Tanrı"Nın Konuştuğu Dil
-
ben ne dedim.dedim ki Allahın güzel ismi die birşey yoktur.çünkü Yaradan olduğu için tabi k,i en güzel isim osdur.konuyu farklı yerlere çekme .kaldı ki ertanı niye sevmeyeyim.sevdiim biridir kendisi
-
Antioksidan: cevabım ertana..
eğer sen bana o ayeti söliceksen ve tam olarak türkçeye çevrilemediğini kastediorsdan o ayeti sen de nnamıosun.annamadığın şeyi nie sölüosun.
diğer bir konu bana kes sesini otur gibi bir uslupp kullanamazsoın...
kuran araplara inbmedi compinin dediği gibi....
Allaha tanrı derim.kimseyi de ilgilendirmez....sen tanrım sana inanıyorum dediğinde Allah seni putperest mi sanıyor.Allahın guzel isimleri die saçma spaan şeler var.Allah-Tanrı isminin bir anlamı olmasa bile güzeldir.gtten nameler u uydurmayın
Hocamın dediği gibi sevgi anlamında bir sorunumuz yok,sadece bazı konularda anlaşamıyoruz ve bu yüzden de tartışıyoruz bu da doğal birşey.Şimdi konuya dönelim
Uslübum sert olabilir,ama konununun bir müslüman için hassasiyetini düşünürsen yadırgamayacağın kanaatindeyim. Kuran arapça yazılmıştır,arapça en basit dil olmakla beraber yoruma kapalı bir dildir.Yani lastik gibi konuları oraya buraya çevirmek diğer dillere göre zordur. Bizim her ayeti anlamak kadar bilgi seviyemiz yoktur,bunun için arapça bilmek gerekir,onların gramer yapısını da bilmek gerekir.Türkçede eş sesli kelimeler olduğu gibi arapçada da mevcut.Siz sanmayin ki mealde doğrusu kullanılıyor.Meal sadece yazıyor bunu anlamak için ordaki kelimelerin hangi anlamda kullanıldığını bilmektir.Bu da bizim kıt bilgimizle yapacağımız işlerden değildir
Sorun türkçe kuran değil arkadaşlar,bir sürü meal var,acaba kaç kişi okuyor,herşey türkçe olsa ne deyişecek ki sanki.Okuyan adam alır türkçesini de okur,ama okunuyor mu sizce? Hep işin basitine kaçmaktan yanayız millet olarak.Eğer sen kuran okuyacaksan kardeşim tamam git türkçe kuran al da oku,oku sen yeter ki oku kardeşim,boşver arapçayı türkçesini oku ama okuuuu
Esma-ül hüsnayı kabul etmemen hem şaşırttı hem üzdü beni.Tüm alimeler Allah ın isimleriyle dünyadaki olayları anlatıyor.Rezzak rızk anlamındadır mesela.İnsanlara rızk verir.Kahhar kahr et anlamındadır,bazen bu lafı kullanmıyor muyuz? Söylediğimiz o laflar Allah ın güzel isimleridir. Tanrı diye bir ismi hiç bir islam alimi kullanmamıştır gerçek manasında.Allah varken tanrı neden? Kuran da da Allah yazıyor,eğer tanrı dersen o zaman kuran a da inanmamış olursun.Hamdi yazarın da çevirisine bak Allah mı yazıyor tanrı mı yazıyor
Saygılarımla
-
hojam kuranuın türkçesini okuyorum zaten...
ama sadece arapça okuyup anlamamktansa insanlar bildiği dilde okumalıdır diorum ben -
anti sözüm sana:
Kelime i Tevhid in anlamı:
hani Anlamak için soruyorsun ya
Tanrı yoktur yalnız ALLAH vardır HZ. Muhammed onun kulu ve elçisidir
ben tanrı die bir şeyin varlına inanmıyorum olmaz da..
ALLAH vardır
adam ineğe tapıyo.ateşe güneşe tapıyo
tanrı dio.
------------------------------------------------------------
O nun özel bir ismi var ALLAH güsel isimleri var
isteyen inanır istemeyen inanmaz boylar cehennemi....
Kafirun suresinde ki gibi sen dieceksen ben kafir deilim
eğer sen Tanrı demeye devam et olacaksın...
