslüman olmayana, islam kanunu uygulamak caniliktir. Osmanlı bunu yüz yıllar önce derin bir şekilde yaparken, şuan medeni diye övündüğümüz gelişmiş ülkelerde böyle bir serbesiyetin esamesi bile okunmaz, ingiltere hariç. 

    İngiltere, bi kaç yıl önce manchestar da (diğer bölgelerde de vardır yerlerini tam bilmiyorum) 6 tane şeriat mahkemesi kurarak ilk çok hukuklu devlet olmuştur. Müslümanlar genel toplum kaidelerini ilgilendirmeyen konularda bu şeriat mahkemelerinde davalarını görürler ki osmanlı devleti bunun kat be kat gelişmişini uyuglamıştır. 

    Kur'an daki ayrıma iyi bakmak lazım. Hitapların kime karşı yapıldığına bakmak lazım. Müslüman eğer bir gayri müslim idareyi yönetiyorsa, onları yönetirken hassasiyetlerini islam hukukuna göre belirlemesi lazım, adaleti sağlaması lazım. Çünkü yaratıcı müslümanlara güveniyor ve gayri müslimleri adaletle yöneteceğini bilerek onlara yetki veriyor ki zaten tarihte yapılanlar ortada. Tabi cumhuriyet tarihi, kendini ayakta tutabilmek için eskiyi kötülemiştir ama osmanlı devletini, insanları diğer büyük devletler gibi yönetmemiştir(ingiltere, fransa, rusya .. v.s. işgal ettiği ülkelere bir bak ne haldeler, ne dinleri ne dilleri kalmış..)

     

    Dini ne olursa olsun her insan kur'an dan kendine çıkarım yapabilir bu onun evrenselliğini gösteriyor. Ama senin algın arapça ile kısıtlı kaldığı için arapça'nın nasıl dünya dili olduğunu sorguluyorsun. İncil'in muhtemelen ibranice yazıldığı tahmin ediliyor.. Ama tüm hristiyan ülkelerin kutsal kitabı bu, ibraniceyi günümüz yahudileri kullanıyor, nijeryadaki ya da rusyadaki hristiyan ile ne alakası var? 

    Demek ki dil evrensel değil içindeki hükümler öyle.!! 

    Eğer benim demek istediklerimi evrensel dil arapça diye anlamışsan bunu demek istemedim. Sadece arapça nın çok gelişmiş olduğunu ve kur'an ın yani son kitabın da o dil ile yazılabilecek olduğunu söylemek istedim. Çünkü kur'an bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm kitapların teyidi niteliğindedir. Geçmiş , günümüz ve gelecek ile ilgili bir çok bilgi barındırır. Bunu aktarabilecek dil arapça olduğu için o dil ile gelmiştir. Bunu da kutsallık olarak değil, dilin gelişmişliğine bağlayın lütfen.

    ve örneklerini vermeye çalıştım sana basit mantık gelse de geçmiş dönemi incelediğimizde ve islamı açıdan bakıldığında bu sonuç ortaya çıkıyor.

    Arapça yoruma kapalı bir dil ama çevrimleri o dile bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Mesela dün Çek bir arkadaşla konuşuyorduk, nisa suresinde arapça çift (couple) anlamı, Çekçe kur'an da eşler (wives) olarak çevrilmiş. Bunu okuyan insanlar da farklı düşünüyor. O yüzden gerçekten Allah ın sözlerini anlamak için arapça bilmek gerek. 

     

    Ama ben bilmiyorum ve öğrenmek istemiyorum,o zaman da benim yaptığım gibi bir sürü çevirmeni okuyarak ayetin tam/yakın anlamını vermeye çalışırım. Çünkü düşünen kişiler için ibret vardır. 5 vakit namaz kılık bir tane ayetin anlamını bilmeyen adam için değil.

    Ben islamiyetin mükemmelliğini, araştırarak, okuyarak, öğrenerek buldum..

