Kim Bu Musevi "TÜRK" Bürokratı?
-
e hani bu ülkedeki laiklik hani din özgürlüğü?
'nüfus cüzdanı müslümanı' değilmiş en azından..
-
Bakalım görüşmeler sürüyor ne çıkacak işin altından?
Bu buluşma kıyameti koparır!Komuta katı boşaltıldı. Kameralar karartıldı. İlker Başbuğ'un beklediği misafir içeri girdi. Peki kimle görüşmüştü? İşte o isim;Kritik türban kararı ve Ak Parti'nin kapatılma davası sürecinde ortaya yine bomba gibi bir iddia düştü. Taraf Gazetesi'ne göre Anayasa Başkanvekili Osman Paksüt ile 2 ay sonra Genelkurmayın başına geçeçek Orgeneral İlker Bağbuğ karargahta gizlice görüştü...
KARARGAHTA ÖZEL DAVETLİNOT: Başbuğ'un Genelkurmay
Başkanlığı koltuğuna oturmasına
az bir süre kala ilginç haberler
ortalığı sarmaya başladı.
Bunlardan biri de Vakit'e servis
edilen Ağlama Duvarı'ndaki
fotoğraflar oldu. Hatırlanacağı
gibi Büyükanıt göreve gelmeden
önce de bu tür bir karalama
kampanyası başlatılmış, hatta
Büyükanıt'ın "Sebatayist" olduğu
gibi çirkin iddialar sanal alemden
pompalanmıştı. İşte aynı şey
şimdi Başbuğ için yapılıyor...
Bugünlerde Başbuğ ile ilgili
çıkacak haberleri bu yönü ile
de okuyun...
Taraf Gazetesi'nin çok tartışılacak iddiasına göre; Osman Paksüt, "özel davetli" olarak 4 Mart 2008 günü saat 17:00'de, 06 LLU81 plakalı mavi siyah Mercedes'le geldiği Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda bir saat 15 dakika süreyle Org. Başbuğ ile başbaşa görüştü.
GÖRÜŞMENİN ZAMANI ÇOK KRİTİK
Türban düzenlemesi için CHP tarafından açılan iptal davasından 7 gün sonraya, AK Parti'ye kapatma davasının açıklanmasından 13 gün önceye denk düşen görüşmenin gizliliği için olağanüstü önlemler alındı.KAMERALAR KARARTILDI
Komuta katı tamamen boşaltıldı. Paksüt'ün komutanlığa giriş yapmasından önce bizzat Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ'un emriyle giriş ve çıkıştaki güvenlik kameralarına "karartma" uygulandı.ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİ RAHATSIZ
Buluşmanın Anayasa Mahkemesi'nde görüşülecek olana kritik kararlar arifesinde gerçekleştirilmesi, başta güvenlik kameralarına karartma uygulanması olmak üzere komuta kademesinin boşaltılması ziyaretin kamuoyundan gizlendiği izlenimini yarattı. Ayrıcak görüşmenin başta karargahtaki bazı komutanlar olmak üzere, Anayasa Mahkemesi üyeleri arasında da gerilim nedeni olduğu belirtiliyor. -
ben elimden geleni yaptım herkesi bilinçlenmesi için günümüzdeki en populer şeyi yani facebooku kullandım ve konuyla ilgili grup kurdum adım hıdır elimden gelen budur...
-
BASIN AÇIKLAMASI
TARIH : 14 Haziran 2008
NO : BA - 32 / 08
Geçmişte olduğu gibi, bir süredir bazı basın ve yayın organlarında ve kaynakları meçhul İnternet sitelerinde, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve onun ömürlerini vatana ve millete adamış komutanlarına karşı maksatlı ve seviyesiz bir karalama kampanyasının başlatıldığı derin bir üzüntü ile izlenmektedir.