çünkü kafir inanmaz .
sen inanıyorsan tanrıya kafirsin
Bu sözüm her tanrı dien kişiye
-
Arapça bilmiyorsan tabii ki kuran okumalısın,ben okuma demiyorum,aksine Allah ın ilk emri olan "ikra" sözcüğünü söylüyorum,oku yani. Ama önemli olan tam manasıyla anlamaktır.Bu anlamı gerçekten aldığına inanıyorsan o zaman sorun yok derim.Ama normal türkçe bilen biri kurandan tam manasıyla verim alamaz.Sonra çelişkiler başlar ve kurandan şüphe duyar.Maazallah imanını bile kaybedebilir.Çünkü bir çok komünist kuranın türkçesini okuyor ve kendince çelişkiler buluyor.Ama gerçek açıklamayı bilmiyor ki.Ben bundan endişe duyuyorum.Kimseye karşı kötü bir niyetim nasıl olabilir ki benim.Hiç bir çıkar da gütmem...
-
tanrı çoğul anlamda kullanılır ama ALLAH tektir amenna ve saddakna yanii islamiyette tanrı kelimesi yoktur ok hem allahın güzelisimleri vardır ve paygamberimiz allahın isimleriyle ondan yardım isteyin diyor mesela rahman olan allahım bana acı beni affet gibi yani ALLAH ın kuran da geçen isimleri vardır ve bunalr inkar edilemez fakat tanrı diye bi kavram yoktur islamiyette
-
ALLAH'ın İSİMLERİ (ESMÂÜL HÜSNA LİSTESİ)
Allah'ı ve hayatı tanıyıp anlamak için Allah'ın isimlerinin anlamlarını çok iyi kavramalı ve anlamalıyız.
Allah: Yaratan, yapıp-eden, ezelî, ebedî olan, varlığında başkasına muhtaç olmayan, eşsiz, ortaksız kudret.
Afüvv: Affeden, hataları, günahları bağışlayan.
Ahad: Zatında, varlığında tek olan.
Âhir: Sonu olmayan.
Ålim: Tüm bilgilerin kaynağı olan, her şeyi gereğince bilen.
Alîm: Her şeyi bilen, bilgi bakımından eşi ve benzeri olmayan.
Aliyy: Yüceliğin kaynağı ve sahibi. Ulu.
Azîm: Ululuğun kaynağı ve sahibi, çok yüce.
Azîz: Kudret ve onurun kaynağı ve sahibi. Çok güçlü, çok onurlu.
Bâri': Var eden, varoluşu kotarıp yöneten.
Basîr: Görme gücünün kaynağı, en iyi şekilde gören. Her şeyi gören.
Bâtın: Gözle görülemeyen, her şeyde kendinden bir güç bulunan.
Bedî': Var eden, yarattıklarını ahenk ve güzellikle donatan.
Berr: İyilik ve lütfu sonsuz olan. Eşsiz cömert.
Câmi: Toplayan, bir araya getiren. Mahşer günü tüm insanları, hesap vermek üzere huzuruna toplayan.
Cebbâr: Yapılmasına karar verdiği şeyi, dilediğinde zorla yaptıran.
Evvel: İlk. Başlangıcına zaman belirlemek söz konusu olmayan.
Fâtır (Fâlık): Yaratan. Bir takım varlıkları yarıp parçalayarak yeni varlıklara ve oluşlara vücut veren.
Fettâh: Açan. Fetih ve zafer lütfeden. Kolaylık sağlayan.
Gaffâr: Dilediğinden, günahları beklenmedik şekilde affeden.
Gafûr: Sürekli bir biçimde günahları affeden.
Gâlib: Her hal ve şartta galip gelen.
Ganî: Zengin. Zenginliği sınırsız olan. Yanında herkesin yoksul kaldığı kudret.
Haalik: Yaratan, var eden.
Habîr: Her şeyden en iyi biçimde haberdar olan.
Hâdî: Hidayet veren. Doğruya, iyiye ve güzele kılavuzlamada en yüce kudret.
Hafîz: Koruyup gözeten. Her şeyi kontrol ve gözetimi altında tutan.
Hakîm: Tüm hikmetlerin kaynağı. Her yaptığında mutlaka bir hikmet bulunan.
Hakk: Gerçeğin kaynağı ve belirleyicisi. Her yaptığı ve emri gerçeğe en uygun olan. Hakkın ve hukukun kaynağı ve belirleyicisi.