     

    Muhammed peygambere gelince, insanlar bazı ayetlerden kendine ders çıkarabilir, bazı ayetlerin anlamını ise yanlız Allah bilir, ucu açık ayetler (müteşabih ayet denir), bazıları ise şahsı ilgilendirir.. peygamberin evliliklerinin sebebini verdiğim videoda adam güzelce anlattı, tabi eksik çünkü savaşta ölen müslümanların eşlerini de nikahına alıyor koruma amaçlı. Koskoca peygamber 20 tane kadın alıp bunlarla ilşikiye girerse bu farklı bi anlama gelir ve inan sayısı da azalır ama peygamberin çok kadınla evlenmesinin sebepleri tamamen islam ile ilgili..

    ahzab suresinde, bedevilerin peygamberi rahatsız etmesi ile ilgili de ayet var. ama biz  bunlardan kendimize ders çıkaramayız mı? hala araplar aynı tarz evlerde oturuyor ve o bölgeleri düşünüp insanları nasıl rahatsız edebildiklerini hayal et.. insan ilişkilerinin nasıl olması ile ilgili örnek bunlar..

     

    mesela abese suresi (ayet değil, komple bir sure), bir fakir adam için peygambere indirilmiştir. Olayın cerayanı şöyle, peygamber, zengin ve toplumda söz sahibi olan insanlara islamı anlatmaya çalışıyor, çünkü güç toplamak için.. nasıl ki başbakan bugün çıkıp ben grip aşısı olmayacağım dediğinde bir sürü insan olmuyor ise o zaman da o insanların islama geçmesi yankı uyandırır.. tabi o insanlar kibirli insanlar. peygamberi dinlemek istemiyorlar ve alay ediyorlar. o sırada köylü biri geliyor ve peygamberimizi çekerek, ey muhammed onları bırak bana anlat diyor. peygamberimiz de yüzünü ekşitiyor bu adama karşı (abese , yüzünü ekşitmek demektir), ama Allah bu olaydan sonra ayet indiriyor ve bu sure geliyor..

    Gördüğün gibi peygamber de olsa hata yapabilir.. Çünkü mükemmellik Allah a mahsus bir şey. Peygamberlerin yaptığı hataya zelle deniyor. Ama sonuçta hata payları vardır ve yaratıcı düzeltebiliyor.. 

    mesela ilginç bir kaç ayet var ama bunları kimse irdelemez, peygamber kendini kayırmış der (haşa kendisi yazmış kitabı diye)

     

    "Eğer o Resul bizim adımıza birtakım sözler uydursaydı, onu elimizle yakalar, sonra da onun şah damarını keserdik. Sizden kimse de buna mani olamazdı." (Hakka, 44-47)

     

    -------

     

    neyse şu var, şimdi eğer ateist isen kur'an ı tartışmanın bir anlamı yok. Sen zaten bırak dini yaratıcıyı tanımıyorsun. O zaman din ile ilgili ne söylenirse söylensin hikaye gözüyle bakarsın ve bunun kimseye de faydası olmaz. Ben yıllarca her türlü gruptan insanlarla tartıştım konuştum. İslam'a geri dönen oldu, yumuşayan oldu, düşünmek isteyen oldu, aynı kalan oldu.. Ama bir ateist ile tartışılıyorsa öncelik bir yaratıcının varlığıdır. Bir deist ise o zaman din tartışılabilir. Ama senin muhammed şöyle demiş kur'anda demene ben ne cevap verirsem vereyim bir anlamı olmayacaktır çünkü sana göre zaten o kitap uydurmadır, tanrı sözü değildir.. O yüzden konuşmanın da anlamı yok bu konuda :))

     

    Ama ciddi anlamda öğrenmek istediğin şeyler olursa, bilgim olduğu müddetçe yanıtlamaya çalışırım. Demek istediğim şu, eğer sen inkarın en üst saflarındaysan, söylediğim şeylerin hiç bir anlamı yok senin için.. O yüzden inançsız insanlarla dini bu yönüyle tartışmanın, edindiğim tecrübeye dayanarak gereksiz olduğu kanaatindeyim