Bu kampanya kapsamında, komutanların medeni dostluk ilişkileri çerçevesindeki görüşmeleri, kamuoyuna gizli ve amaçlı buluşmalar gibi sunulmaktadır. Açıklanması suç teşkil eden kişisel sağlık bilgileri, yasal olmayan yollarla elde edilerek gazete manşetlerine taşınmaktadır. Hiç bir izan ve insaf ölçüsüne sığmayacak kadar bayağı ve saldırgan olan bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Ayrıca, bu maksatlı haberlerle bağlantılı yorumlarda, olağan bir görüşme; "Asla suça bulaşmaması gerektiği halde suça bulaşmış iki kurumun iki önemli mensubu gizlice (!) buluşuyorlar" şeklinde verilmekte ve "Haber kaynaklarımız Genelkurmay'ın içinden" denilerek etik olmayan yollara başvurulmaktadır.
Şüphesiz, bu tür yaklaşımlara karşılık yasal yollara başvurulacaktır. Bu kişiler ve kurumlar; işlerine geldiğinde yargıyı öven, işlerine geldiğinde yargıya saldıran kişi ve kurumlar olup, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve onun mensuplarına yaptıkları saldırıların hesabını yine yargı önünde vereceklerdir. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu tür saldırılara karşı mücadele azmini yasalardan ve yüce Türk milletinin sağduyu ve güveninden almaktadır.
Türk ulusuna saygı ile duyurulur.
kaynak : tsk.mil.tr
-
şimdi kimse kusura bakmasın ama dayanamayacağım artık bu şererefsiz soysuz bir kısım medya ortaya her zaman olduğu gibi asılsız saçma sapan iddalar atıyo ve malesef bazılarıda buna inanıyo neden ordumuzu bu bir kısım şerefsiz medya karalar anlamam yoksa bu bir kısım medya nın anası babası belli değilmi tohumu başkamıki bunların ordumuza bu denli düşmanlar.
edit: bunu ortaya atan o medyanın taaa anasını skm yeter arkadaş ya ne bu ya.
-
Vakit denilen sürekli mikser görevi gören o boktan gazetenin hiç bir zaman bu halkın kendi içerisinden çıkardığı o SANLI ORDUYU veya o ŞANLI ORDUNUN BİR MENSUBUNU karalamaya gücü yetmeyecektir...
Bu ülkeyinin gerçek sahiplerini yıpratmak isteniyor. Ama bu halk bu şanlı halk, şanlı millet kimin hangi safta olduğunu biliyor... Onlar gidip Harun Yahya eserleriyle ılımlı islamcılık, dinler arası diyalogculuk oynasın! İsrailin gücüne güç katmak adına bu ülkenin güçlenmesini engellesinler... Bu ordu bu halkın içerisinden kuruluyor, ordan burdan ithal edilmiyor. Benim okuyup oralara gelememe engel ne? veya bir başka TÜRK evladının. O Şanlı Orduyu Şanlı Türk Halkı oluşturuyor o yüzden yemiyoruz bu tarz saçmalıkları...
"Keser döner sap döner gün gelir hesap döner!"
Er-geç bu halk yattığı uykudan uyanacak, vakitlerin durduğu o şanlı anlar gelecek...
Tanrı Ordumuzu Daim Kılsın!
[Amin]
-
Bu yobazlar Türk silahlı kuvvetlerini yıprtamya halkı Tsk dan uzaklaştırmaya yönelik herşeyi yapar Allah hepsinin belasını veir vakitmiş
-
Bu da mescid-i aksa versiyonu
O görüntüleri gazetelerınde yayınlayanlar buna ne der acep
-
Orospucocuklugundan baska birsey degil vakitin yaptigi ,alin hurriyetten bir yazi bugun...
Ertuğrul ÖZKÖK
Fotoğraf mı istiyordun, al işte
GÜNLERDİR eski fotoğraf albümlerimi, dijital albümlerimi karıştırıyorum.
Beni ve eşimi Kudüs’te "Ağlama Duvarı" önünde gösteren bir fotoğraf karesini arıyorum.
Yanılmıyorsam Kudüs’e üç defa gittim. Bunların hepsinde de üç dinin mekánlarını ziyaret ettim.
Mescid-i Aksa, Kıyamet Kilisesi ve Ağlama Duvarı.