Halîm: Davranışlarında yumuşak ve şefkatli. Sertlik ve katılıktan uzak olan.
Hallâk: Yaratışı sürekli olan. Yarattıklarında sürekli yeni boyutlar ve türler oluşturan. Yaratışındaki yoğunluk ve çeşitliliği izlemek mümkün olmayan.
Hamîd: Her türlü övgünün sahibi ve muhatabı olan. Dilediğini, dilediği şekilde öven.
Hasîb: En iyi ve en hassas biçimde hesap soran. Tüm yarattıklarını ince bir hesaba uygun olarak var eden.
Hayy: Sürekli diri. Hayatın kaynağı. Kendisi için ölüm söz konusu edilemeyen.
İlah: Tapılmaya layık tek kudret. Yüce, eşsiz.
Kaadir: Kudretin kaynağı ve sahibi.
Kaahir: Yarattıkları üzerinde hüküm ve egemenlik kuran. Dilediğinde kahır ve baskıyla sindiren.
Kadîr: Gücü her şeye ulaşan, her şeyde hissedilen.
Kâfî: Hem kendisine hem de yarattıklarına yeten. Kullarının her türlü istek ve ihtiyaçlarına, araya başkası girmeksizin cevap veren.
Kahhâr: Gerçeği örtüp, buyruklarına karşı çıkan inkârcıları kahrı altında ezen.
Karîb: Çok yakında olan. Kullarına şah damarlarından daha yakın olan. Yakarış ve çağrıları duymada hiçbir aracıya, âlete gerek bırakmayan.
Kavî: Gücü bizzat kendinden olan. Gücünü kullanmada hiçbir buyruğa ve yönlendirmeye muhtaç olmayan.
Kayyûm: Kudretin kaynağı. Kudretiyle her şeyi kıvamında tutan.
Kebîr: Tüm büyüklük ölçülerinin kavrayamayacağı şekilde büyük olan.
Kuddûs: Tüm kutsallıkların kutsadığı, tüm varlığın tespih edip yücelttiği. Tüm noksanlıklardan arınmış, tüm yüceliklerle donanmış olan.
Latîf: Gözle görülmeyen. Lütfu ve bağışı çok olan.
Mâlik: Sahip olan.
Mecîd: Cömertlik ve ululuğun kaynağı, cömert ve ulu.
Melik: Güç, saltanat ve yönetimin en yüce sahibi.
Metîn: Her hal ve tavır karşısında sebat ve dayanıklılığını koruyan. Güçlü, zorlu.
Mevlâ: Koruyup gözeten, destek veren. Sevdiklerinin her hal ve şartta yanında bulunan.
Mucîb: En iyi şekilde, en kısa zamanda cevap veren. Kullarının istek ve yakarışlarına aracısız cevap veren.
Muhît: Her şeyi çepeçevre kuşatan.
Muhyî: Yaratan, hayat veren. Ölüleri dirilten.
Mukît: Yarattıklarının gıda sistemlerini, beslenme tarzlarını belirleyen ve her birinin gıdalanmasını yerli yerince düzenleyen.
Muktedir: Gücünü, kendisi tarafından belirlenen ölçüler ve planlar dahilinde görünür hale getiren. Gücünden, yarattıklarına belli oranlarda nasip veren.
Musavvir: Şekil, renk ve desen veren. Görünüş kazandıran, görünüşü ahenkli kılan.
Müheymin: Hükmü altında tutan. Yarattıklarının, kendisi tarafından belirlenen ölçülere uygunluğunu denetleyen.
Mümin: İnanan, güvenen. İnsana bir takım emanetler bırakan. Güven ve iman sunan. Kendisine iman edenlerle yakın ilişkiler içinde olan.
Müsteân: Darda ve zorda kalanın baş vurduğu, yardım dilediği kudret. Kendisinden yardım ve destek istenen.
Müteâl: Aşkın, yüce. Akıl ve bakış ölçülerinin ulaşamayacağı boyutlarda olan.
Mütekebbir: Ululuk ve yüceliğin kaynağı olan. Kibre, böbürlenmeye sapanları hizaya getiren.
Nasîr: Yardım eden. Yardım etmede yer, zaman ve sınırı kendisi belirleyen.
Nûr: Işık. Işığın, aydınlığın, yol gösterişin, erdirişin kaynağı ve yöneticisi olan.