    Ülkesini Seven Her Türk Vatandasi, Ülkesinin Sessiz Istilasi'na karsi durmak zorunda.
  4. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    exception
    exception's avatar
    Kayıt Tarihi: 20/Aralık/2009
    Erkek

    @unbalanced


    cevabın için teşekkür ediyorum, ve hemen eklemek istiyorum: bir dinin evrenselliği, gerçekten hiç kimse kusura bakmasın ama, sadece o dönemin şartları kapsamında, hitap edilen kıta ve topluluk için geçerlidir. bu da islam dini için, yine hiç kimse kusura bakmasın ama "çöl yasaları"nın evrenselliğinden ötesi değildir.

    evet, evrenselliğe taktım ve özellikle bu konuyu vurguladım ve üzerinde durdum. çünkü, herhangi bir şeyin gerçek anlamda evrensel olabilmesi için, kendi gerçekliğinin dışına çıkabilmesi ve zaman ve mekandan tamamen bağımsız olması gerekir. islam öğretisini(bana göre mitolojisini) incelediğimizde bunun tam tersini görürüz. kuranı incelediğimizde bunun tam tersini görürüz. islam ve kuran bütünüyle içinde bulunduğu zaman ve mekanın dışa vurumudur. kuranı incelediğimizde bu tasvirlerin ardında yatanları algılayamamak için, tekrardan hiç kimse kusura bakmasın ama ya bir arap olmanız ve bazı şeyleri görmezden gelmeniz ya da ortalamanın altında bir algılayışa sahip olmalısınız. 

    bakara 25:

    "(Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır."

    hayatı çöl yaşantısından, kuraklıklardan ibaret olan bir topluluğa hitap eden kutsal kitabın böylesi vaadleri olması bir tesadüf değildir. bu basit tasvir bile kuranın evrensellikten ne kadar uzak olduğunun en basit örneklerinden biridir ki zaten evrensel bir öğretide vaadlerin bulunması başlı başına bir saçmalıktır. ben bu basit tasvirlerden sadece ilk aklıma geleni yazdım, ama bu ve diğerleri gibi örnekleri görmezden gelip bunlara yaratıcının sözleri diyebilmek bana pek mantıklı gelmiyor, gelene de saygı duymam, sadece beni ilgilendirmez, beni ilgilendirmemesi o kişinin görüşüne saygı duyacağım anlamına gelmez. beni ilgilendirmeyen bir görüşe saygı duymak da zaten anlamsızdır.

    çok eskiden izlediğim ve izlediğim için kendimi şanslı hissettiğim aşağıdaki video'da da muhammedin düz evren algısını ve kurandaki bu düzlüğe uyan tasvirleri detaylı ve cesur bir şekilde inceliyor, izlemeni öneririm:

    http://www.youtube.com/watch?v=NRattMa46eI

     

    ---

     

    yaratıcıyı tanımadığımı da nereden çıkarttın? evet islam dinini kabul etmiyorum, bu o dinin içindeki saçmalıkları görmezden gelemediğim ve o dinin mensuplarının yanıtlarını da hiçbir şekilde yeterli bulamadığım ve bazı durumlarda da ciddi anlamda komik bulduğum içindir. islam dininin elçisinin bir fakiri ciddiye almaması sonrası bütün evreni yaratan tanrının durumu düzeltmesi ve bir ayet indirerek uyarıda bulunması, bu tanrının himalayalardaki bir münzeviyi görmezden geldiğinin ve sadece çöl şartlarındaki bir elçinin durumlarıyla ilgilendiğinin basit bir örneğidir. ama bu kesinlikle, kuranı muhammedin yazmadığının bir örneği değildir, aksine bu ihtmali yükseltebilecek bir hikayenin örneğidir.

    kurandaki evrensellik algısı, insanların inkar edebileceğini ayetler indirerek bütün insanlığa bildirmek ve kuranı muhammedin yazabileceğini düşünebilecek insanların olabileceği yönündeki çok ileri görüşlü komik ve basit ileri sürümlerden ibarettir. 

    ben, bir tanrının, bir firavunla gözleşmesinden, ve firavunu örnek almasından, ve bu olayı evrensel olan kitabına yansıtmasından, o tanrının sadece o dönemin şartlarıyla ilgilendiği çıkarımını yaparım.

    suara 49:

    "Firavun, “Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım” dedi."

    maide 33:

    "Allah ve Peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozgunculuğa uğraşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayakları kesilmek ya da yerlerinden sürülmektir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara ahirette büyük azab vardır."