İkisinde eşimle birlikteydik.
Mescid-i Aksa’da dua ettik.
Kıyamet Kilisesi’nde de dua ettik.
Ağlama Duvarı’na gittik.
Girerken başımıza kipa taktık.
Ellerimizi duvara sürdük.
Küçük káğıtlara dilekler yazıp duvardaki deliklere soktuk.
Orada da dua ettik.
Dünyanın dört bir köşesinde çeşitli dinlere ait mabetleri ziyaret ettim.
Hepsinde "Yaradan"la baş başa kaldım.
Allah’ın bize verdikleri için şükrettim.
Birçoğunda fotoğraflarım çekildi.
Ama bir tekini, sadece bir tekini bulmak istiyordum.
Ağlama Duvarı’nda, başımda kipayla bir fotoğraf.
* * *
O fotoğrafı bulup köşeme koymak ve bu ülkede insan yıpratmanın en ahlaksız, en dinsiz, en imansız yollarına tevessül eden insanların gözüne sokmak için yayımlamak istiyordum.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’u, servis yoluyla yıpratmaya çalışanlara, "Buyurun beni de yıpratın. Ağlama Duvarı’nda komutanın yanında ben de duruyorum" demek istiyordum.
Bulamadım.
Çektirdiğimi hatırlıyorum, ama bir türlü bulamadım.
Fotoğrafı bulamadığım için yapacağım tek şey, bir yazı yazıp oraya koymaktı.
Onu yaptım.
Bir de dedim ki: "İlker Paşa’nın Mescid-i Aksa’da da çekilmiş fotoğrafı var. Aynı gizli eller neden o fotoğrafı da servise koymuyor?"
Bu cümlemi aldılar, günlerdir manşetlerinden soruyorlar.
"Nerede Mescid-i Aksa’daki fotoğraf?"
Servisi yapanların ahlakından, cibiliyetinden o kadar eminler ki, öyle bir fotoğrafın bulunduğuna inanmıyorlar.
Herkesi, kendileri gibi inanç üzerinden, kutsal değerler üzerinden, din, Peygamber, iman üzerinden en pespaye, en kirli siyaseti yapacak kadar tıynetsiz sanıyorlar.
Oysa hepsi biliyorlar ki, bu ordu, milletinin ordusudur, milletinin bağrından çıkmıştır ve milletinin inançlarını onlar da aynen yaşamaktadır.
Ama gel de o kafaya, güya iman üzerine kurulmuş en imansız kafaya bunu anlat.
Herkesi kendi gibi biliyor ya, "Nerede fotoğraf" diye soracak cüreti kendinde bulmuş.
Kimbilir belki de o fotoğrafı servis yapan karanlık tipler güvence vermiş, "Merak etme, camide fotoğrafı yok" demişler.
O da inanmaya hazır. Ordusunun subayının imanının gerçek iman olduğunu biliyor da söylemek işine gelmiyor.
Ona göre iman dediğin şey, ille de teşhir edilmelidir.
Cuma namazına mı gittin, herkesin gözüne sokmalısındır.
Oruç mu tuttun, tutmayana hesap sormalısındır.
O yüzden, "Nerede fotoğraf" diye soruyor.
* * *
Al işte fotoğraf.
Hem Ağlama Duvarı’nda, hem Mescid-i Aksa’da.
Hem Yahudi’nin kutsal mabedinde, hem Müslüman’ınkinde.
Birinde eli duvarda, ötekinde iki eli Allah’ına doğru açılmış.
Şimdi sorsam: "Utandın mı?"
Nerede o yüz...
Al işte fotoğrafı, al ama iş bitiyor mu?
Asıl meselemizi, asıl haksızlığımızı, asıl suçumuzu affettirebiliyor muyuz?
Bu ülkede Yahudiliği, Yahudi inancını hálá insan yıpratmak için malzeme olarak gören bu kafa, bu Nazi kafası olduğu sürece, hiçbirimiz insanlık huzuruna gönlümüz ak olarak çıkamayacağız.