Rab: Besleyip, terbiye edip eğiten. Yarattıklarını belirlediği bir programa uygun olarak, bir takım hedeflere götüren. Tekâmülü programlayıp yöneten.
Rahîm: Rahmet ve merhameti sınırsız olan. Dünya hayatını buyruklarına uygun biçimde yaşayanlara, ölüm sonrasında özel rahmetler sunan.
Rahman: Rahmeti sonsuz olan. Kendisine inanan inanmayan herkese rahmet ve merhametinin tüm nimetlerini ayrım yapmadan sunan.
Rakîb: Kontrol eden, gözleyip gözetleyen.
Raûf: Acıma, şefkat ve esirgemesi sınırsız olan.
Refî': Yüceliğin sahibi ve tüm yüceliklerin dağıtıcısı olan. Dilediğini, dilediği makam ve yüceliğe çıkaran.
Rezzâk: Yarattığı tüm varlıkların rızklarını bol bol veren.
Samed: Tüm ihtiyaçların, niyetlerin, övgülerin, yakarışların yöneldiği eşsiz kudret.
Selâm: Esenlik, barış ve mutluluğun kaynağı. Esenlik, barış ve mutluluğun nasıl sağlanacağını gösteren.
Semî': En iyi şekilde işiten, duyan. Her şeyi işitip duyan.
Şâkir: Şükredenleri duyup ödüllendiren. Kendisine şükredenlere teşekkür eden.
Şehîd: En yüce tanık. Her şeyi görüp gözetleyen. İnsana, görüp gözetleme, tanıklık etme gücünü veren.
Şekûr: Bütün şükürlerin yöneldiği kudret. Şükredenlere daha fazlasını veren. Şükredenlere teşekkür eden.
Tevvâb: Tövbeleri çok kabul eden. Tövbe nasip eden. Kendisine yönelenlerin, bu yönelişlerini karşılıksız bırakmayan.
Vahhâb: Bağışı sınırsız olan. Sürekli ve sınırsız bir biçimde bağışta bulunan.
Vâhid: Sıfatlarında, özelliklerinde tek ve biricik olan. Kullarının, ibadet ve yönelişlerinde kendisine herhangi bir varlığı eş ve aracı tutmamalarını isteyen.
Vâris: Bütün mülk ve saltanatların, sonunda kendine teslim edildiği kudret. Dilediğini, dilediğine mirasçı kılan. Barış severleri mülk ve yönetime sahip kılmayı esas alan.
Vâsî: Kudret ve belirişi süreçle birlikte açılıp saçılan. Varlığı sürekli genişleten. Yaratışı ve yarattıklarını dilediği şekilde artırıp genişleten.
Vedûd: Sevginin kaynağı olan. Seven. Sevdiren. Sevme-sevilme ilişkisini kotaran. Tüm sevgilerin en son ve en yüce gayesi olan.
Vekîl: Gücü ve yönetimi kullanan. Kendisine teslim olanlara vekâlet eden. Son söz ve yetkiyi elinde bulunduran.
Velî: Dost, yardımcı, destek veren. Kendisine inananların dostluğunu kabul eden. Kendisine inananların en güvenilir dost olarak yalnız kendisini kabul etmelerini isteyen.
Zâhir: Her şeyde tecelli eden. Tüm yarattıklarında, kendisinden görünebilir izler, işaretler bulunan. -
emir reisim iyi olmuş asmaül hüsnayı vermişsin
ben baktım tanrı diye bi şey yazmıo orda.....
ayrıca siz hala diye niye allah demeyi,ezanı arapça okumayı yada kuranı arapçadan okumayı
türk kültürüne hakaret gibi düşünüosunuz siz hangi türk devletinde ezanın türkçe okunduğunu yada Allaha tanrı dendiğini duydunuz
türklüğün aslı böyle
bunun aksini bana kanıtlıyacak varsa çıksın hadi -
samurai kardeşim ben de anlamıs deilim ya tanrı tanrı kimdir bu tanrı ben bilmiyom benim bildiğim ve olması gereken de ALLAH dır...
ama bunu hala uzatıyolar etrafdan bir iki şey duyuyorlar sonra burada bişiler sölediklerini sanıyolar
ben yıllarca böle zihniyetli kişilerle kapısdım her türlüde kapısırım... -
afferin sana sen kapışmaya devam et o zmn
Toplam Hit: 8103 Toplam Mesaj: 52