     

    ---

     

    ayrıca bir ateist ile din tartışmakla, bir deist ile din tartışmak arasında hiçbir fark yoktur. ateist'de dindeki saçmalıkları irdeleyecek ve mantığıyla çelişen komiklikleri irdeleyecektir, deist'de aynısını yapacaktır. birinin bir yaratıcıya inanması veya inanmaması hiçbir şey ifade etmez. zira inananın tanrı algısının islam mitolojisindeki allah karakteriyle hiçbir alakası yoktur, olmamalıdır da. eğer sen fark olduğunu iddia ediyorsan, o zaman o irdelemenin objektifliğinde bir sıkıntı vardır ve bu yanlış ve mantıksız sonuçları doğurur.

    exception tarafından 29/Eki/13 14:11 tarihinde düzenlenmiştir

    A man may be born, but in order to be born he must first die, and in order to die he must first awake.
  5. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    unbalanced
    unbalanced's avatar
    Kayıt Tarihi: 14/Haziran/2006
    Erkek

    @exception,

    selamlar,

    hocam senin evrensellik anlayışın yaratıcıdır. Sana göre bugüne kadar kainatta hiç bir evrensellik yoktur. Çünkü bunu zaman ve mekan haricine bağlamışsın. Zaman ve mekan haricinde bulunan sadece yaratıcıdır ki bunlara bağımlı olsaydı yaratıcı olamazdı. Oysa önceki mesajlarımda sana islam'daki evrenselliğin nasıl olduğunu anlattım. Kendi evrensellik tanımın farklı olabilir ama kast edilen evrensellik önceki mesajımda yazdığım şekilde.

    İslam dininin ilk muhattabı peygamberin çevresindeki arap topluluğu ve haliyle onlara yönelik cezbedici şeylerin de olması lazım, başka ayetlerden de yakut, mücevherden bahseder mesela, bunları da ben ingiliz kraliyet sarayı için düşünemem mi, altın için de afrikayı? Yani bir ayeti alıp binlerce ayeti yok eder gibi bak burda araplara hitaben demiş diyorsun. Gördüğüm kadarıyla önceki yazdıklarımdan hiç bir şey anlamamışsın. Çünkü ben orada, kur'an daki mesajları parça parça insan gruplarına yolladığı, onlara hitap ettiğini anlattım ama yine kısır noktaya gelmişsin.

    İşte kast ettiğim tartışmanın gereksizliği bu.. Emin ol sana kafandaki her sorunun cevabını veririm, bir soru için gerekise saatlerce de konuşabilirim. Çünkü bu konuda çok araştırma yaptım ve gelecek soruları da biliyorum.

    Ancak benim itikatim, edindiğim tecrübeye bağlı olarak dediğim gibi ateist ile bunun konuşulması mantıklı değil, çünkü bir çıkmaza giriyorsun. Ben islam dinini pratik hayatta savunan biri olduğum için, her türlü insanla tartıştım ve oluşan kanaatim bir ateist ile dinin tarıtşılmasının yersiz olduğu sonucunu çıkardım. Çünkü ateist adama dini değil yaratıcıyı anlatmalısın..

    ve en son yazdığın firavun olayına cevap verip konuyu kendi açımdan kapatıyorum.

    Allah'ın katındaki tek din islamdır. İlk insandan başlayarak günümüze kadar gelen her hak din islamdır. Dolayısıyla mantığın aynı olması gerekiyor. O yüzden yahudilerden de, pagan dinlerinden de, budislerden de müslümanlığı andıran özellikler bulabilirsin. Çünkü Allah bazı kurallarını evrensel, bazı kurallarını da çağ ve topluma göre vermiştir. Mesela oruç tutmanın daha önceki toplumlara da farz kılındığı söylenir kur'an da. Ya da namazın. Yahudilerin ibadetini incele lütfen aradaki benzerliği göreceksin.

     

    Şimdi firavun a gelelim, firavunlar öncelikle bir ailedir, bir soy gibi devam ediyor. Şuara suresinde bahis olan konu, musa peygamber zamanında geçmiştir. Firavun un elleri ve ayaklarının çapraz kestirilmesi daha önce o toplumun var olan geleneklerinden geliyor. Bu geleneklerin kaynağı da o toplumun tahrif edilmiş dini. Yani musa döneminden atıyorum 500 yıl önce gelmiş bir dinin emirleri böyle ama zamanla tahrif edilip geçerliliği kalmamıştır ancak bazı emirleri o döneme kadar ulaşmıştır. Firavun un esinlendiği olay da bu'dur.

    Bu ceza biçimi islam'da da mevcut, çünkü firavun un esinlendiği ceza da yine bir hak dinin cezası. Dolayısla burada benzerlik olmasında ne problem var anlamadım.. 

    Son olarak maide suresi 33. ayeti cımbızla çekip islamın emri bu şekilmiş gibi gösterilmiş (sen farklı bi amaçla yazdın biliyorum), kısaca islam'daki savaş hukukuna değinirsem. İslam da savaşlar savunma ya da bir topluluğa zulüm uygulanıyorsa o zulmu kaldırmaya yöneliktir. Ve de düşmanın sana karşı savaşmayı bırakırsa savaş biter..

     

    benim inancıma saygı duymuyorsan ve alay ediyorsan o zaman Allah böyle durumlarda müslümanların yapması gerektiğini şöyle söylemiştir

    “Ayetlerimiz konusunda ‘alaylı tartışmalara dalanlar:’ -onlar bir başka söze geçinceye kadar onlardan yüz çevir. Şeytan sana unutturacak olursa, bu durumda hatırlamadan sonra, artık zulmeden toplulukla beraber oturma.” ( Enam 68)”

     

    inanmadığın bir yaratıcının, inanmadığın dinini tartışmak abeslik ve gereksizliktir. İnancıma saygı duymayan birine de anlatacak bir şeyim yok.. Zaten ilgilenmiyormuşsun ama nedense tartışma hep sizin güruhtan geliyor. 

    Benim çok sevdiğim bir hoca var, kendisi ateist. Ama bu adamın ağzından ne dinle ilgili bir şey duyarsın ne hakaret ettiğini ne tartıştığını ne kendi düşüncesini başkasına empoze etmeye kalkıştığını... İşte ilgilenmeyen bir adamın yapması bu, senin yaptığın gibi değil.. O yüzden herkes o hocayı çok severdi ve bir çok kişi hocanın o yönlerini bilmezdi. Sırf hoca olduğu için değil, dışardaki hayatı da böyle adamın.. 

    Neyse dediğim gibi, bundan sonra gereksiz bir tartışmaya girmiyorum, çünkü ne söylersem söyleyeyim kısır bir noktaya geleceksin. Çünkü sen başta matematiğin eşitlik kuralını kabul etmemişsin ki 4=4 ü anlatabileyim sana..

    Saygılar

     

     


    Ülkesini Seven Her Türk Vatandasi, Ülkesinin Sessiz Istilasi'na karsi durmak zorunda.
  6. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    exception
    exception's avatar
    Kayıt Tarihi: 20/Aralık/2009
    Erkek

    @unbalanced


    hocam, kafandaki her sorunun cevabını veririm diyorsun, ama, "tanrı, muhammed ve cinsel seçimlerinin neden evrensel bir kitapta bütün insanlığın umurunda olmasını istiyor?" diye sorduğumda, bana, muhammedin bütün evliliklerinin siyasi sebeplerden dolayı olduğunu anlatan bir adamın videosunu cevap olarak gösteriyorsun.

    benim sorum muhammedin neden çok geniş bir cinsel hayatı olduğu değil ki, bu adamın açıklamaları benim sorumu cevaplar bir nitelik taşısın. benim sorum, basitçe: "bu geniş cinsel yaşantının, bütün insanlığın evrensel kitabında binlerce yıl sonra bile bir arnavutlunun karşısına neden çıkması gerekliliğiyle" alakalı ki ben bu olayı başlı başına ciddi anlamda fail olarak görüyorum.

    dolayısıyla, bu konuda bana yaptığın açıklamalar, hiçbir şekilde beni tatmin etmiyor, edemiyor, mantığım her defasında daha üstte kalıyor, ben bu durumu yine her zamanki gibi saçma ve gereksiz buluyorum. durum böyle oluncada bu sözde "evrensel" kitap bir çöl bedevisinin cinsel seçimlerine hitap edebilecek kadar çölsel bir evrensellik taşıyor. ve sana bu konunun neden kutsal ve evrensel olan ilahi kitabın içine dahil edildiğini sorduğumda, bana diyemiyorsun ki: "çünkü bu din muhammedin dini, ve yüce yaratıcı muhammede üstün cinsel ve siyasal ayrıcalıklar tanıyor."

     

    ---

     

    evet, evrenselliği, gayet haklı olarak, zaman ve mekan haricine bağlıyorum, çünkü bugüne kadar yeryüzüne indirildiği iddia edilen dinlerin hiçbirisinin evrensel olmadığını biliyorum, ben bunu iddia etmiyorum, bunun öyle olduğu ortada, ben bunu direk olarak kurandan örnekler vererek ispatlayabiliyorum, ama sen bana diyemiyorsun ki: "evet bu din çöl şartlarının dışa vurumu, muhammed ve çevresindekilerin başına gelen hikayeleri ve mucizeleri anlatan bir tür arap derlemesi, ve böyle bir şeyin evrenselliğinden söz edilemez."

     

    ---

     

    firavun olayında söylediğin şey, hiçbir şekilde bir cevap niteliği taşımıyor, olayı musaya bağlamışsın ki, bu cesur adamın hikayesi, ve aynı cezayı uygulaması, allahın, evrensel ve kutsal olan kitabında, firavunun cezasına yer vermesini ve hemen ardından aynı cezayı emrederek onu örnek aldığı gerçeğini hiçbir şekilde değiştirmiyor. ve sen bana diyemiyorsun ki: "bu kutsal kitap, firavun ve cezalarını ilgilendirebilecek kadar evrensel, ve tanrı bir şekilde firavuna özeniyor."

     

    ---

     

    islamdan daha eski olana "hak din" demişsin, ve firavunu örnek alma olayını bu din sayesinde bir şekilde doğrulamaya çalışmışsın. o zaman sana demezler mi,

    tekvin 17:7'de zaten:

    "seninle ve senden sonra soyunla yapacağım ahit nesiller ve devirler boyu sürecek bir ahit olacak; sana ve senden sonra soyuna tanrı olmak için bunu yapacağım."

    diye bir şey var ve yüce tanrı aynen islamda olduğu gibi burada da ırksal bir ayrım yapıyor ve hak olanın bu olduğunu söylüyor.

    ve sonra aynı tanrı yine kuranın korunduğunu iddia ediyor.

     

    ---

     

    tamam hocam, bundan sonra gereksiz bir tartışmaya girme ki zaten daha gerçek anlamda bir "tartışma"ya bile girdiğimizi sanmıyorum. bana verdiğin yanıtların hiçbiri bir "cevap" niteliği taşımıyor. ben evrensellikten bahsediyorum, sen bana arap topluluğu olduğu için onlara yönelik cezbedici şeylerin olması gerektiğinden bahsediyorsun.

    neyse, ayrıca, saygı duymadığım bir şeye hakaret edecek veya o şeyi aşağılayacak değilim, ama saygı duymadığımı belirtebilecek kadar da dürüstüm.

    exception tarafından 29/Eki/13 16:08 tarihinde düzenlenmiştir

    A man may be born, but in order to be born he must first die, and in order to die he must first awake.
  7. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    antivirus
    antivirus's avatar
    Kayıt Tarihi: 18/Eylül/2006
    Erkek

    epeydir yazamadım  konular baya sapmiş  her zamanki gibi :)

    bi kaç soru daha geldi aklıma şimdi mesela şu anda türkiyede cogunluğun müslüman oldugu veya sadece müslüman demeyelim bişeylere inanan

    bi ülkede yaşiyor mesela bu  ateist çevresinde nasil  karşılanıyor yada şöyle bişi sorayim mesela anne babanda böyle bi durum yokken sen böyle

    biri oldun  olan örnekler varmi  bilmiyorum varsa mesela anne babanın  tepkisi ne oluyor .

    ikinci sorum bu kişi yine bu ülkede yaşıyor ama bu sefer müslüman dicem  bu kişi öldü diyelim mesela  annen baban inanan bireyler 

    acaba cenazesi nasil oluyor namaz mi kiliniyor camide falan mi olur yani biraz enterasan bi soru da aklıma takıldı  saçma bi sorumu onuda

    bilmiyorum fakat merak ediyorum  

     

    antivirus tarafından 04/Ara/13 00:10 tarihinde düzenlenmiştir

    Nev-i Şahsına Münhasır.
  8. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ProBilisim
    ProBilisim's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Ocak/2013
    Erkek

    Antivirus, en son soruna ben yazayım bişeler kendimce:

    Bir ateist, müslüman toplumda yaşayınca: Kendini pek belli etmiyor, Halka bazen uyum bile sağlıyor. Dini sohbetlere sanki müslümanmış gibi katılıyor.Duruma göre veya menfaatine göre dini terimler sözler kullanabiliyor. Ama bütün müslümanlarıda masallara inanan insanlar gibi görüyor kendi içinde. kendinide farklı, daha özgür, kural tanımamazlığın kendisini daha özel yaptığını düşünüyor. İnansamda inanmasamda bir sorun yok diye düşünüyor.

    Anne babası Müslümansa, çoçuğunu ters karşılar genelde.Bu yüzden çoğu ben inançsızım diyemiyor. Söyleyenlerde artık anne babasının aptal olduğunu, onların bu duruma alışması gerektiğini düşünüyor açık ve net.

    Ateist çoçuk öldüğündede anası babası cenaze namazı kıldırıyor genelde.Eş dost elalem bilmesin, hatta Allah affetsin,Müslüman olarak kabul etsin gibide düşünüyorlar.  Normalde Dinimize göre bir ateistin cenaze namazı kılınmaz.Arkasında durulmaz,şahit olunmaz ve ona dua bile edilmez.  


    Sana Herşeyi uzun uzun anlatabilirim ama senin yerine anlayamam.
  9. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    beyaban
    beyaban's avatar
    Kayıt Tarihi: 26/Aralık/2009
    Erkek
    ProBilisim bunu yazdı

    Antivirus, en son soruna ben yazayım bişeler kendimce:

    Bir ateist, müslüman toplumda yaşayınca: Kendini pek belli etmiyor, Halka bazen uyum bile sağlıyor. Dini sohbetlere sanki müslümanmış gibi katılıyor.Duruma göre veya menfaatine göre dini terimler sözler kullanabiliyor. Ama bütün müslümanlarıda masallara inanan insanlar gibi görüyor kendi içinde. kendinide farklı, daha özgür, kural tanımamazlığın kendisini daha özel yaptığını düşünüyor. İnansamda inanmasamda bir sorun yok diye düşünüyor.

    Anne babası Müslümansa, çoçuğunu ters karşılar genelde.Bu yüzden çoğu ben inançsızım diyemiyor. Söyleyenlerde artık anne babasının aptal olduğunu, onların bu duruma alışması gerektiğini düşünüyor açık ve net.

    Ateist çoçuk öldüğündede anası babası cenaze namazı kıldırıyor genelde.Eş dost elalem bilmesin, hatta Allah affetsin,Müslüman olarak kabul etsin gibide düşünüyorlar.  Normalde Dinimize göre bir ateistin cenaze namazı kılınmaz.Arkasında durulmaz,şahit olunmaz ve ona dua bile edilmez.  

    amacım konuyu uzatmak değil de anlamadığım kısım neden dua edilmez iyi doğru insandı ama inanç konusunda zayıftı veya inancı yoktu bu allah ile onun arasında biz neden onun arkasından rahmet okumayalım dua etmeyelim allah razı olsun gibi minnet kelimeleri kullanmayalım ?


    Türkçülük dün bir kaynaktı, bugün bir çaydır. Yarın coşkun bir ırmak olacak ve önünde ki bütün engelleri yıkacaktır.
  10. KısayolKısayol reportŞikayet pmÖzel Mesaj
    ProBilisim
    ProBilisim's avatar
    Kayıt Tarihi: 02/Ocak/2013
    Erkek
    beyaban bunu yazdı
    ProBilisim bunu yazdı

    Antivirus, en son soruna ben yazayım bişeler kendimce:

    Bir ateist, müslüman toplumda yaşayınca: Kendini pek belli etmiyor, Halka bazen uyum bile sağlıyor. Dini sohbetlere sanki müslümanmış gibi katılıyor.Duruma göre veya menfaatine göre dini terimler sözler kullanabiliyor. Ama bütün müslümanlarıda masallara inanan insanlar gibi görüyor kendi içinde. kendinide farklı, daha özgür, kural tanımamazlığın kendisini daha özel yaptığını düşünüyor. İnansamda inanmasamda bir sorun yok diye düşünüyor.

    Anne babası Müslümansa, çoçuğunu ters karşılar genelde.Bu yüzden çoğu ben inançsızım diyemiyor. Söyleyenlerde artık anne babasının aptal olduğunu, onların bu duruma alışması gerektiğini düşünüyor açık ve net.

    Ateist çoçuk öldüğündede anası babası cenaze namazı kıldırıyor genelde.Eş dost elalem bilmesin, hatta Allah affetsin,Müslüman olarak kabul etsin gibide düşünüyorlar.  Normalde Dinimize göre bir ateistin cenaze namazı kılınmaz.Arkasında durulmaz,şahit olunmaz ve ona dua bile edilmez.  

    amacım konuyu uzatmak değil de anlamadığım kısım neden dua edilmez iyi doğru insandı ama inanç konusunda zayıftı veya inancı yoktu bu allah ile onun arasında biz neden onun arkasından rahmet okumayalım dua etmeyelim allah razı olsun gibi minnet kelimeleri kullanmayalım ?

    Neden Dua Edilmez. Çunku Allah ateistlere kafirlere dua edilmesinin bir kula kalmadığını hatta Peygambere bile kalmadığını açık ve net söylüyor. Onun Namazı kılınmaz,şahit olunmaz,ona dua edilmez. Müslüman kimse bunun aksini söyleyemez. (Herşeyin en doğrusunu Allah bilir)

    Tevbe sûresi, 84:
    "Kâfirler/Münafıklardan ölen hiç kimsenin asla namazını kılma, kabrini ziyaret etme. Zira onlar Allah'ı ve Peygamberini inkâr ettiler, Hak yoldan çıkmışlar olarak öldüler."

    Tevbe sûresi, 113:
    "Cehennemlik oldukları kendilerine açıkça belli olduktan sonra akraba da olsalar Allah'a ortak koşanlar için ne peygamberin ve ne de mü'minlerin Allah'tan af dilemeleri onların yapacağı iş olamaz."


    Sana Herşeyi uzun uzun anlatabilirim ama senin yerine anlayamam.
Toplam Hit: 8626 Toplam Mesaj: 76